Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, AA muhabirine, Endonezya’nın Cakarta kentinde düzenlenen Indo Defence Expo&Forum 2022’de, Türk savunma sanayisinde yürütülen füze ve roket projelerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin yurt dışından hava savunma sistemleri tedarik ederken ihracat yapar noktaya gelmesini bir yolculuk olarak nitelendiren Demir, gerçekleştirilen ihracatların da bu yolculukta erişilen kilometre taşları olduğunu söyledi.
Demir, kademeli hava savunma sistemi oluşturma çalışmalarında mesafe aldıkça bir yerlere ulaşıldığını belirterek, “Ortaya çıkan ürünlerimiz bu kilometre taşlarının gösterimi veya hayata geçmesi. Yolculuk devam edecek diyoruz. Yolculuk devam ettikçe her kademedeki ürünlerimizin ihraç imkanları doğacak. Bu tür fuarlarda, platformlarda onların satışlarıyla ilgili konular da gündeme gelecek. Nasıl olduğunun cevabı, zaten başlatılmış olan çalışmalarda alınan mesafeler ve ortaya çıkan ürünler ki bu süreceğini düşündüğümüz ve önünde başka hedefler olan projeler zinciri.” diye konuştu.
“Siper”ler zincirleme olarak gelecek
Uzun menzil hava savunma sistemi Siper’in de bu yolculuğun parçalarından biri olduğunu vurgulayan Demir, şu bilgiyi verdi:
“Siper’in kendi içindeki kademe, blok versiyonları ve çeşitleri de yolculukta kilometre taşları olarak anons edilecek. Gerekli testler yapılıyor. Her bir test edilen ürünün envantere girmesiyle bir sonraki aşama beklenecek. Onların çalışması devam ediyor. Önümüzdeki sene belirli kabiliyetlerdeki ‘Siper’imiz hizmete girecek ama Siper’de Blok 0, Blok 1, Blok 2, Blok 3 diye adlandırdığımız çeşitli kabiliyetlerin artırılmasıyla gelişen bir sistemler zinciri olacak.”
Yeni füzeler, yeni kabiliyetler
Türk savunma sanayisinde son dönemde gündeme gelen Gezgin, Tayfun ve Cenk füze sistemlerine ilişkin soru üzerine İsmail Demir, şunları kaydetti:
“Belirli teknolojilerde yola çıktığımızda, dünyada mevcut ürünler ve teknolojilerin ortaya çıkardığı kabiliyetler var. Bu kabiliyetleri kendi bünyemizde de edinmek üzere faaliyetlerde bulunuyoruz. Yolculukta da kilometre taşları ortaya çıkıyor. Bu da öyle oldu. Muhtelif menzil ve kabiliyetlerde çeşitli füzelerimiz vardı, havadan yere, yerden yere, denizden denize gibi. Onların menzil, kabiliyet, elektronik harbe karşı koyma, farklı faydalı yük, fırlatma sistemleri gibi çeşitli modelleri devam ediyor. Roket ve füze sistemleri söz konusu olduğunda 3 çeşit roket motoruna da çalışıyoruz demiştik, katı, sıvı, hibrit yakıtlı. Onların da tabi uygulamaları ortaya çıkıyor olacak. O açıdan gerek jet motorlu seyir füzeleri olsun gerekse katı, sıvı, hibrit yakıtlı uygulamalar ortaya çıkıyor olacak. Gerek jet motorlu seyir füzeleri olsun gerek katı, sıvı ve hibrit yakıtlılar olsun belirli yerlere uygulanacak. Bu uygulamaların hepsi kendi başına, kendi adıyla bir ürün anlamına gelecek. Onların çeşitli adlarla duyurusunu yapıyor olacağız. Bahsettiğiniz isimlerle ilgili özellikleri de zamanı gelince, ürün süreci devam ediyor, testler yapılıp ortaya çıktığında da daha detaylı olarak görebileceksiniz.”
Savunmada ihracat kriterleri
Savunma sanayisinde ihracatın sürdürülebilirlik anlamında önemli bir kalem olduğunu vurgulayan Demir, füze ve hava savunma sistemleri konusunda Türkiye’nin ihracat yaklaşımına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Savunma sanayisi ürünü ihracatı meselesi tamamen ticari bir olay değil. Bizim de kendi ihraç politikalarımız var, müsaade süreçlerimiz var, Türkiye’nin dış politikalarıyla ilgili çeşitli parametreler var. Çok iyi bilinen bir gerçek şu ki herhangi bir savunma sanayisi ürünü ihracatı söz konusu olduğunda bir ihracat izin belgesi gerekiyor. Milli Savunma Bakanlığımızın uhdesinde olan bir iş bu. Onlar da Dışişleri Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ile koordinasyon ve bilgi alışverişiyle bu işlemleri sürdürüyorlar.”