Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 2026 yılının sonuna kadar 26 gigavat artışla yüzde 53 büyümesi bekleniyor. Bu büyümenin yüzde 48’inin güneş, yüzde 30’unun ise rüzgar enerjisinden sağlanacağı öngörülüyor.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Yenilenebilir Enerji Piyasa Raporu’na göre, Türkiye’de geçen yıl devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesi 2019’daki kapasitenin iki katına çıktı. Bu artışta, büyük çaplı hidroelektrik santrallerinin devreye girmesi ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’ndan yararlanma tarihine yetiştirilmeye çalışılan yatırımların hızlanması etkili oldu.
Türkiye’de 2021-2021 döneminde devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesinin ise bugünkü seviyesine göre 26 gigavat artışla yüzde 53 büyüme göstereceği öngörülüyor.
Bu kapasitenin yaklaşık yüzde 80’inin güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanması beklenirken, hidroelektrik yatırımlarındaki büyümenin ise yavaşlayacağı tahmin ediliyor. Rüzgar enerjisinde ise 2022-2024 döneminde beklenen yavaşlamanın ardından yeniden toparlanma öngörülüyor.
Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü ise ekim sonu itibarıyla 99 bin 50 megavata ulaştı. Bu kapasitenin yüzde 53’üne karşılık gelen 52 bin 555 megavatını yenilenebilir kaynaklar oluşturdu.
Türkiye büyümede Avrupa 5’incisi olacak
Raporun başyazarlarından IEA Kıdemli Analisti, Heymi Bahar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 2021-2026 döneminde Avrupa’da yenilenebilir enerji kapasitesini en fazla artıran 5’inci, dünyada ise 12’inci ülke olacağını dile getirdi.
Avrupa’da yenilenebilir enerji kapasite artışında Almanya, Fransa, İspanya ve Hollanda’dan sonra Türkiye’nin yer aldığını belirten Bahar, “Ana senaryomuza göre Türkiye’de bu dönemde beklediğimiz 26 gigavatlık kapasite artışı daha fazla da olabilir. Zaten İspanya ve Hollanda ile de Türkiye’nin rakamları oldukça yakın.” dedi.
Proje bazlı hidroelektrik santrali yatırımları ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projelerinin bu artışta önemli rol oynayacağını söyleyen Bahar, şunları kaydetti:
“26 gigavatın yüzde 48’ini güneş, yüzde 30’unu rüzgar, yüzde 14’ünü hidroelektrik, yüzde 7’sine yakınını biyoyakıtlar ve kalan kısmını jeotermal enerji yatırımları oluşturuyor. Bu dağılım dünyadaki yenilenebilir enerji yatırımlarındaki dağılıma benzer şekilde gerçekleşiyor. 2021-2026 dönemindeki küresel yatırımların da yüzde 60’ını güneş, yüzde 30’unu rüzgar projelerinin oluşturmasını bekliyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de takip etmesi en zor alan çatı güneş projeleri. Bu alandaki kapasite artışlarını aylık olarak takip ediyoruz. Türkiye’de çatı güneş santrali kurulumlarında hareketliliğin beklentimizden yüksek olduğunu gördük. Bu alandaki projeksiyonumuzun ilk güncellemesini mayıs ayında yaptık. Daha sonra 9 aylık verilere baktığımızda beklentimizden daha yüksek bir kapasite artışıyla karşılaştık.”
Türkiye, Paris Anlaşması kapsamındaki yenilenebilir enerji hedeflerine daha erken ulaşacak
Bahar, yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve ithal fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmada önemli rol oynayacağına dikkati çekti.
Türkiye’nin Paris Anlaşması kapsamında ulusal katkı beyanında 2030’a kadar rüzgar ve güneşte 26 gigavat kapasite oluşturmayı taahhüt ettiğini anımsatan Bahar, “Bizim projeksiyonumuza göre, Türkiye hedefine rüzgarda 4 yıl, güneşte ise 7 yıl önceden ulaşıyor ve çok daha fazla potansiyel var.” dedi.