Türkiye’de, 23 Şubat 1994’te, dönemin Başbakanı olan Tansu Çiller’in dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i aramasıyla gerçekleşen ilk cep telefonu görüşmesinin üzerinden 27 yıl geçti. Geçen zaman içinde hem dünyada hem de Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyük değişimlere sahne oldu.
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, sürece ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’yi cepten “alo” ile tanıştıran ilk şirket olarak 27 yıldır geliştirdikleri yerli ve milli teknolojilerle Türkiye’nin bu alanda söz sahibi olması için çalıştıklarını söyledi.
Türkiye’nin “teknolojide tüketen değil, üreten ülke olma” vizyonu doğrultusunda, yerli ve milli ekosistemin geliştirilmesini öncelikle milli bir görev olarak gördüklerini ve bu alanda azami çaba göstererek katkı sunmaktan gurur duyduklarını ifade eden Erkan, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin Turkcell’i olarak 1994 yılında yola çıkarken ülkemizin en iyi iletişim altyapısını kurmayı hedefliyorduk. Bu hedefimize kısa zaman içerisinde ulaşarak sektörümüzde lider duruma geldik. Ancak ulaştığımız noktayı hiçbir zaman yeterli görmedik ve müşterilerimize en yenilikçi teknolojileri sunmak amacıyla bir GSM operatörünün ötesine geçmek için çalışmalarımızı sürdürdük. Bu amaçla mobilde 1.4 Gbps, sabit şebekede ise 10 Gbps hızları destekleyen dünyanın en iyi altyapılarından birini ülkemize kazandırdık. Bugün müşterilerimize iletişim altyapısı sağlayan bir operatörden çok daha fazlasını sunan bir şirket haline gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz.”
“Sahip olduğumuz güçlü altyapının 5G’ye geçişimizi kolaylaştıracağına inanıyorum”
Murat Erkan, sektör için en büyük kırılma noktalarından birinin sesin yerini dataya bırakması olduğunu, bu sürecin gerçek anlamda ivmelenmesinin ise 2009 yılında 3G’ye geçişle birlikte yaşandığını, ardından 2016’da 4.5G’nin hayatlara girmesi ile bu alanda çok büyük değişimler gözlendiğini anlattı.
Artık cep telefonlarının hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini vurgulayan Erkan, devamla şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sektörümüzde bir diğer önemli kırılma noktasının da 5G’ye geçişle birlikte olmasını bekliyoruz. 5G sadece bir mobil teknoloji değil, aslında tüm sektörlerin uçtan uca dijitalleşmesi demek. 5G’nin gerçek anlamda dönüşüm etkisini endüstri çözümlerinde göreceğiz. 5G’ye geçiş konusunda Türkiye’nin en hazır şirketiyiz. Bu teknolojiye hazır olduğumuzu geliştirdiğimiz ürün ve servislerle her fırsatta gösteriyoruz. Sahip olduğumuz güçlü altyapının 5G’ye geçişimizi kolaylaştıracağına inanıyorum.
Cumhurbaşkanımızın ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ şeklindeki açıklamasında da işaret etiği gibi, 5G ile ilgili yerli teknolojileri geliştirmemiz gerekiyor. Bunu bir misyon olarak kabul edip TÜBİTAK başta olmak üzere yerli ve milli 5G teknolojileri konusunda çalışan gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte hareket ederek Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek veriyoruz. Bugüne kadar yerli ve milli teknolojilere verdiğimiz desteğin bir sonucu olarak Türkiye’nin en yüksek yerlilik oranına sahip şirketlerinden biriyiz.”
“Önümüzdeki dönemde cesur adımlar atmaya devam edeceğiz”
Turkcell Genel Müdürü Erkan, Türkiye’yi cep telefonundan ilk “alo”yla buluşturan bir telekom operatörü olarak başladıkları yolculukta, bugün artık 1.300’den fazla mühendisleri tarafından geliştirilen dijital servisleri dünyanın 39 ülkesine ihraç eden bir şirkete dönüştüklerini söyledi.
Erkan, şöyle devam etti:
“Turkcell olarak, kuruluşumuzdan bu yana lisans bedelleri, kule ve baz istasyonları, fiber ekipmanları ve kazıları, veri merkezleri ve yerli ve milli dijital ürünler de dahil olmak üzere ülkemize 50 milyar TL’lik yatırım yaptık ve bu yatırım her geçen gün artıyor. Kurduğumuz bu üstün altyapı sayesinde bugün eğitim, sağlık, finans gibi pek çok alanda müşterilerimize yerli ürün ve hizmetler sunuyoruz. ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın’ prensibiyle sürdürdüğümüz çalışmalar çerçevesinde ülkemizin dört bir yanında uluslararası standartlarda veri merkezleri açarak Türkiye’nin en büyük veri merkezi işletmecisi konumuna geldik.
Dijital dönüşümü pek çok sektöre örnek olacak şekilde ilk başlatan şirketlerden biri olmanın haklı gururu içerisindeyiz. Türkiye’nin önde gelen markalarının da aralarında olduğu binlerce kurumsal müşterimizin dijital dönüşüm yolculuklarına rehberlik ediyor olmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarımızda en büyük paylardan biri şüphesiz her zaman bizimle birlikte olan ve bizi destekleyen müşterilerimiz. Telekom sektörü başta olmak üzere küresel şirketlerle kıyasıya rekabet eden, finansal olarak başarılı ve geliştirdiği teknolojilerle örnek gösterilen bir şirket olarak önümüzdeki dönemde cesur adımlar atmaya devam edeceğiz.”
“5G teknolojisini ülkemize kazandırmak için tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz”
Murat Erkan, 1994 yılı ile bugün karşılaştırıldığında, yaşanan teknolojik gelişimin baş döndürücü bir hıza ulaştığını söyledi.
Sadece sesli iletişim ve SMS servisiyle başlayan yolculuğun MMS, WAP, GPRS, EDGE, 3G ve 4,5G teknolojileri ile adım adım ilerlediğini aktaran Erkan, şunları kaydetti:
“Bu ilerlemeye cep telefonlarımızın donanımsal kabiliyetlerinin sürekli artması ve ekran teknolojilerindeki gelişmeler de eşlik etti. Turkcell olarak küresel çapta yaşanan bu çarpıcı gelişmeleri her zaman yakından takip ederek müşterilerimizin dünya ile aynı anda, hatta bazen dünyadan daha önce bu yeni teknolojilerden faydalanmasını sağladık. 2009 yılında 3G altyapısına geçtiğimizde pek çok kişi bunun için erken olduğunu söylüyordu. Her şeye rağmen Türkiye’nin iletişim teknolojilerinde önde gelen ülkeler arasında yer alması gerektiğini söyledik ve bu vizyonla 2016 yılında 4.5G teknolojisini de müşterilerimize sunduk. Değişen dünya ile birlikte sesli iletişim, uzun zaman önce birincil işimiz olmaktan çıktı.
Sunduğumuz güçlü iletişim altyapısı ile birlikte yeni nesil dijital servislerimizle de müşterilerimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Önümüzdeki yıllarda hem günlük hayatı kolaylaştıracak hem de endüstriler için kaldıraç etkisi yaratacak 5G teknolojisini ülkemize kazandırmak için tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz. 5G ile birlikte mevcut IoT ve yapay zeka destekli uygulama ve servislerimizi daha da geliştirerek Türkiye’nin teknoloji yolculuğundaki öncü rolümüzü sürdüreceğiz.”
“Yeni nesil teknolojileri müşterilerimizle buluşturmak için aralıksız çalışıyoruz”
Turkcell Genel Müdürü Erkan, 1994 yılından bu yana en ilgi çekici gelişmenin, ses odaklı bir operatör olarak yola çıkıp bugün farklı bir noktaya gelmeleri olduğunu belirterek, artık hızlı bir internet sağlayıcısı olmalarının yanında, müşterilerin ihtiyaç duydukları tüm dijital uygulama ve servisleri en iyi şekilde sunan bir teknoloji şirketine dönüştüklerini söyledi.
Türkiye’nin; genç, dinamik, teknolojik yeniliklere çabuk adapte olup günlük hayatının bir parçası haline getirebilen bir topluma sahip olduğunu vurgulayan Erkan, devamla şunları kaydetti:
“Bu özelliklerimiz dünyanın pek çok ülkesine göre bize büyük avantajlar sağlıyor. Turkcell olarak biz de bu noktada iletişim teknolojileri ve dijital dönüşüm konularındaki öncülüğümüzle yeni nesil teknolojileri müşterilerimizle buluşturmak için aralıksız çalışıyoruz. Aynı zamanda dijital operatör kimliğimiz ile hayata geçirdiğimiz yerli servislerimizle çok önemli bir görevi de yerine getiriyoruz. Yaşadığımız pandemi süreci gibi küresel çapta büyük etkiler yaratan olaylar ve siber saldırılar gibi tehditler, bir ülkenin iletişim altyapısının önemini ve kendi dijital servislerine sahip olmasının kritik rolünü bir kez daha açıkça ortaya çıkardı.”
“27 yılda müşterilerimizin de teveccühü ile Türkiye’nin en değerli markalarından biri haline geldik”
Murat Erkan, çeyrek asrı aşkın süredir teknolojileriyle Türkiye’ye ve Türk insanına değer katmak için aralıksız çalıştıklarını söyledi.
Kuruldukları günden bu yana sektörde hep ilklerin ve yeniliklerin öncüsü olduklarını belirten Erkan, “Türkiye’nin dijitalleşme yolundaki hedeflerine ulaşması için en fazla destek sağlayan şirket olarak teknolojide birçok ilki ülkemizin hizmetine sunduk. Aradan geçen 27 yılda müşterilerimizin de teveccühü ile Türkiye’nin en değerli markalarından biri haline geldik. Bugün ülkemizi 20 yılı aşkın süredir New York Borsası’nda temsil eden ilk ve tek Türk şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’den kazandığını Türkiye’ye yatıran bir şirket olarak bundan sonra da ülkemizin büyümesine katkı sunmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.