TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, yeşil dönüşümün, insanların, kurumların ve politika yapıcıların oluşturduğu sağlam bir zincirin oluşmasına bağlı olduğunu belirterek, “KOBİ’lerin dönüşümü olmadan yeşil dönüşümün sağlanması mümkün değil.” dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Konrad-Adenauer-Stiftung (KAS) Derneği Türkiye Temsilciliği iş birliği ve Akbank’ın desteğiyle şubat ayında başlatılan “KOBİ’ler için Yeşil Dönüşüm Projesi” kapsamında 7 ilde bölgesel düzeyde gerçekleştirilen çalıştayların sonucunda “Yeşil Dönüşümde Riskler, Fırsatlar ve Beklentiler Raporu”nu yayımladı.
Raporda, işletmelerin karşılaştığı riskler, fırsatlar ve beklentiler belirlenirken, Türkiye’de dönüşüm için inşa edilen mevcut politika çerçevesine KOBİ perspektifinden katkıda bulunacak politika önerileri de sunuldu.
KOBİ’ler yeşil dönüşümde zincirin önemli bir halkası
Sönmez, raporun tanıtım toplantısındaki konuşmasında, yeşil dönüşümün, insanların, kurumların ve politika yapıcıların oluşturduğu sağlam bir zincirin oluşmasına bağlı olduğunu belirterek, “Bu zincirin en önemli halkalarından birini de KOBİ’lerimiz oluşturuyor. KOBİ’lerin dönüşümü olmadan yeşil dönüşümün sağlanması mümkün değil. Bu doğrultuda iklim politikası tasarımına KOBİ’ler de dahil olmak üzere daha tabana yayılmış bir yaklaşımı içeren stratejilerin dahil edilmesinin yanı sıra KOBİ’lerin ihtiyaç ve beklentilerinin belirlenmesine yönelik çalışma gruplarının ve iş birliklerinin oluşturulması da büyük önem taşıyor.” ifadesini kullandı.
KAS Türkiye Temsilcisi Walter Glos ise yeşil dönüşümün Türk şirketlerinin Avrupa pazarında rekabet gücünü artırabilmeleri için büyük bir fırsat olduğunu vurgulayarak, siyasi açıdan ise Türkiye’nin Avrupa entegrasyonu sürecine de önemli bir katkı olduğunu söyledi.
Siyasetin bu süreci destekleyici adımlarının gerekli olduğuna işaret eden Glos, “KAS Türkiye olarak yeşil dönüşüm konusuna olan desteğimizi sürdüreceğiz.” dedi.
Akbank KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, banka olarak, KOBİ’lerin sınırda karbon düzenlemesi sebebiyle karşılaşacakları riskleri fırsata çevirmeleri ve rekabet güçlerini artırmaları için harekete geçtiklerini belirtti.
Bu konuda KOBİ’lerin farkındalığını artırmanın önemli ve öncelikli olduğunu düşünerek, bu projeyi desteklediklerini dile getiren Oğuz, şunları kaydetti:
“Raporumuz, ‘Yeşil Dönüşümde Riskler, Fırsatlar, Beklentiler’i ortaya koyuyor. Bu projenin yanı sıra Akbank olarak, Yeşil Mutabakat, Türkiye’nin 2053 karbon nötr yolculuğu, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı gibi gündemlerden sektörlerimizin nasıl etkileneceğine dair çalışmalar yürütüyor, sektörlerimizdeki riskleri fırsata dönüştürecek aksiyonlar alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz.”
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı Onur Ünlü ise TÜRKONFED’in yeşil dönüşüm perspektifini ve KOBİ’ler için yeşil dönüşümün önemi hakkında bilgi vererek, düşük karbon ekonomisine geçiş için hazırladıkları yol haritasının detaylarını paylaştı.
Firmaların çoğunluğu AYM’yi fırsat olarak görüyor
Yeşil Dönüşümde Riskler, Fırsatlar ve Beklentiler Raporu’nda, yüzde 52’si sanayi, yüzde 34’ü hizmet, yüzde 4,6’sı tarım, diğerleri ise birden farklı sektörde olmak üzere yeşil dönüşüm odaklı 324 firmanın katılım gösterdiği çalıştay anketlerinin sonuçlarına yer verildi.
Sanayi sektöründeki firmaların yüzde 64’ü Avrupa Birliğine (AB) ihracat gerçekleştirdiğini, yüzde 18’i ise cirosunun yaklaşık yarısından fazlasını AB pazarından sağladığını belirtti. Tarım sektörü firmalarının yüzde 27’si AB’ye ihracat yaparken, bu oran hizmet sektöründe yüzde 9 olarak belirlendi.
Ankette, firmalara Avrupa Yeşil Mutabakatı’na (AYM) yönelik değerlendirmeleri soruldu. Firmaların yüzde 65’i AYM’yi fırsat olarak değerlendirirken, risk olarak görenlerin oranı yüzde 8 oldu. Bununla birlikte her beş firmadan biri bu konu hakkında fikri olmadığını beyan etti.
İşletmelerin bu süreçte fırsat olarak gördüğü alanlar ise “büyük pazarlara erişim ve maliyet avantajları”, “yeni iş fırsatları”, “finansman ve teknik yardımın sağlanması”, “AB ile dış ticaret” ve “Türkiye’ye ilişkin coğrafi fırsatlar” olarak sıralandı.
Raporda KOBİ’lerin risk olarak gördüğü unsurlar ise “bilgi ve farkındalık eksikliği”, “yetersiz insan sermayesi”, “rekabetçilik kaybı”, “finansman” ile “teşvik ve desteklere ilişkin kurumsal yapıdaki sorunlar” olarak ön plana çıktı.