Durak, AA muhabirine kurumun faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
TÜRKPATENT’in geçen yıl sınai mülkiyet başvurularında ve tescil süreçlerinde önemli ilerleme kaydettiğini bildiren Durak, “Sınai mülkiyet hakları, yenilikçi fikirlerin korunması ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlanması açısından büyük bir öneme sahiptir. Geçen yıl bu alanda sıçrama yaşandı. TÜRKPATENT’e 2024’te 225 bin 865 sınai mülkiyet başvurusu yapıldı. Bu başvuruların 10 bin 186’sı yerli patent, 3 bin 65’i yerli faydalı model, 170 bin 368’i yerli marka ve 41 bin 852’si yerli tasarım için yapıldı. Bunun yanı sıra 394 coğrafi işaret başvurusu alındı. 2002’ye göre yerli patent başvurumuz 24 kat arttı.” ifadelerini kullandı.
Durak, aldıkları patent başvurularının, Türkiye’nin inovasyon gücünü yansıttığını, sınai mülkiyet bilincindeki artışı ortaya koyduğunu söyledi.
Geçen yıl 3 bin 390 yerli patent, 2 bin 911 yerli faydalı model, 122 bin 545 yerli marka, 36 bin 573 yerli tasarım ve 153 coğrafi işaret tescili olmak üzere 165 bin 572 yerli sınai mülkiyet hakkının tescil edildiğini aktaran Durak, bu tescillerin, yenilikçi fikirlerin korunmasının yanı sıra sınai mülkiyetin ticarileşmesini teşvik ederek Milli Teknoloji Hamlesi’ne katkı sunduğunu ve ekonomik büyümede önemli bir itici güç görevi üstlendiğini anlattı.
Durak, coğrafi işaretler konusunda da önemli çalışmalar yürütüldüğünü ve Türkiye’de alınan coğrafi işaret sayısının 2024’ün sonunda 1680’e ulaştığını bildirdi.
Avrupa Birliği’nde tescilli coğrafi işaret sayısının 30’a ulaştığını belirten Durak, “30 coğrafi işaretimizin 11’i 2024’te tescil edildi. Yakın zamanda Silifke yoğurdu bu listeye dahil oldu.” diye konuştu.
Durak, ayrıca bölgesel kalkınmayı desteklemek, üreticileri teşvik etmek ve coğrafi işaret bilincini artırmak amacıyla çalışmalara başladıklarını söyledi.
Yerel kalkınmayı güçlendirmek ve ülkenin benzersiz lezzetlerini uluslararası alanda tanıtmak için çalışmaya devam ettiklerini aktaran Durak, coğrafi işaretli ürünlerin marka değerini artırarak hem üreticilere ekonomik katkı sağladıklarını hem de Türkiye’nin kültürel mirasını dünya vitrinine taşıdıklarını ifade etti.
“Altyapımızı yapay zeka teknolojileriyle güçlendireceğiz”
Durak, TÜRKPATENT’in dijital dönüşüm çalışmaları hakkında da bilgi vererek, başvuru sahiplerinin haklarını korumak ve başvuruları daha kısa sürede sonuçlandırmak adına dijitalleşmeye önem verdiklerini aktardı.
Dijital Dönüşüm Planlama ve Yazılım Geliştirme Projesi’ni yürüttüklerini bildiren Durak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu proje kapsamında yazılım altyapımızı yapay zeka teknolojileriyle güçlendireceğiz. 24 ay sürecek projeyle iş süreçleri arasındaki entegrasyonu güçlendirip iş akışlarını sadeleştirerek kurum içi koordinasyonu artıracağız ve kullanıcı deneyimini iyileştireceğiz. Ayrıca projedeki yapay zeka sistemleri önemli. Başvurular, yapay zeka destekli sistemler sayesinde daha hızlı analiz edilecek, benzersizlik araştırmaları daha etkin yapılacak ve süreçler otomatikleştirilerek değerlendirme süreleri minimuma indirilecek. Bu yeni altyapı, başvuru sahiplerine hem zaman kazandıracak hem de uluslararası standartlarda hizmet sunmamıza imkan tanıyacak.”
Durak, kurumun bu yıl sınai mülkiyet bilincini toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar sürdüreceğini belirterek, “Bu yıl ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ doğrultusunda, sınai mülkiyet bilincini artırmak ve bu alandaki farkındalığı güçlendirmek için önemli adımlar atmaya devam edeceğiz. TÜRKPATENT, ülkemizin fikri sermayesinin yalnızca koruyucusu değil, aynı zamanda gelişiminin öncüsü olmayı hedefliyor. Özellikle marka ve tasarım geliştirme kabiliyetlerini artırmak öncelikli hedefler arasında. Bu alanda daha fazla yenilikçi ve katma değerli projelerin hayata geçirilmesini destekleyeceğiz. Yapay zeka destekli dijital dönüşüm projelerini yaygınlaştıracağız. Başvuru süreçlerini daha hızlı ve etkin hale getirmek için yapay zeka teknolojilerini hizmetlerimize entegre etmeye devam edeceğiz. Dijital dönüşüm, hem başvuru sahiplerine zaman kazandıracak hem de uluslararası standartlarda hizmet sunmamızı sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
Kısa süre önce açılan TÜRKPATENT Akademi ile sınai mülkiyet bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini aktaran Durak, açılışından bu yana 3 binden fazla katılımcının eğitimlerini tamamlayarak ilk sertifikalarını aldığını söyledi.
Durak, akademinin 1200 dakikadan fazla içeriğe ve 56 eğitim modülüne sahip olduğunu, gelecek dönemde dijital kitaplar ve podcastlerle zenginleştirileceğini bildirerek, bu platformun sınai mülkiyet alanında öğrenmek ve gelişmek isteyen herkes için değerli bir kaynak olduğunu anlattı.
“Gençlerin yenilikçi fikirleri destekleniyor”
Türkiye Üniversiteler Patent Yarışması’nı gençlerin yenilikçi fikirlerini desteklemek için düzenlendiğine işaret eden Durak, “Bu yıl yarışmamıza 55 farklı ilden ve 101 üniversiteden 800 başvuru aldık. Bu sayı, gençlerimizin inovasyona olan ilgisini ve üretkenliğini bir kez daha ortaya koydu. Yarışmada en fazla başvuru İstanbul, Kayseri ve Samsun’dan geldi. Erciyes ve Ondokuz Mayıs üniversiteleri, yarışmaya en çok başvuru yapan üniversiteler arasında yer aldı. Gençlerimizin bu alandaki heyecanı ve katkıları, Türkiye’nin yenilikçi geleceği için umut verici.” değerlendirmesinde bulundu.
Durak, Türkiye’nin 2024’te Küresel İnovasyon Endeksi’nde genel sıralamada 37. sıraya yükseldiğini ve üst-orta gelir grubundaki ülkeler arasında ilk kez 3. sırada yer aldığını aktararak, “Markalar ve endüstriyel tasarım göstergelerinde dünya genelinde birinci sıraya ulaşarak önemli bir başarıya imza attık.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında öğrenim gören 1741 öğrencinin sınai mülkiyet teşviklerinden faydalandığını belirten Durak, gençleri geleceğin buluşçuları olarak desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
“Daha güçlü adımlar atacağız”
Durak, coğrafi işaretlerin uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesi için yeni adımlar atacaklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Anadolu’nun zengin mirasını ve eşsiz lezzetlerini daha geniş bir kitleye ulaştırmak için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Coğrafi işaretlerimizin marka değerini artırarak hem üreticilerimize ekonomik katkı sağlamak hem de kültürel mirasımızı uluslararası platformlarda daha görünür kılmak, öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. 2025’te yenilikçi fikirlerin sanayiyle buluşturulmasına yönelik projelerimiz hız kazanacak. Türkiye’nin sınai mülkiyet hakları alanındaki gelişimi, ekonomik kalkınmanın ve inovasyona dayalı bir geleceğin temel taşlarından biridir. 2025’te bu hedefler doğrultusunda daha güçlü adımlar atmayı planlıyoruz.”