Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Bartın Üniversitesi tarafından düzenlenen “4. Ar-Ge Proje Pazarı” etkinliğine katılmak için geldiği kentte AA muhabirine, yerli aşı TURKOVAC’ta gelinen noktayı anlattı.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2014 yılında kurulan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) konusunun sadece “sağlık” olan ülkedeki yegane kuruluşlardan birisi olduğunu söyleyen Akdoğan, sağlık ve bilim teknolojilerinin geliştirilmesi, Ar-Ge çalışmalarının yapılması ve desteklenmesi, sağlıkta akreditasyon, sağlıkta zeka faaliyetleri alanında özellikle fikirden ürüne giden yolda aşı, ilaç, tıbbi cihaz ve tanı kiti gibi faaliyetlerinin yer aldığını kaydetti.
TÜSEB bünyesinde 9 enstitü bulunduğunu anlatan Akdoğan, “Günümüzde özellikle aşı, biyoteknoloji, kanser, geleneksel ve tamamlayıcı tıp, sağlıkta yapay zeka ve veri araştırmaları, anne çocuk ve ergen sağlığı, halk sağlığı, kronik hastalıklar ve sağlık kuruluşlarının akreditasyonu konularında enstitülerimiz var. Bu enstitülerimiz bünyesinde biz bilimsel bilginin üretilmesi ve teknolojiye dönüştürülmesi noktasında faaliyetler yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Halkımızın aşımıza, yerli bir ürüne olan güvenini görüyoruz”
TURKOVAC aşısının, TÜSEB destekli bir çalışmanın çıktısı ve Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibi tarafından geliştirilen bir aşı olduğuna işaret eden Akdoğan, Faz-1 ve Faz-2 çalışmalarının tamamlanmasıyla 22 Haziran 2021’de başlayan Faz-3 çalışmalarının son aşamaya geldiğini anımsattı.
Halihazırda hiç aşı olmamış kişilerin TURKOVAC gönüllüsü olarak aşı yaptırabildiklerini ifade eden Akdoğan, şöyle konuştu:
“Bunun yanı sıra bundan iki hafta kadar önce 2 doz inaktif aşı olmuş, Sinovac aşısı olmuş vatandaşlara gönüllü olarak üçüncü doz TURKOVAC uygulaması başlatıldı. TURKOVAC Faz-3 çalışmasının şöyle bir özelliği var, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki halihazırda en geniş çaplı klinik araştırmayla karşı karşıyayız. 41 merkezde neredeyse yurt sathına dağılmış merkezlerimizde arzu eden vatandaşlarımız gönüllü olarak üçünü dozlarını TURKOVAC olabiliyorlar. Burada çeşitli kriterler var. Her iki çalışma için de başka bir aşı olmamış olmak, üçüncü bir aşı olmamış olmak. Kronik hastalığı bulunmamak, Kovid hastalığı geçirmemiş olmak ve halihazırda Kovid testi pozitif olmamak gibi bazı kriterlerimiz var. Başvurular e-nabız üzerinden yapılabiliyor. Burada halkımızın aşımıza olan güvenini, yerli bir ürüne ve bilim adamlarımıza olan güvenini net bir şekilde görüyoruz.”
“Kendi aşımız kendi gücümüz olacak”
Mart 2020 tarihinin, Kovid-19 salgınıyla aslında dünyada bir kırılma noktası olduğuna vurgu yapan Akdoğan, bununla birlikte sağlık bilim ve teknolojilerine verilmesi gereken önemin altının çizildiğini belirtti.
Sağlık endüstrilerinin de aynı savunma sanayi gibi özelliği olduğuna işaret eden Akdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu noktada aslında ülkemizde birçok çalışma yapılıyor ve destekleniyordu ama ayrı bir ivmelenme ve kırılmayla Mart 2020’den itibaren çalışmalar hızlandı. Aşıda bu noktada TURKOVAC çok önemli. Sıfırdan elimizde bir ürünümüz var. Gerçekten kendi aşımız kendi gücümüz olacak. Bunun birçok avantajı var. En başta maliyet, sonra ihtiyaç sahiplerince yeterince aşı ulaştırabilmek ve dünyadaki bütün insanlar için ihtiyacı olanlara bu aşıyı ulaştırabilmek bizim hedeflerimiz arasında yer alıyor. Türkiye gibi tarihte her mazluma yardım etmiş bir ülke bu noktada da gerekeni yapmak için elinden gelen çabayı sarf ediyor. Biz de TÜSEB olarak 7 gün 24 saat gerçekten bu alanda faaliyetlerimizi yürütüyoruz.”