Liseden 2001 yılında mezun olduktan sonra çeşitli nedenlerle üniversite sınavına hazırlanamayan daha sonra da evlenen Hülya Çağan, bu süre içerisinde üniversite hayalini aklından hiç çıkarmadı.
İlerleyen yıllarda da 3 çocuk annesi olan Çağan, zamanının çoğunu çocuklarına ve evine ayırdığı için üniversiteye hazırlanmaya fırsat bulamadı.
Çağan, hiçbir zaman azmini yitirmedi ve çocukları belirli yaşa ulaşınca üniversite sınavına hazırlanmaya karar verdi. Sabah güneş doğmadan uyanan Çağan, kararlılıkla ders çalıştı.
Dershane imkanı olmayan ve sahaflardan aldığı ikinci el kitaplardan sınava hazırlanan Çağan, ev işleriyle uğraştığı zamanlarda da telefondan kulaklıkla sürekli konu tekrarı yaptı. Çağan, bu yıl katıldığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümüne yerleşerek hem 20 yıllık hayalini gerçekleştirmenin hem de çocuklarına örnek olmanın mutluluğu yaşıyor.
Hülya Çağan, gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisi için üniversiteyi kazanmanın çocukluk hayali olduğunu belirterek, liseden sonra çok ara vermek ve çalışmak zorunda kaldığını söyledi.
Hiçbir zaman hayalinden vazgeçmediğini anlatan Çağan, şöyle konuştu:
“Benim için hayalim hep geri plandaydı ama hiç kaybolmadı. Her an benimleydi. Yıllar içerisinde çok istedim ama çocuklarım çok küçüktü. Bu dönemde ‘anne kapıyı sen aç bize’ dediler. Ben onların o sözüne binaen maalesef okul fırsatı bulamadım. Çocuklar büyüdükten sonra onlar da benim hayalimi destekledi. Onlara, ‘ben yapamadım siz yapın’ değil, ‘ben yaptım siz daha iyisini yaparsınız’ demek için onlarla beraber dirsek çürütmeye başladım. Beraber çalıştık, bana çok destek oldular. Bu şekilde hep beraber bir yola girdik.”
Çağan, kendisi için kaynağın değil, konunun önemli olduğunu ifade ederek, internetten çok dikkatli şekilde konu atlamadan ders dinlediğini ve bir şeyler öğrenmeye başladığını dile getirdi.
Yemek yaparken, evi temizlerken kulağında hep kulaklık olduğunu aktaran Çağan, “Gerçekten ayetle sabit olduğu gibi ‘İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır.’ Bu süreçte ben elimden geldiği kadar çalışmaya gayret gösterdim. Onun haricinde oğlum da LGS’ye hazırlanıyordu. Biz maddi kaynağımızı ona kullandık. Ben sahaflardan bulduğum ikinci el kaynaklardan sürekli konularımı takip ettim. Yayınevi veya hoca seçmek gibi bir lüksüm yoktu. Ne bulursam bütçeme uygun o şekilde yol aldım ve devam ettim.” diye konuştu.
Çağan, ders çalıştığı dönemlerde güneş doğmadan önce uyanmanın çok önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Çünkü ben, önce anne, sonra da eş ve ev hanımıydım. Daha sonra kendime ayırabileceğim bir vaktim vardı. Haftada 5 gün güneş doğmadan uyandım. Saat 04.00 ile 08.00 arası kendime ayırdığım, kendi hayallerime ayırdığım vakitti. Bu saatlerde çok nadiren ara vermişimdir. Yani çok azdır çalışmadığım saatler. Sadece derse yoğunlaştım. Bu benim için dersi anlama ve okuldaki saatimdi aslında. Bu şekilde devam ettim. Sınava girdim ve Kırıkkale Üniversitesi özel eğitim öğretmenliğini kazandım.”