UCM’de düzenlenen karar duruşmasında, Al Hassan, Mali’nin Timbuktu kentinde 2012’de El Kaide bağlantılı terör örgütlerinin yaklaşık bir yıllık hakimiyeti sırasında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten mahkum edildi.
Alacağı ceza ileri bir tarihte açıklanacak Al Hassan’ın ömür boyu hapse çarptırılması bekleniyor.
Al Hassan, 2018’de dönemin hükümeti tarafından UCM’ye teslim edilmiş ve ilk kez 2019’da hakim karşısına çıkmıştı.
Mali’de dönemin Cumhurbaşkanı Amadou Toumani Toure’nin 2012’de darbeyle devrilmesinden sonra Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi (MNLA) ve El Kaide bağlantılı Ensaruddin Cephesi (Ansar Dine) Timbuktu’yu ele geçirmişti.
Yaklaşık 1 yıl süren kuşatma sırasında Al Hassan, terör örgütünün dayattığı kuralların uygulanmasından sorumlu polis gücünün sözde lideri olarak görev yapmıştı.
Al Hassan tecavüz, işkence, zulüm, zorla evlendirme ve cinsel kölelik gibi birçok suçlamayla yargılanıyordu.
Al Hassan, Timbuktu’da 2012’deki kuşatmayla ilgili UCM’de yargılanan ikinci kişi oldu.
Ensaruddin Cephesi üyesi olan Ahmad al-Faqi al-Mahdi, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Timbuktu’daki dini mabetleri tahrip ettiği gerekçesiyle 2016’da 9 yıl hapis cezası almıştı.
“Çölün incisi” Timbuktu
Sahra Çölü’nün güneyinde yer alan, ikonik kerpiç yapıları, İslam medeniyetine yön veren medreseleri ve paha biçilemez el yazması eserleriyle bilinen ve “çölün incisi” benzetmesi yapılan Timbuktu 2012’de terör gruplarının kontrolüne geçmişti.
Yaklaşık 1 yıl süren kuşatmada kent sakinleri, terör örgütlerinin dayattığı kurallara uymaya zorlanmış, özellikle kadınlar birçok cinsel suçun mağduru olmuştu.
Terör örgütlerinin, toplamda 333 türbenin bulunduğuna inanılan ve “333 velinin şehri” olarak da bilinen Timbuktu’da türbelere düzenlendiği saldırılar da dünya kamuoyunda geniş yer almıştı.
Teröristler yalnızca türbeleri değil aynı zamanda kente ününü veren, yüzyıllar boyu korunmayı başarmış el yazması eserleri de “pagan geleneği” diyerek yakmaya kalkmıştı.