UCM’nin internet sitesinde, İsrailli yetkililer hakkında yargı yetkisi bulunup bulunmadığına yönelik yazılı beyanda bulunma taleplerine ilişkin karar yayımlandı.
Karara göre, çoğunluğunu STK ve uluslararası hukuk profesörlerinin oluşturduğu 64 kişi, kuruluş ve ülke, UCM’nin Netanyahu ve Galant hakkındaki soruşturma ve kovuşturma yürütme yetkisi olup olmadığına ilişkin beyanda bulunacak.
Beyanda bulunma talebi kabul edilen ülkeler arasında ABD, Almanya, Filistin, Norveç, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, İspanya, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Kolombiya, Şili ve Meksika (ortaklaşa), Komorlar Birliği, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Cibuti yer alırken; başvurusu daha önce kabul edilen İngiltere ile bu sayı 20’ye ulaştı.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin de beyanda bulunacağı belirtilen kararda, bireysel olarak beyanda bulunacak isimler arasında ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve çok sayıda Yahudi akademisyenin adı dikkati çekiyor.
Kararda, beyanların 10 sayfa ile sınırlandırıldığı ve 6 Ağustos’a kadar UCM’ye sunulması gerektiği vurgulanırken, beyanların kamunun erişimine açık tutulacağı ifade edildi.
İngiltere’nin girişimi eleştirilmişti
İngiltere, 10 Haziran 2024’te, “Filistin’in Oslo Anlaşmaları uyarınca İsrail vatandaşları üzerinde cezai yargı yetkisi kullanamadığı durumlarda, UCM’nin İsrail vatandaşları üzerinde yargı yetkisi kullanıp kullanamayacağı” konusunda yazılı beyanla gözlemlerini sunma talebinde bulunmuştu.
UCM Ön İnceleme Dairesi, 27 Haziran 2024’teki kararında, İngiltere’nin talebini kabul ederek, 12 Temmuz 2024 tarihine kadar yazılı görüşlerini sunması talimatını vermişti.
UCM, İngiltere’nin yanı sıra UCM’ye görüş sunmak için izin isteyenlerin taleplerinin, 12 Temmuz 2024 tarihine kadar sunulması gerektiğini belirtmişti.
İngiltere’nin görüş sunma girişiminin, halihazırda yavaş ilerleyen UCM’deki Filistin soruşturmasını yavaşlatacağı yönünde eleştiriler gelirken, İngiltere’nin beyanlarında Netanyahu ve Galant hakkındaki yakalama kararına karşı çıkabileceği dile getirilmişti.
İngiltere adına UCM’ye talebi iletilen, dönemin Başbakanı Rishi Sunak, UCM Savcılığının “yakalama kararı” çıkartılması için başvuru yapmasına, Gazze’deki duruma yardımcı olmayacağını söyleyerek karşı çıkmıştı.
İngiltere’de 6 Temmuz’da görevi devralan Başbakan Keir Starmer hükümetinin ise Sunak hükümetinden farklı olarak, Netanyahu ve Galant hakkındaki yakalama kararına karşı çıkmayı düşünmediği bilgisi basına yansımıştı.
UCM’ye beyanda bulunma usulü
UCM Muhakeme Kurallarının 103. maddesi uyarınca, yargılamanın herhangi bir aşamasında, davanın doğru bir şekilde karara bağlanması için gerekli görürse, bir devlet, kuruluş veya kişinin, yazılı veya sözlü olarak UCM’ye görüş bildirmesine izin verilebiliyor.
Latince “Amicus Curiae” (Mahkemenin arkadaşı) olarak ifade edilen bu usul, dava hakkında karar vermeden önce konuya ilişkin alınan bilgi içerikli beyanlar anlamına geliyor.
Bağlayıcı olmayan tavsiye niteliğindeki bu beyan sunma usulü, birçok ülke ve kuruluş tarafından Mahkemenin vereceği kararı etkilemek amacıyla kullanılıyor.
Savcılığın, UCM’ye sunulacak Amicus Curiae beyanlara cevap verme hakkı bulunuyor.
UCM daha önce, Sudan eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkındaki dava ve Filistin topraklarındaki yargı yetkisine ilişkin, UCM Muhakeme Kurallarının 103. maddesi uyarınca Amicus Curiae beyanda bulunulmasına izin vermişti.