Hayatını 1998’de birleştiren Meryem ve Yakup Çankaya, evliliklerinin ilk yıllarında çocuk sahibi olamayacaklarını öğrendi. Bir süre tedavi gördükten sonra koruyucu aile olmayı düşünen Çankaya çiftinin 2001’de tüp bebek yöntemiyle üçüz bebekleri dünyaya geldi.
Çankaya çifti, çocuklarını büyüttükten sonra evliliklerinin ilk yıllarında düşündükleri koruyucu aile olma fikrini hayata geçirerek iki erkek çocuğa yuvalarını açtı.
Anne Meryem Çankaya, AA muhabirine, çocukları olunca evlat edinme düşüncesinin hep içinde kaldığını söyledi.
Çocukları ortaokul çağına geldiğinde bu düşüncelerini onlarla paylaştıklarını, eşi ile koruyucu aile olmaya karar verdiklerini belirten 44 yaşındaki Çankaya, “2017’de bir kız çocuğunu evlat edindik, bir yıl kaldı, sonra annesi aldı. Sonra Talha geldi. Talha’nın problemi vardı, hiç ses çıkaramıyordu, hiçbir şeyi belirtemiyordu, kaçıyordu. 3,5 yaşındaydı. Otizmden şüphelendik ama net bir teşhis konulmadı. Bu durumu sevgiyle aştık. Onun konuşmasına yardımcı olsun diye Durmuş Azmi’yi aldık. İkisi birlikte şimdi gayet iyi gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Talha konuşsun diye kızım dil ve konuşma terapisi bölümünü tercih etti”
Çankaya, çocukları aldıklarında bambaşka duygular hissettiğini, onlara öz evlatlarına gösterdiğinden daha fazla ilgiyle yaklaştığını vurguladı.
Çocukların karında değil, kalpte büyüdüğüne dikkati çeken Çankaya, şunları kaydetti:
“Koruyucu aile olmamız, evde hiç sorun çıkarmadı hatta çocuklarım açısından da çok iyi oldu. Çocuklarım, ‘5 kardeşiz’ diyor, ‘benim 5 çocuğum var’ diyorum. Çocuklarım bana çok destek oldu. Kızım, üniversite tercihi yapacağı dönemde Talha’yı tedavi ettirmek için araştırma yapıyorduk. Dil ve konuşma terapistliği diye bir bölüm olduğunu öğrendik. Bu arada kızım da diş hekimliğini istiyordu ve puanı da yetiyordu. Sırf Talha’nın konuşamamasından kızım dil ve konuşma terapistliği bölümünü tercih etti. Şu an Hacettepe Üniversitesinde okuyor.”
Koruyucu aile olmayı herkese tavsiye eden Çankaya, bir çocuğun elinden tutulması, onlara da bir şans verilmesi gerektiğini ifade etti.
Çankaya, onların sadece sevgiye ihtiyacı olduğunu belirterek, “Anneydim, üçüz çocuk büyüttüm ama onlar gelince gerçekten daha farklı oldu. Doğuran mı, büyüten mi diyorlar ya emek verdiğiniz için emeğinizi çok seviyorsunuz. Onları daha çok seviyorsunuz. Merhamet, sevgi, her şey daha da katlanarak büyüyor içinizde. Onun için de evimize çok ayrı katkıları oldu çocukların. Ayrı bir huzur oluyor. 3 çocuğum üniversitede okuyordu, şimdi de 5 çocuğum üniversite okur.” diye konuştu.
Bir yemek firmasında çalışan baba Yakup Çankaya ise Talha ve Azmi’ye kucak açtıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdi.
Onları kendi çocukları gibi benimsediklerini ifade eden Çankaya, “Severek büyütüyoruz. Onlar gelince evimizin neşesi arttı, sevinçliyiz. Herkese koruyucu aile olmayı tavsiye ederim.” dedi.
“Onlar, evimize huzur ve bereket getirdi”
Süleyman Demirel Üniversitesi hemşirelik bölümü son sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Ahmet Can Çankaya da kardeşi Ömer Can’ın Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesinde hemşirelik, Merve Sena’nın ise Hacettepe Üniversitesinde dil ve konuşma terapisi bölümünde okuduğunu söyledi.
Üniversite sınavına hazırlandıkları dönemde Talha ve Azmi’nin evlerine geldiğini anlatan Çankaya, ders çalıştıkları için tedirgin olsalar da her şeyin çok güzel geçtiğini anlattı.
Çankaya, “Onlar, evimize huzur ve bereket getirdi. Onları çok seviyoruz. Bu yaşanacak bir duygu. Başta insan yadırgayabiliyor ama öyle olmuyor. Evimize girdiklerinde kardeşim gibi oldu. Kabullenmekte zorluk yaşamadım. Kısa sürede alıştık. Onlara yuva açmak, ellerinden tutmak çok güzel bir duygu.” ifadelerini kullandı.