Kuleba ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan başkent Kiev’deki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
- GÖRÜŞ – Fidan’ın Ukrayna ziyareti: Savaşa karşı diyalog, açlığa karşı mücadele
- Dışişleri Bakanı Fidan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy tarafından kabul edildi
- Bakan Fidan: Karadeniz Tahıl Girişimi’nin yeniden canlandırılması Türkiye için öncelik
Kuleba, Dışişleri Bakanı Fidan’ı Kiev’de ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, “Bu onun Kiev’e ilk ziyareti. Bu ziyaret tarihe geçecek. Çünkü bu, savaş başladıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı tarafından yapılan ilk ziyaret.” diye konuştu.
Kuleba, Ukrayna ve Türkiye arasındaki ilişkilere değinerek, “İki ülke arasında hakiki bir ortaklık ve karşılıklı desteğe dayalı ilişki var. Bu ortaklık herhangi bir ek yoruma muhtaç değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
İki gün önce Kırım Platformu 3. Zirvesi’nin Kiev’de gerçekleştiğini anımsatan Kuleba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu platforma gönderdiği görüntülü hitabını takdir ettiklerini belirtti.
Kuleba, Fidan’ın Kiev ziyareti kapsamındaki görüşmelerde Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yeniden canlandırılmasının ana konu olduğunu aktararak, “(Tahıl anlaşmasının yeniden canlandırılması) Bu konuda ortak yaklaşıma sahibiz. Söz konusu girişimin yeniden başlatılması için ortak gayretlerimiz var.” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy tarafından teklif edilen “Barış Formülü”nde Türkiye’nin katılım rolünü de ele aldıklarını belirten Kuleba, “Türk şirketlerinin Ukrayna’nın inşasındaki rolünü görüştük. Detaylı olarak NATO ve Ukrayna’nın NATO üyeliğini ele aldık. Ukrayna ve Türkiye’nin ilişkisi her seviyede devam ediyor. Türkiye bizim için NATO’nun önemli üyesidir. Ukrayna ve Türkiye her düzeyde o kadar çok alanda ve o kadar bir güven ile birbirine bağlı ki ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğinden eminim.” ifadelerini kullandı.
– “Türk diplomasisinin bu alandaki etkinliğini çok önemsiyoruz”
AA muhabirinin “Türkiye’nin savaşı sonlandırma ve akan kanı durdurma yönündeki rolü” ile ilgili sorusunu yanıtlayan Kuleba, şunları kaydetti:
“Geniş çaplı işgalin başlangıcından bu yana birçok ülke bu savaşın sona ermesinde rol oynama konusunda istekli olduklarını dile getirdi. Ancak çok az ülke en azından bir şeyler yapmayı başardı. Şu ana kadar elde ettiğimiz en büyük başarı da aslında Türkiye’ye ait. Bence bu gerçek, Türkiye’nin meselenin barışçıl çözümü açısından gösterdiği çabalar bu soru hakkında yeterli bilgi veriyor. Türkiye’nin etkili olduğuna inanıyoruz, çünkü her şeyi aynı anda çözmeye çalışmak yerine çok spesifik konulara odaklandı. Çatışmanın boyutu ve derinliği nedeniyle bu imkansızdır. Türkiye çok spesifik konulara odaklanıyor ve bunları çözüyor. Biz de Türk diplomasisinin bu alandaki etkinliğini çok önemsiyoruz.”
Türkiye’nin Ukrayna ile ilgili girişimlerinin önemine işaret eden Kuleba, “Her zaman ilk önce sonuçlara ulaşmaya çalışıyorlardı ve sonuçları ilk aşamaya koyuyorlardı. Kamuoyu önünde herkesi kendilerinin en iyi müzakereciler olduğuna ikna etmeye çalışmıyorlardı. Kalitelerini ödüllerle değil yaptıklarıyla kanıtladılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakerelerin mümkün olup olmadığını yorumlayan Kuleba, Wagner paralı savaşçı grubunun kurucusu Yevgeniy Prigojin’in ölümüne dikkat çekti.
Kuleba, “Masada son zamanlarda gördüğümüz çok tuhaf bir soru var: Putin’in (Rusya Devlet Başkanı) eski bir arkadaşı olan Prigogin’le, nasıl kendi aralarında ateşkes müzakeresi yaparak bir anlaşmaya varmaya çalıştı ve masaya oturdular. Televizyonda yayınlandı. Sonra patlama oldu. Kayıtları eksikti ve artık yok gibi görünüyor. Bunun bir ders olduğunu düşünüyorum. Bu, Putin ile müzakere etmenin değeri hakkında açık bir ders.” diye konuştu.
Kuleba, Ruslarla konuşan bazı ülkelerin onların bu savaşın kendileri için parlak bir sonunun olmadığını anlamalarını sağlamaya dönük çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti ve bu bağlamda Türkiye’nin gösterdiği çabayı takdirle karşıladıklarını vurguladı.