Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Rusya ve Ukrayna arasında 24 Şubat’ta başlayan savaşın 3. ayında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Bir devletin başka bir devleti yenebileceğini belirten Kuleba, “Bir devlet, büyük olsa bile herhangi bir terör grubunu yenebilir ancak bir devlet, halkı yenemez. Rusya, Ukrayna halkını asla yenemeyecek. Bunun bizim için kesinlikle bir halk savaşı olması, zaferimiz ve topraklarımızın kurtuluşu anlamına geliyor.” ifadesini kullandı.
“Donbas’ta korkunç bir savaş yaşanıyor” diyen Kuleba, “Burada her şey savaş filmlerinde olduğu gibi; ataklar, tanklar, ağır silahlar, uçaklar, yakın dövüş, siperler… Rusya, Donetsk ve Luhansk bölgelerinin idari sınırlarına ulaşmayı planlamasına rağmen bunu yapamadı. Ruslar, sıkışıp kaldı. Bu, orada ‘zafer elde ettiğimiz’ anlamına geliyor. Rusların saldırıları önemli ölçüde yavaşladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’da yeni bölgeleri geçici olarak ele geçirdiği, bunların arasında Herson, Zaporijya, Mariupol dahil Donetsk bölgelerinin bulunduğu bilgisini paylaşan Kuleba, şöyle devam etti:
“Rusya, bu bölgelerde köklerini salmaya, egemenliğini sağlamaya çalışıyor. Ancak 2014’ten farklı olarak Rusya’nın çok büyük bir sorunu var; Rusya’nın burada iş birlikçi bulması zor. Ruslarla iş birliği yapmayı kabul edenlerin yeterli sayıda olmaması da halk savaşının bir başka kanıtıdır.”
Kuleba, Ukrayna topraklarının Rus füzeleriyle acımasız şekilde vurulduğuna işaret ederek, “Cephe hattından 1000 kilometre uzakta bir evdeyseniz, gece bir füzenin gelip gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Kiev’de bu gece birkaç kez hava saldırısı uyarısı yapıldı.” dedi.
“Boş ellerle zafer elde edemeyiz”
Ukrayna’ya yapılan askeri desteğe dikkati çeken Kuleba, Rusya’nın saldırmasıyla yıllardır Ukrayna’ya silah vermekten vazgeçen ülkelerin pozisyonlarını değiştirdiğini ve silah desteği yaptığını dile getirdi.
Kuleba, Ukrayna halkının iyi savaşçı olduğuna dikkati çekerek, “Zaferin tarifinin, Ukrayna halkının karakteri ve dostlarımızın silahlarıdır. Biz savaşmayı, topraklarımızı ve evlerimizi korumayı iyi biliyoruz ancak boş ellerle tank ve uçaklarla savaşırsak, zafer elde edemeyiz. Dünyanın her yerinden dostlarımızın yardımı çok önemli. Bu silahlar, sahada başarı elde etmemize yardımcı oldu ancak başarılarımızın kilit faktörü, karakterimiz ve irademizdir.” diye konuştu.
Türkiye’nin savaş döneminde İstanbul Boğazı’nı savaş gemilerine kapatmasının önemli olduğunu vurgulayan Kuleba, “Türkiye ve Ukrayna, güvene dayalı ilişkiye sahiptir. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptıkları işlerle güvenilir olduklarını birbirine kanıtlamış iki başkandır. İki lider arasındaki ilişkiler, ikili ilişkilerimizin temelidir.” ifadesini kullandı.
Türkiye ile geçmişten gelen iş birliklerinin olduğuna dikkati çeken Kuleba, Türkiye’nin savaş döneminde yürüttüğü Rusya ve Ukrayna arasındaki ara buluculuk rolünü çok önemsediklerini kaydetti.
Kuleba, Türkiye ile Ukrayna ilişkisinde diplomatik kanallar üzerinden rahatça ve güven içinde konuşabildiklerini ve çözümler bulabildiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutarlı kararlar aldığını dile getiren Kuleba, bu kararların Karadeniz’in güvenliği için önemli olduğunu söyledi.
Ukrayna müzakereye hazır
Kuleba, Türkiye’nin girişimleriyle martta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Antalya’da görüştüğünü, Rusya ve Ukrayna heyetlerinin de İstanbul’da toplantı yaptığını hatırlattı.
Ukrayna’nın müzakereleri durduran taraf olmadığın savunan Kuleba, şöyle devam etti:
“Rusya ile müzakereleri sürdürmeyi hiçbir zaman reddetmedik ancak diyaloğun Rus ültimatomları biçiminde olması konusunda da anlaşmadık. Ruslar, müzakerelerde gelip evrak veriyor ve ‘uygulayın’ diyor. Bunu hiçbir zaman kabul etmedik ve kabul etmeyeceğiz.
İstanbul’daki toplantıdan sonra Rusya’nın ültimatom dilini kullanmaya devam ettiğini ve çözüm arayışına hazır olmadığını gördük. Donbas’ta geniş çaplı operasyon başladığında, Rusların barışı değil savaşı seçtiğini gördük. Ruslar, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın en büyük savaşının yaşandığı Donbas bölgesinde geniş çaplı bir saldırı operasyonu düzenlerken, müzakerelerden nasıl konuşabilirler.”
Rusya ile müzakerelere hazır olduklarını dile getiren Kuleba, ancak “Rusya’nın ültimatomlar yerine karşılıklı saygıya dayalı çözümler arayışında olması, savaşın yerine diplomasiyi seçtiğini göstermesi ve saldırılardan vazgeçmesi gerektiğini” vurguladı.
Kuleba, “Rusya, sis perdesi taktiğini uyguluyor. Rus temsilcileri, yapıcı müzakerelerden yana olduğunu açıklıyor ama aslında Ruslar, Ukraynalıları öldürmek ve yeni topraklar ele geçirmek için yüzlerce tank, uçak ve binlerce asker gönderiyor. Bu şekilde işler yürümez.” ifadelerini kullandı.
Başka bir ülkenin egemen topraklarına saldıran ve egemen bir devlete ültimatom koyan taraf olmadıklarını belirten Kuleba, müzakere şansını her zaman kullanmaya hazır olduklarını dile getirdi.
“Rus askerlerin tamamıyla topraklarımızdan çıkması gerekiyor”
Kuleba, hedeflerinin “savaşı bir an önce Ukrayna’nın zaferiyle sona erdirmek” olduğunu belirterek, tıkanan müzakerelere dikkati çekti. “Müzakereler, diplomaside her zaman karşılıklı taviz demektir.” diyen Kuleba, şunları kaydetti:
“Asla taviz vermeyeceğiz unsurlar var. Üzerimize dünyanın yarısı gelse bile ve bizi taviz vermeye zorlasa da bunu yapmayız. Bunlardan biri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüdür. Topraklarımızın herhangi parçasının alınmasını asla kabul etmeyeceğiz.
Rus ordusunun, Ukrayna’nın topraklarında kalmasını asla kabul etmeyeceğiz. Rus askerlerin tamamıyla topraklarımızdan çıkması gerekiyor. Ayrıca çatışma hatlarını birbirinden ayıracak ve durumu donduracak yeni temas hatlarına ihtiyacımız yok. 8 yıl bunu yaşadık. Temas hattının olması yönündeki yaklaşımın yeni bir savaşa yol açacağını gördük.”
Kuleba, Ukrayna’nın dış siyasetini Rusya’nın değil Ukrayna halkının belirleyeceğini söyledi.
“Rusya’ya yönelik yaptırımlar yeterli değil”
Batı ülkelerinin Rusya’ya yönelik savaş nedeniyle çok sayıda yaptırım uyguladığına işaret eden Kuleba, bu yaptırımların yeterli olmadığını, kendilerinde “karışık” hisler oluşturduğunu belirtti.
Kuleba, şu ifadeleri kullandı:
“Bir yandan bu yaptırımlar çok güçlü ve çalışıyor. Rusya’nın yeni silahlar üretemeyerek Ukrayna’ya karşı kullanamadığını görüyoruz. Çünkü Ruslar, yaptırımlar nedeniyle silahlar için gerekli parçaları elde edemiyor. Ancak Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Rus gazı ve petrolünü reddetmediğinde yaptırımlar çok etkili olamaz. AB, bir yandan Ukrayna’yı güçlü bir şekilde destekliyor diğer yandan Rus petrolü ile gazın tedariki için on milyonlarca avro veriyor. Yani iki kez ödeme yapılıyor. Önce bu para, Ukrayna’yı yok etmekle uğraşan Rusya’ya gönderiliyor. Bununla birlikte AB, Ukrayna’ya maddi destek veriyor. Bu saçma, rasyonel ve dengeli bir karar değil.”
Kuleba, Rusya ile ticaret yapılmasının “doğru olmadığını” yabancı şirketlerin Rus piyasasından çıkması gerektiğini savundu.
“Buğday sorununu çözmek için uğraşıyoruz”
Ukrayna’nın limanlarının Rusya tarafından bloke edildiğini belirten Kuleba, Rusya’nın, Ukrayna limanlardaki tahılı çalarak, başka ülkelere satmak için gönderdiğini ve bunun tüm ülkelerce engellenmesi gerektiğini söyledi.
Gıda sorununun tek sorumlusunun Rusya olduğunu ileri süren Kuleba, bu sorunun Ukrayna limanlarındaki blokajın kaldırılmasıyla çözüleceğini ifade etti.
Ukrayna’nın dünyadaki gıda güvenliğinin garantör rolünü yerine getirmesinin Rusya tarafından engellendiğini vurgulayan Kuleba, “BM ve AB ile iki senaryo üzerinde çalışıyoruz. İlk önce, Odesa’daki limanın açılması söz konusudur. Bu askeri açıdan çok karmaşık bir konu. Asıl mesele, tahıl taşıyan ticari gemilerin batmamalarını sağlamaktır.” diye konuştu.
Kuleba, Romanya, Polonya ve Baltık ülkelerindeki limanlar ile demir ve kara yolu bağlantısını kurduklarını aktardı.
“Azovstal’den çıkan askerlerimizi takas etmeye hazırız”
Ukraynalı askerlerin ve sivillerin Mariupol kentindeki Azovstal Metalürji Fabrikası’ndan geçen hafta çıktığını hatırlatan Kuleba, bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) ile Uluslararası Kızılhaç Komitesine (ICRC) teşekkür etti.
Kuleba, Azovtal fabrikasından çıkan askerlerin geçici olarak kontrol altında olan Ukrayna’nın topraklarında bulunduğunu, askerlerin hayatının her şeyden önemli olduğunu ve bu askerleri takas etmek istediklerini söyledi.
Kuleba “Elbette hedefimiz, onları Ukrayna’nın kontrolündeki topraklara getirmek. Amacımız onları takas etmek ama bu o kadar hassas bir konu ki biz sadece her şeyin yolunda gitmesi ve eve dönmeleri için dua edebiliriz. Takas, askerlerimizi eve getirmenin temel senaryosudur. Bu konuda herhangi bir yorumda bulunmam, askerlerimizin hayatını riske atmak demektir.” diye konuştu.
“Rusya küresel çapta izole edildi”
Savaşın uluslararası ilişkiler açısından bazı değişikliklere yol açtığını belirten Kuleba, Rusya’nın dünyadaki pozisyonlarının “radikal” şekilde değiştiğine dikkati çekti.
Kuleba, Rusya’nın petrol ve gaz ticareti dışında küresel çapta izole edildiğini ve dünya ekonomisinden kopmuş durumda olduğunu ifade ederek, “Rus ekonomisinin düşüşünün hızlandırılması önemli. Bu, zor bir süreç. Bu süreç, kanlı ve yorucu olacak ancak bu süreç artık durdurulamaz. İlginç tarafı, Rusya’ya bu yolu kimse dayatmadı. Rusya, bu yolu kendisi seçti.” dedi.
Kuleba, savaştan sonra ABD ile Çin’in güçleneceği öngörüsünde bulunarak, “uluslararası kuruluşların Rusya’nın statüsünün zayıflamasıyla bu iki ülkeye başvuracağını ve onlarla sorunlarını çözeceğini” kaydetti.
Bakan Kuleba, “Ülkeler, ABD ve Çin’in etrafında gruplaşacak. Amerikalılar ve Çinliler ile rekabet edemeyecek güçler olacak. Ancak bu güçler, dengeyi korumak için yeterli güce sahip olacak. Bunların arasında Hindistan ve Türkiye de olabilir. Dünyanın düzeni bu şekilde olabilir.” diye konuştu.