Doğal gaz ihtiyacının yüzde 55’ini Moskova’dan karşılayan Berlin, Ukrayna krizinde Rusya’ya karşı daha ihtiyatlı bir siyaset izliyor. Rusya-Ukrayna krizinin derinleşmesinin AB ve özellikle Almanya için enerjide olumsuz sonuçları olabileceği öngörülüyor.
ABD sıvılaştırılmış doğal gazının (LNG), şu an Rus doğal gazını ikamesinin mümkün olmadığı belirtilirken, Almanya’da gazın enerji tüketimindeki payı yüzde 32 seviyesine ulaştı.
Öte yandan ABD, LNG ihracatını artırmak, uluslararası piyasalardaki ticari anlaşmazlıklarda pazarlık payı elde etmek ve Avrupa ile Rusya’nın yakınlaşmasını önlemek için AB’nin enerji politikalarında daha etkili olmak istiyor.
Washington’un, Rus doğal gazını Baltık Denizi’nden Almanya’ya taşıması planlanan Kuzey Akım-2 doğal gaz projesini engelleme girişimleri, Berlin’de endişe yaratıyor. Alman hükümetinin doğal gazda kaynak çeşitliliğini sağlayamaması da Rusya’ya karşı hareket kabiliyetini kısıtlıyor.
Buna rağmen Ukrayna krizinde temkinli bir siyaset izleyen Berlin yönetimi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Kuzey Akım-2 boru hattına yaptırım uygulayacağını belirtti.
Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, “Rusya tarafından Avrupa’nın ortasında bir savaş başlatılması olasılığı varken, aynı zamanda bu ülkeyle ekonomik iş birliğinin kurulabileceği düşüncesi tamamen saçma olur.” ifadesini kullanmıştı.
Enerji fiyatlarının yükselmesi Rus ekonomisine yarıyor
Enerji fiyatlarının yükselmesi Avrupa’da enerji tedarikini kontrol altında tutan Rusya’nın ekonomisine yarıyor.
Alman basınına yansıyan haberlere göre, gaz tedariki için “acil durum planlamasına” başlayan Alman hükümeti, Ukrayna krizinin tırmanması durumunda Rusya’nın Avrupa’ya gaz tedarikini kesme riskini hesaplıyor.
Öte yandan ABD, Avrupa’nın acil durum tedariki için bir konsept üzerinde çalışıyor ve Almanya’nın endüstri temsilcileriyle görüşmeler yapıyor.
Küresel enerji piyasalarında fiyatların oynak ve yüksek olması da durumu daha hassas hale getiriyor.
Kovid-19 salgınının ardından küresel ekonominin hızla toparlanması, soğuk kış şartları ve gaz depolama tesislerinde doluluk seviyelerinin gerilemesi Avrupa için büyük bir sorun teşkil ediyor.
Kimyasal ürünleri analiz eden uluslararası analiz şirketi ICIS’e göre, geçen yıl aralıkta Avrupa, gaz ithalatının yüzde 22’sini LNG olarak temin etti. Bir başka deyişle LNG, Avrupa gaz tüketiminin dörtte birini bile karşılamıyor.
Öte yandan Rusya’nın Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını azaltması ve Avrupa’nın kış aylarında kullanmak üzere ayırdığı doğal gaz rezervlerinin normal seviyelerin altına inmesi, bölgede bir doğal gaz tedarik krizine sebep oldu.
Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa’daki yer altı depolama tesislerindeki doğal gazın yüzde 50’sinden fazlası şimdiden kullanıldı.
Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’sini Rusya karşılarken geriye kalan kısmı Norveç ve Cezayir’den geliyor.
Rusya Avrupa’ya Kuzey Akım, Yamal ve Kardeşlik gibi ana boru hatlarıyla doğal gaz gönderiyor. Söz konusu gaz bölgesel depolardan Avrupa’daki ülkelere dağıtılıyor.
Rusya, Avrupa’ya iki ayrı şekilde doğal gaz gönderiyor. Genellikle ve yaygın olarak süresi 10 ile 25 yıl arasında değişen uzun vadeli kontratlar ile tek seferlik gaz alım anlaşmaları yapılıyor.
Doğal gaz fiyatları tarihi rekor kırdı
Doğal gaz ihtiyacının yüzde 90’ını ithal eden Avrupa’da bu ürünün fiyatları geçen yıl yaklaşık 5 kattan fazla arttı.
Avrupa’nın enerji üretiminde doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, kıtada derin bir enerji krizinin başlangıcı oldu.
Yeşil enerji dönüşümü nedeniyle uygulanan politikalar, Avrupa’nın özellikle doğal gaza bağımlılığını son 10 yılda önemli oranda artırdı.
Doğal gaz tüketimindeki artış ise ağırlıklı olarak Rusya’dan ithalat, Norveç’in üretimi ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikiyle sağlandı.
Ekonomilerin açılmasıyla oluşan güçlü talep, LNG piyasalarında Asya ülkeleriyle yaşanan rekabet ve Rusya’nın sevkiyatları artırmaması nedeniyle doğal gaz fiyatlarında rekor artışlar yaşandı.
Avrupa’da ocak vadeli doğal gaz kontratları geçen ayın sonunda megavatsaat başına 180 avro seviyesini aşarak rekor kırdı.
Avrupa Birliği (AB) Enerji Regülatörleri İşbirliği Ajansının raporuna göre, kıtada doğal gaz fiyatları geçen yıl ekimde nisana göre yüzde 400, buna bağlı olarak elektrik fiyatları da yüzde 200 arttı.