“Uzaya hakim olan dünyaya hakim olur” anlayışıyla hareket eden devletler, uzay yolculukları ve araştırmaları her ne kadar riskli ve maliyetli olsa da bu alanda yatırım yapmaktan geri durmuyor.
Ölümcül uzay kazaları
İnsanın bilinmeyene yaptığı yolculuk heyecan verici olduğu kadar riskli ve tehlikeli bir yolculuk.
1967, 1971, 1986 ve 2003 yıllarında yaşanan ve bu yolculuğun tehlikeli boyutlarını gözler önüne seren kazalar, uzay tarihinin en ölümcül kazaları olarak kayıtlara geçti.
ABD’nin 27 Ocak 1967’de Ay’a yapılacak insanlı uzay yolculuğu için hazırladığı Apollo 1 uzay mekiğinde, fırlatma provası esnasında çıkan yangında 3 astronot hayatını kaybetti.
SSCB’nin 23 Nisan 1967’de uzaya gönderdiği Soyuz 1 uzay aracı dönüş esnasında paraşütlerin açılamaması nedeniyle yere çakıldı. Araçta bulunan Vladimir Mihailoviç Komarov uzay uçuşunda hayatını kaybeden ilk kişi oldu.
SSCB’ye ait Soyuz 11 uzay aracında bulunan 3 astronot, 30 Haziran 1971’de, dünyaya dönüş esnasında aracın içindeki havanın uzaya sızması sonucu yaşamını yitirdi.
28 Ocak 1986’da Challenger uzay mekiğinde kalkıştan 73 saniye sonra büyük bir patlama meydana geldi. Yerden 15 kilometre yüksekte meydana gelen patlamanın yakıt sızıntısı nedeniyle gerçekleştiği belirtilerken korkunç kazada 7 astronot öldü.
1 Şubat 2003’te Columbia uzay mekiği ise inişe 16 dakika kala, yerden 62 kilometre yükseklikte infilak etti. Patlamaya, kalkış sırasında mekiğin kanadında meydana gelen hasarın yol açtığı bildirildi. Kazada 7 astronot hayatını kaybetti.
Ölümcül kazaların yanı sıra başarısız uzay denemeleri de milyonlarca dolarlık yatırımların çöpe gitmesine yol açıyor.
NASA’nın 1998’de Mars’a gönderdiği ve yazılım sistemindeki hata nedeniyle 23 Eylül 1999’da yörüngede yanan Mars Climate Orbiter’in inşasına 125 milyon harcandı.
Güney Kore tarafından 2010’da uzaya fırlatılan ilk roket olma özelliği taşıyan Naro-1 uzay mekiği de kalkıştan 137 saniye sonra 70 kilometre yükseklikte patladı. Güney Kore hükümeti Rusya ile iş birliği içinde yürüttüğü projeye 407 milyon dolar harcadı.
Rusya’nın 2011’de uzaya gönderdiği Express-AM4 iletişim uydusu yörüngeden saptığı için 28 Mart 2012’de Rusya tarafından Pasifik Okyanusu üzerinde imha edildi. Bu başarısızlık Rusya’ya yaklaşık 270 milyon dolara mal oldu.
Uydu endüstrisi son 10 yılda 2 kat büyüdü
Ülkelerin uzay yatırımları açışından fikir veren uydu endüstrisi, son 10 yılda yaklaşık 2 katına çıkarak 271 milyar dolara ulaştı. Uyduların yapımında ve fırlatılmasında özel şirketlerin rolü arttı.
Çevrim içi istatistik portalı Statista’nın verilerine göre, dünya yörüngesinde 1 Ocak 2022 itibarıyla 4 bin 852 aktif uydu bulunuyor.
Bu uyduların 2 bin 944’ü ABD’ye aitken, ABD’ye en yakın ülke 499 uydu ile Çin oldu. Rusya ise 169 uydu ile dünya genelinde uzayda en çok uydusu bulunan 3’üncü ülke konumunda.
Uzaya en çok yatırımı yapan ülke: ABD
2021’de, küresel olarak uzay programları için yapılan harcamalar Kovid-19 salgınına rağmen bir önceki yıla kıyasla yüzde 10,7 artışla 92 milyar dolara çıktı.
Geçen sene uzay araştırmalarına 54,6 milyar dolar harcayan ABD, dünyanın en büyük uzay yatırımcısı olma unvanını korudu. ABD’nin hemen ardından gelen Çin ise 2020’de 8,85 milyar dolar olan uzay yatırımlarını geçen yıl 10,29 milyar dolara çıkardı.
Çin’i sırasıyla 4,21 milyar dolar ile Japonya, 3,95 milyar dolar ile Fransa, 3,57 milyar dolar ile Rusya, 2,57 milyar dolar ile Avrupa Birliği (AB), 2,38 milyar dolar ile Almanya ve 1,96 milyar dolar ile Hindistan izledi.
Çin’in uzay yarışında yükselişi
Uluslararası uzay yarışı, Soğuk Savaş döneminde Rusya-ABD rekabeti etrafında şekillenirken, uzay çalışmalarının öneminin anlaşılması ile birlikte günümüzde başta Çin olmak üzere Hindistan, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler de bu yarışta yerini almaya çalışıyor.
ABD’den sonra uzayda en fazla uydusu bulunan 2’nci ülke olan Çin, uydu teknolojisinin yanı sıra Ay ve Mars keşif görevleri ve insanlı uzay seferlerine yönelik iddialı adımlarıyla 2000’li yıllardan itibaren küresel uzay yarışında yeni güç olarak ortaya çıkıyor.
ABD’nin Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle kendi uzay istasyonunu kurmak için çalışmalar yürüten Çin, taykonot Yang Livei ile 15 Ekim 2003’te ilk insanlı uzay yolculuğunu gerçekleştirdi.
Çin’in çekirdek modül, iki laboratuvar modülü ve bir uzay teleskobundan oluşması planlanan Tiengong adı verilen uzay istasyonun ise bu yıl sonunda tamamlanması hedefleniyor.
İstasyonun Tienhı (göksel uyum) adı verilen çekirdek modülünü, 29 Nisan 2021’de fırlatan Çin, ABD’den sonra uzay çalışmalarına en fazla yatırım yapan ülke konumunda.