Uluslararası Af Örgütü Pasifik Araştırmacısı Kate Schuetze yaptığı açıklamada, bölgedeki şiddetli protestolara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Schuetze, Fransız yetkililerin bölgedeki olayları, “duraksayan dekolonizasyon süreci, ırksal eşitsizlik, yerli Kanak halkının uzun süredir barışçıl şekilde dile getirdiği kendi kaderini tayin etme hakkı talepleri” ışığında değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Fransa’nın sosyal medya platformu TikTok’un yasaklanacağını duyurmasına atıfta bulunan Schuetze, TikTok’u yasaklamanın arkasında geçerli bir neden olmadığı sürece yasağın “ifade özgürlüğünün ihlali anlamına gelebilecek açıkça orantısız önlem gibi göründüğünü” vurguladı.
Schuetze, “protestolara tepki olarak yasak getirmenin dünya genelindeki hükümetler için tehlikeli bir örnek” teşkil edebileceğine dikkati çekti.
Fransa’nın olaylara makul şekilde tepki vermesi gerektiğini kaydeden Schuetze, Fransız yetkililerin, Kanak halkının yaşama ve ifade haklarını koruması ve bağımsızlık isteyen insanların görüşlerini barışçıl şekilde ifade edebilmesi gerektiğini belirtti.
Yeni Kaledonya’da OHAL’e götüren süreç
Yeni Kaledonya’da bağımsızlık yanlıları, seçimlerde kendilerini zayıflatacağı gerekçesiyle Fransız hükümetinin anayasal reform girişimine karşı çıkıyor.
Yeni Kaledonya’nın yerel halkı Kanaklar, 300 bin olan ada nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor.
Fransız hükümeti anayasa değişikliği tasarısı ile adadaki 25 binden fazla Fransız’ın seçimlerde oy kullanmasının yolunu açmak istiyor.
Adada 2018, 2020 ve 2021’de olmak üzere toplam 3 kez bağımsızlık için referandum yapılmış fakat bağımsızlık yanlıları yüzde 50’ye ulaşamamıştı.
Adada son 4 gündür yaşanan şiddet olaylarında yaklaşık 200 iş yeri ve 50’den fazla araç ateşe verilmişti ve 100’e yakın güvenlik görevlisi yaralanmıştı.
Şiddet olaylarında 5 kişi hayatını kaybetti.
Yeni Kaledonya’da artan şiddet olaylarının ardından olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmişti.