Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Al-Jazeera’nin Kudüs muhabiri Givara El-Budeyri’nin İsrail polisi tarafından tutuklanmasını kınadı.
Merkezi Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan IPI’dan yapılan yazılı açıklamada, Şeyh Cerrah Mahallesi’nde bir gösteri sırasında El-Budeyri’nin üzerinde “basın” yazılı yeleği ve İsrail otoriteleri tarafından verilen basın kartına rağmen gözaltına alındığı anımsatıldı.
Açıklamada, İsrail polisinin El-Budeyri’nin kameramanı Nebil Mezzavi’nin ekipmanlarına da zarar verdiği belirtildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen IPI İcra Müdürü Barbara Trionfi, El-Budeyri’nin derhal serbest bırakılmasını istedi.
İsrail’e kınama
Trionfi, “Givara El-Budeyri’nin İsrail emniyet güçleri tarafından acımasızca tutuklanmasını kınıyorum” ifadesini kullandı.
Son dönemde İsrail’in basına karşı saldırıları ve gazetecileri uzun süre alıkoymasının uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini belirten Trionfi, “Bu, İsrail’in bağımsız yayınları bastırmak için sürdürdüğü çabalarının bir parçası gibi görünüyor.” görüşünü paylaştı.
Açıklamada, El-Budeyri’nin dışında en az 10 gazetecinin daha İsrail tarafından tutulduğu anımsatılarak, bütün gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.
İsrail AA muhabirlerini de hedef almıştı
İsrail emniyet güçleri, Doğu Kudüs ve Gazze’de çok sayıda Anadolu Ajansı (AA) muhabirini hedef almış ve yaralanmasına neden olmuştu. Ayrıca 15 Mayıs’ta İsrail savaş uçakları, Gazze’de içinde Amerikan merkezli haber ajansı Associated Press (AP) ve Katar merkezli televizyon kanalı Al Jazeera’nin ofislerinin de bulunduğu yüksek katlı binayı vurarak yerle bir etmişti.
Al Jazeera, İsrail polisinin muhabirlerine saldırısına tepki gösterdi
Katar merkezli Al Jazeera televizyonu, İsrail polisinin, Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Filistinlilere destek için yapılan eylemi takip eden kanal ekibine saldırısını kınadı.
Al Jazeera’nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “İsrail polisinin Givara el-Budeyri’ye saldırarak gözaltına alması utanç verici bir hareket. Bu, İsrail saldırıları serisinin yeni bir bölümü.” ifadesine yer verildi.
Söz konusu ekibe saldırı ve gözaltının kınandığı açıklamada, “Meslektaşımız Budeyri ve işgal makamları tarafından gözaltına alınan tüm gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, uluslararası topluma, basın ve insan hakları kuruluşlarına, İsrail hükümetinin eylemlerinin kınanması çağrısında bulunuldu.
Muhabirin gözaltına alınmasının münferit bir eylem olmadığı vurgulanan açıklamada, bu adımın Gazze Şeridi’nde, Al-Jazeera kanalının ofisinin de bulunduğu yüksek katlı bir binanın vurulmasından iki hafta sonra gerçekleştiğine işaret edildi.
Açıklamada, İsrail güçlerinin gazetecileri korkutarak ve hedef alarak susturma girişimleri rutin bir davranış haline geldiği belirtilerek saldırının, gazetecilerin en temel haklarına aykırı olup kınanması gereken bir eylem olduğu kaydedildi.
İsrail polisi, dün, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde evlerinden zorla çıkarılma tehdidi altındaki Filistinlilere, mahallede destek için yapılan oturma eylemine müdahale etmiş, eylemi takip eden Katar merkezli Al Jazeera kanalı ekibine saldırmıştı.
Filistin ve uluslararası kuruluşlar İsrail’in Al Jazeera muhabirini gözaltına almasına tepki gösterdi
Filistin yönetimi, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te haber takibi sırasında Al Jazeera kanalı ekibine saldırarak muhabir Givara el-Budeyri’yi gözaltına almasını kınadı.
Filistin Enformasyon Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Budeyri’nin, tüm uluslararası kanunlar ve normlarla korunan mesleki görevini yaptığı belirtildi.
Açıklamada, “Budeyri’nin bir grup İsrail polisi tarafından saldırıya uğraması ve elleri kelepçelendiği sırada orada Yahudi yerleşimcilerin bulunması işgalcilerin ulaştığı vahşiliğin boyutunu gösteriyor.” ifadeleri kullanıldı.
Bu durumun ayrıca İsrail’in özellikle Kudüs’teki gazetecilere karşı bir savaş verdiğini ortaya koyduğu kaydedilen açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) gazetecilerin korunmasıyla alakalı 2222 sayılı kararını uygulaması ve saldırganların cezalandırılması talep edildi.
Açıklamada, aynı şekilde İsrail hapishanelerinde tutuklu 26 Filistinli gazetecinin de serbest bırakılması için İsrail’e baskı yapılması istendi.
Uluslararası kuruluşlardan kınama
Cenevre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü (Euro-Med) ve Stockholm merkezli Skyline İnsan Hakları Örgütü de Al Jazeera muhabirinin göz altına alınmasını kınadı.
Euro-Med’in yaptığı yazılı açıklamada, İsrail polisinin Budeyri’ye uyguladığı şiddet ve Al Jazeera ekibinin kamerasının kırılmasına tepki gösterildi.
Açıklamada, İsrail güçlerinin, görevlerini yapan gazetecileri hedef almasının sistematik bir politika olduğu ifade edildi.
Skyline’den yapılan açıklamada ise Budeyri’ye yönelik saldırının, gazetecilerin çalışma hürriyetini garanti altına alan tüm uluslararası kanunların açık bir ihlali olduğu kaydedildi.
Açıklamada, İsrail güçlerinin, Filistin topraklarında görev yapan gazetecilere yönelik saldırılarının artışından endişe duyulduğu aktarıldı.
İsrail polisi, bugün işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde evlerinden zorla çıkarılma tehdidi altındaki Filistinlilere destek için yapılan eyleme müdahale etmiş, eylemi takip eden Katar merkezli Al Jazeera kanalı ekibine saldırmıştı.
Kameraman Nebil Mezavi’yi tartaklayan ve kamerasını kıran İsrail polisi, muhabirlerden Givara el-Budeyri’yi de tartaklayarak gözaltına almıştı.