İsviçre’nin Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) Hukuk Departmanı Müdiresi Lima Bustami, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BMGK’nın 25 Mart’ta aldığı Gazze’de ramazan ayında ateşkes sağlanması kararının İsrail’in Gazze’ye saldırılarına muhtemel etkisini değerlendirdi.
Bustami, “İsrail’in BMGK’nın Gazze’de ateşkes çağrısı kararına uyması beklenmiyor. İsrail, uluslararası hukuka uymamak konusunda kabarık bir sicile sahip.” dedi.
İsrail uluslararası düzeyde hesap vermek zorunda kalmıyor
“İsrail, uluslararası düzeyde hesap vermek zorunda kalmıyor.” diyen Bustami, Tel Aviv’in Birleşmiş Milletler ve BMGK dahil uluslararası kuruluşları da hiçe saydığına işaret etti.
Bustami, “BMGK kararına uymak zorunlu olmasına rağmen, BM anlaşmasının 6. bölümü kapsamında çıkarılan bir karar olduğu için uyulmaması durumunda doğrudan bir tedbir ve yaptırım bulunmuyor.” şeklinde konuştu.
“Muhtemelen İsrail’in Gazze’de soykırım suçunu işlemeye devam ettiğine tanık olacağız ve yeni bir karar çıkarmak için BMGK’ya başvurmak durumunda kalacağız.” değerlendirmesinde bulunan Bustami, İsrail’in ateşkes çağrısına uymaması durumunda, BM anlaşmasının 7. bölümü kapsamında ekonomik ve diplomatik yaptırım uygulanmasının yanı sıra askeri güç kullanılmasını içeren kararların alınmasının ise “ABD’nin vetosu sebebiyle ihtimal dışı” olduğunu kaydetti.
BMGK’nın 7 Ekim’den bu yana “İsrail’in soykırım suçunu durdurmakta başarısız olduğunu” vurgulayan Bustami, “Yine de bu karar Gazze Şeridi’nde meydana gelen olaylarla ilgili uluslararası düzeyde çok önemli bir gelişme.” diye konuştu.
Ateşkes çağrısı geçici
Uluslararası hukuk uzmanı Bustami, Gazze’deki insani felakete rağmen BMGK’nın ateşkes çağrısını “ramazan ayı müddetince” yaptığını belirterek, ateşkesin fiilen bu dönemde uygulanması gerektiğini ve ateşkes için iki haftanın kaldığını ifade etti.
“İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırıları ve soykırım suçları, iki hafta sonra uluslararası hukuk açısından yeniden sonuçsuz kalmaya devam edecek.” diyen Bustami, ateşkes çağrısının süreli olduğunun altını çizdi.
Bustami, “Karar, İsrail ve müttefiklerine yönelik savaşın durdurulması yönünde artan uluslararası baskının yanı sıra İsrail’e yönelik uluslararası tavrın değişikliğine işaret ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
BMGK kararı sonrasında, uluslararası topluma artık ciddi adımlar atması yönünde çağrıda bulunan Bustami, İsrail’e ekonomik yaptırımlar uygulanması, silah ticaretinin durdurulması, mali ve askeri yardımların engellenmesi yoluyla “İsrail’in işlediği suçların derhal engellenmesi için baskı yapılması” gerektiğini sözlerine ekledi.
Ne olmuştu?
BMGK’da 25 Mart’ta yapılan oylamada, Gazze’de kalıcı ve sürdürülebilir ateşkese dönüşecek şekilde ramazan ayında acilen ateşkes sağlanması talep edilen karar tasarısı kabul edilmişti.
15 üyeli BMGK’de geçici üyeler Cezayir, Ekvador, Guyana, Japonya, Malta, Mozambik, Güney Kore, Sierra Leone, Slovenya ve İsviçre tarafından hazırlanan karar tasarısı oylanmıştı. Tasarı, 14 “evet” ve 1 “çekimser” oyla kabul edilmiş, ABD çekimser oy kullanmıştı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 280’i çocuk, 9 bin 340’ı kadın olmak üzere 32 bin 333 Filistinli öldürüldü, 74 bin 694 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.