Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Kanada şubelerinin ortaklaşa düzenlediği raporda, ülkeye sığınan ve koruma arayanlar da dahil olmak üzere göçmen gözaltı merkezlerinde tutulan kişilerin düzenli olarak kelepçelendiği, zincire vurulduğu ve dış dünyayla çok az ya da hiç temas edilmeden tutulduğu kaydedildi.
Rapor hakkında Kanada resmi haber ajansı CanadianPress’e konuşan Uluslararası Af Örgütü Kanada Genel Sekreteri Ketty Nivyabandi, ülkenin kötü niyetli göçmen gözaltı sisteminin, Kanada’nın bilinen zengin çeşitliliği, eşitlik ve adalet değerleriyle taban tabana zıt olduğunu söyledi.
Ülkeye güvenlik ve daha iyi bir yaşam için gelen insanların ırkçılık, zulüm ve insan hakları ihlalleriyle karşılaşmaması gerektiğini belirten Nivyabandi, “Göçle ilgili işler için hiç kimsenin cezalandırıcı bir şekilde muamele görmesine veya ceza kanunlarının uygulanması için kullanılan tesislerde tutulmasına neden olacak hiçbir koşul olmamalıdır.” ifadelerini kullandı.
Nivyabandi, Kanada’nın ihlalleri önlemek ve uluslararası denetim için Birleşmiş Milletler’in İşkenceye Karşı Sözleşme’ye Ek Seçmeli Protokolünü imzalaması ve derhal onaylaması gerektiğini kaydetti.
Kanada makamlarına, ülkedeki göçmenlerin gözaltına alınmasını kademeli olarak sona erdirerek göçmenlik ve mülteci koruma sistemindeki insanlık dışı muameleye son verme çağrısında bulunulan raporda, insanların göçmenlikle ilgili gerekçelerle aylarca veya yıllarca gözaltında tutulabildiği hatırlatıldı.
Beyaz olmayan tutukluların genellikle eyalet hapishanelerinde daha uzun süre tutulduklarına işaret edilen raporda, ülke genelindeki gözaltı merkezlerinde halen yaşları 15 ile 83 arasında değişen 8 bin 825 kişinin bulunduğu bildirildi.
Rapora göre 73’ü 6 yaşından küçük 136 çocuk da gözaltına alınan ailelerinden ayrılmamak için hapishanelerde kalıyor.
Haberde açıklamalarına yer verilen İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Engelli Hakları Direktör Yardımcısı Samer Muscati de Kanada’nın kuzeyde güvenlik arayan insanların süresiz olarak kilit altında tutulduğu birkaç ülkeden biri olduğunu dile getirdi.
Muscati, göçmenlik makamlarının tutukluluk ve serbest bırakılma koşullarını diğer birçok tutukluya göre daha ağır hale getirerek engelli insanlara karşı ayrımcılık yaptığını ifade etti.
İki örgütün ortak raporunda, tutuklu göçmenlerin çoğunun serbest bırakılacağına dair umutlarını kaybetmeye başladıklarında intihar düşünceleri geliştirdiğine ve travmatik deneyimlerden ve zulümden kaçanların özellikle etkilendiğine dair tespitlere yer verildi.
Raporda, Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı CBSA’nın Kanada’da bağımsız sivil denetimi olmayan tek büyük kolluk kuvveti olmaya devam ettiğine ve bu durumun göçmenlerin gözaltında tutulması bağlamında defalarca ciddi insan hakları ihlalleriyle sonuçlandığına dikkat çekildi.