Uluslararası Müslüman Alimler Dayanışma Derneği (UMAD) Başkanı Abdulvahap Ekinci, UMAD Yönetim ve Yüksek İstişare Kurulu adına yaptığı açıklamada, Afganistan topraklarının, bütün imkan ve zenginlikleriyle Afgan milletine ait olduğunun bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ekinci, Afganistan’ı yine Afgan halkının dirayetli evlatlarının yönetmesi ve müreffeh hale getirmesi gerektiğini belirterek, ülkeyi yönetmeye talip olanların, kendilerini İslam’ın geniş hoşgörüsü içinde dinlerine açıktan aykırı olmayan her türlü görüşün temsil edildiği çoğulcu bir yapı kurmakla mükellef hissetmeleri gerektiğini ifade etti.
Kardeşlik hukuku gereği dünyanın muhtelif yerlerinde bulunan alim ve idarecilerin dostane tavsiye ve hatırlatmalarını da değerlendirmeleri gerektiğini aktaran Ekinci, şöyle devam etti:
“Müslüman alim ve idareciler başta olmak üzere, Afganistan’ın imarı ve iyi yönetilmesi adına Afganistanlı kardeşlerimize yardımcı olmak bütün Müslümanlar olarak vazifemizdir. Onların iyi ve güzel kararlarını desteklemek, doğru olmayan karar ve davranışlarını ikaz etmek kardeşlik mesuliyetimizdir. Bugün Afganistan idaresinde hakimiyeti elinde bulunduran Müslüman kardeşlerimiz şunu bilmelidirler ki, kendilerine karşı bütün müminlerin gönüllerinde hem sevinç hem de bir endişe vardır. Sevincimiz, onların tekrar ülkelerinde tek hakim haline gelmeleri ve İslam’ı merkeze almak istemeleridir. Endişemiz ise İslam’ı ve onun değerlerini merkeze aldıklarını söylemelerine rağmen icraatlarıyla İslam’ı ve İslami değerleri dünya kamuoyu önünde küçük düşürecek bir görüntü sergileme ihtimalidir. Müslüman olsun olmasın bütün dünyanın gözü bu yönüyle üzerinizde olacaktır.”
“Ön yargılarla iletişim kanallarını kapatmak değil açmak ve geliştirmek esas olmalıdır”
Abdulvahap Ekinci, şöyle devam etti:
“İlk günlerde ilan ettiğiniz genel af, gösterdiğiniz müsamaha ve Afganistan’da yaşayan herkesi kucaklayan bir muhtevaya sahip mesajlarınız gönülleri rahatlatmıştır. Bu mesajların tüm ülkeye fiili olarak da yansıması hepimizin ortak arzusudur. Yıllarca mağduriyet ve mahrumiyet yaşamış Afgan halkının, huzur ve refahını her şeyin önünde tutmak gibi bir sorumluluğunuz vardır. Afganistan ülkesinden kaçmak isteyenlerin değil, ülkesine dönmek isteyenlerin vatanı olmalıdır. Güçlü ve adil bir yönetim için, kendi içinizde birliğin sağlıklı bir şekilde tesis edilmesi ve yeni bölünmelere kapı aralanmaması en büyük zaferiniz olacaktır. Düşmanlarınızın hile ve tuzaklarını bozacak en büyük hamleniz de bu olmalıdır. Sizden, İslam adaletini en güzel şekilde ikame etmeniz, insan haklarına özellikle de kadın ve çocuk haklarına daha fazla saygı göstermeniz beklenmektedir.”
Afganistan’ın yeniden yapılanmasında halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticilerine de büyük sorumluluk düştüğünü belirten Ekinci, “Ön yargılarla iletişim kanallarını kapatmak değil, açmak ve geliştirmek esas olmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.