İsviçre merkezli uluslararası finans kuruluşu BIS’in Para ve Ekonomi Bölüm Başkanı Claudio Borio, kurumun 1 Haziran-6 Eylül döneminde finansal piyasalardaki gelişmeleri değerlendirdiği çalışması hakkında düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Borio, söz konusu dönemin makroekonomik olarak aşırı duyarlı olduğunu, enflasyonun hedefe doğru yönelmesine rağmen aşırı oynaklıklarda artış yaşandığını anımsattı.
Ekonomik yavaşlama endişelerinin özellikle ABD’de piyasa katılımcılarını daha erken ve hızlı faiz indirimleri beklemeye yönelttiğini anlatan Borio, finansal piyasalarda önemli ölçüde tedirginlik yaşandığını ifade etti.
Son dönemde enflasyon görünümünün iyileştiğini belirten Borio, “Burada genel mesajımız ihtiyatlılık mesajıdır. İhtiyatlı olunması konusundaki mesajımız halen geçerli. Bu belirli bir merkez bankasına yönelik değil. Her merkez bankası, ülkenin belirli koşullarına göre hangi hızda hareket edeceğine karar verecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Claudio Borio, merkez bankalarının çeşitli uygulamalarla politika manevrası alanını yeniden kazanmayı başardığına işaret ederek, “Elbette bu manevra alanının israf edilmesi üzücü olur.” diye konuştu.
Uzun vadede, para politikasının hem beklenen hem de beklenmeyen durumlarla başa çıkmak için güvenli marjlar içermesi gerektiğine dikkati çeken Borio, durgunluğun beklenen bir durum olduğunu, Kovid-19 gibi bir şokun ise öngörülemediğini bu gibi gelişmelere hazırlık yapılması gerektiğini ifade etti.
Borio, faiz indirimlerinin hızı ve seviyesi belirlenirken söz konusu gelişmelerin göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti.
İsviçre merkezli uluslararası finans kuruluşu BIS, 1930 yılında Basel şehrinde kuruldu.
BIS’in, aralarında ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da (TCMB) yer aldığı 60’tan fazla üyesi bulunuyor.
BIS, uluslararası parasal ve finansal işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyor. Kurum, merkez bankaları için bir banka görevi görüyor.
BIS’in, üye ülkelerin merkez bankalarının rezerv politikaları konusunda koordinasyonu sağlamak ve merkez bankaları arasında para transferlerinde aracı olmak gibi görevleri bulunuyor.