Birleşmiş Milletler Eğitim, UNESCO İletişim ve Enformasyon Genel Direktör Yardımcısı Dr. Jelassi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi’ne (Stratcom Summit’23) video mesaj gönderdi.
Mesajında, UNESCO’nun zirve kapsamında ele alınan küresel zorluklara yanıtının, insan hakları temelli bir yaklaşıma dayanmakta olduğunu ve ifade özgürlüğü çerçevesinde bilgiyi araştırmaya odaklandığını kaydeden Jelassi, “Bilgiyi yayma hakkı ile ilgili olarak UNESCO, Birleşmiş Milletler Gazeteci Güvenliği ve Suçların Cezasızlığı Eylem Planı’nın uygulanmasının koordinasyonundan sorumludur.” ifadesini kullandı.
Jelassi, UNESCO’nun özgür, bağımsız ve çoğulcu medyanın desteklenmesini savunan 1991 Windhoek Bildirisini’nin uygulanmasında aktif olarak yer aldığını vurguladı.
“Bilgiyi paylaşma ve alma hakkı bağlamında dezenformasyon ve nefret söylemi de dahil olmak üzere potansiyel olarak zararlı içeriğin giderek yaygınlaşması hususunda artan bir endişe söz konusudur.” diyen Jelassi, demokratik süreçler için bilginin önemine dikkati çekti.
Jelassi, “2024’te 80 ülkede 50’den fazla seçimde 2,6 milyardan fazla insanın oy kullanacağı düşünüldüğünde, demokratik süreçler için güvenilir bilginin önemi yadsınamaz. 16 ülkede yaptığımız ankete katılan vatandaşların yüzde 85’inin dezenformasyonu gerçek bir tehdit olarak gördüğü göz önüne alındığında özellikle önemlidir. Yüzde 80’i ise bilginin özellikle az gelişmiş ülkelerde, siyasi yaşam üzerinde halihazırda büyük bir etkisi olduğuna inanmaktadır.” diye konuştu.
Dijital platformların dezenformasyonu yaymadaki rolünün daha belirgin hale geldiğine işaret eden Jelassi, şunları kaydetti:
“UNESCO’nun ifade özgürlüğünü ve bilgiye erişimi koruma görevi her zamankinden daha elzemdir. Dijital platformların insan hakları temelinde yönetişimi zararlı içeriklerle ilişkili riskleri ele alırken temel özgürlükleri koruyan daha güvenli bir dijital alan yaratmak için güçlü bir araç olarak görülmektedir.”
Jelassi, UNESCO’nun kısa süre önce Dijital Platformların Yönetişimi için Küresel Kılavuz İlkelerini yayınladığını hatırlatarak, bu ilkelerin, sadece bir dizi ilkeden ibaret olmadığını, dezenformasyon, yanlış bilgilendirme ve nefret söylemi ile mücadele ederken ifade özgürlüğünü ve çevrim içi bilgiye erişimi korumaya yönelik bir eylem çağrısı olduğunu vurguladı.
UNESCO kılavuz ilkelerinin küresel işbirliği yoluyla özenle geliştirildiğini söyleyen Jelassi, 134 ülkeden çok sayıda paydaşın, 10 binden fazla yorum ileterek katkıda bulunduğunu kaydetti.
Jelassi, “Amacımız, uluslararası insan haklarını önceleyen ve şeffaflığı, hesap verilebilirliği, kullanıcıların güçlendirilmesini ve teknoloji şirketleri tarafından gerekli özenin gösterilmesini vurgulayan güçlü bir dijital ekosistemi teşvik etme sorumluluğumuzu güçlendirmektir. Dezenformasyon gibi potansiyel olarak zararlı içeriklerle mücadelenin işbirliğine dayalı çabalar gerektiğinin altını çizmek çok önemlidir. Savunucular, gazeteciler, izleyiciler ve gözlemciler, politika yapıcılar ve karar alıcılar olarak bilgi ekosistemindeki rollerimizin farkına varmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.