Kral 2. Abdullah’ın ABD merkezli CNN Televizyonuna verdiği röportaj, Ürdün Kraliyet Divanı tarafından yayımlandı.
Bennett liderliğindeki yeni İsrail hükümetiyle Filistinliler arasında barışın sağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan 2. Abdullah, şunları kaydetti:
“Son saldırıların ardından (Gazze’ye yönelik saldırılar) Filistin yönetimiyle bir araya gelmem önemliydi. Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştüm. İsrail Savunma Bakanı ve Başbakanı’yla da görüşmem aynı şekilde önemliydi. Çünkü 2014’ten bu yana askıya alınan Filistin-İsrail müzakerelerini yeniden başlatmak adına herkesi diyalog masasına oturtmamız gerekiyor.”
Söz konusu görüşmelerden iyimser bir intiba ile ayrıldığını belirten Ürdün Kralı, geçen haftalarda İsrail ve Filistin’den bu konuda ilerleme kaydetmeye hazır oldukları yönünde açıklamalar geldiğine işaret etti.
Arap ülkelerinin İsrail’le normalleşme sürecine de değinen 2. Abdullah, İsrail’in teknolojik ve ekonomik bir güç olarak, Filistinlilerin haklarını geri vermeden mevcut durumu sürdürebilme ve Araplarla barış sözleşmeleri imzalayabilme şansından bahsetmenin, içinde pek çok sorunu barındıran yanlış bir algı olduğunu kaydetti.
Kral 2. Abdullah, “Gazze’ye yönelik son saldırı farklıydı. 1948’den beri ilk defa İsrail içinde bir savaş olduğunu hissettim. Sanıyorum ki bu, Filistin ve İsrail taraflarının, (barışın sağlanması) bu konuda bir ilerleme sağlanmaması ve Filistinlilere umut verilmemesinin doğurabileceği sonuçların farkına vardıkları andı.” diye konuştu.
İsrail basınında şubat ayında Savunma Bakanı Gantz’ın Kral 2. Abdullah ile gizlice görüştüğü yönünde haberler çıkmıştı.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail’in, “1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi” kabul etmemesi nedeniyle Nisan 2014’te durmuştu.
“Kardeşimin (Prens Hamza) hırslarını kullanmaya çalıştılar”
Ürdün Kralı 2. Abdullah, kamuoyunda “fitne davası” olarak bilinen davaya işaret ederek, “belirli insanların, üvey kardeşi olan eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin’in (41) hırslarını kendi ajandalarını uygulamak” için kullanmaya çalıştıklarını söyledi.
Ülkede yaşananların darbe girişimi olup olmadığı sorusuna Kral Abdullah, şöyle cevap verdi:
“Kendi gündemlerini ve hırslarını gerçekleştirmek için insanların hayal kırıklıklarını ve korkularını sıklıkla istismar eden bir dizi şahsiyetle karşılaştık. Sanırım bu durumu bu kadar üzücü hale getiren, onlardan birinin büyük bir hayal kırıklığı yaratan kardeşim olmasıydı.”
Kral Abdullah,”Güvenlik güçleri her zaman olduğu gibi bilgileri topladı ve bazı kişilerin, kendi ajandalarını hayata geçirmek için kardeşimin hırslarını kullanmaya çalıştığı şeklinde gerçek bir korku içine düştü.” diye konuştu.
Güvenlik birimlerinin bu plana sessizce ve başında son vermeye karar verdiğini aktaran Kral Abdullah, “Ürdünlü yetkililerle yapılan konuşmaları gizlice kaydetme ve görüntüleri sızdırma gibi sorumsuz davranışlar olmasaydı, bu konuyu kamuoyunda konuşma noktasına gelmezdik.” dedi.
Kral Abdullah, “Halkın sorunlarına çözüm bulmak için hepimizin ortak bir sorumluluğu var ve bu sadece Ürdün ile ilgili değil, dünyanın dört bir yanındaki birçok kraliyet ailesi bu zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Kraliyet ailesinin bir üyesiyseniz ayrıcalıklarınız var ama aynı zamanda sınırlamalar da var. Nihayetinde karar almak krala mahsustur, bu yüzden olanlar talihsizlikti.” ifadelerini kullandı.
Bu konuyla ilgili dış bağlantılar bulunduğunu fark ettiklerini ancak dosyayla yerel bir mesele olarak ilgilendiklerini vurgulayan Kral Abdullah, Ürdün açısından başkalarına işaret etmenin kendilerine yardımcı olmayacağına inandığını, bölgede yeterince sıkıntı bulunduğunu ifade etti.