Türk Nöroloji Derneğince düzenlenen 58. Ulusal Nöroloji Kongresi’nde rüyaların gelişim mekanizmalarıyla ilgili bir sunum gerçekleştiren Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Utku Oğan Akyıldız, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, uykunun göz hareketlerinin yoğun olduğu “REM” ve hızlı göz hareketlerinin gözlenmediği “Non-REM” olarak iki evreden oluştuğunu anlattı.
Bu iki uyku döneminde farklı türde rüyalar görüldüğünü belirten Akyıldız, “İnsanlar, REM uykusunda daha çok canlı, detaylı, uçmak, atlamak, bir yerden fırlamak gibi gerçek dışı, olanaksız, heyecanlı olaylar ve duygu yoğun rüyalar görüyor. Bunları daha çok sabaha karşı görüyoruz. Non-REM rüyalar ise daha çok bireyin günlük hayatında yaşadıklarıyla ilgili, daha gerçekçi, örneğin iş yerinde yaşadığı sorunlar, hayatındaki sıkıntılar, ‘iç karartıcı’ diyebileceğimiz rüyalar bu gruba giriyor.” diye konuştu.
“Rüyalar bellek gelişimine fayda sağlıyor”
Non-REM rüyaların bellekle ilgili olduğunun fonksiyonel MR yöntemleriyle gösterildiğini vurgulayan Akyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıklı uyku, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazıdır. İnsanlarda uykunun en önemli fonksiyonlarından biri de belleği kalıcı hale getirmesidir. Yani aslında rüyalar, beyinde bellek gelişimine katkı ve fayda sağlıyor. Özellikle uykunun Non-REM evresinde görülen rüyalar sırasında beyinde bellekle ilişkili bölümler aktif hale geliyor.
REM rüyalarının ise duygusal yoğunluğu yüksek ama bu durum, bellekteki duygusal yükün ortadan kaldırılmasını sağlıyor. Örneğin, iş yerinde can sıkıcı bir olay yaşayıp, kendini çok sinirli hissederek yatağa giren biri, REM rüyasına geçtiğinde belleğin ‘duygu’ kısmı ortadan kalkıyor, saf bir bellek ortaya çıkıyor. Böylelikle belleğe de olumsuz yansıyan o duygusal yükün ortadan kaldırılması, zihnin dinlenmesi sağlanıyor. Ayrıca REM rüyaları kişilerde yaratıcılığı da besliyor.”
“Sağlıklı uyku uyuyanlar genellikle rüyalarını hatırlamıyor”
Akyıldız, hatırlanmasa bile herkesin rüya gördüğünün altını çizerek, “Bilimsel olarak rüyanın hatırlanması, beyinde çok kısa, farkına varılmayan uyanmaların ortaya çıktığını gösteriyor. Bu nedenle rüyaları hatırlayabiliyoruz. Uyku daha stabil, uyanmalar daha az olduğunda rüyalarımızı da hatırlamıyoruz. Yani daha sağlıklı uyku uyuyanlar, genellikle rüyalarını da hatırlamıyor. Bu nedenle kişilerin ‘sabah uyandığımda rüyamı hatırlamıyorum’ diye üzülmemesi gerekir, bu sağlıklı bir uyku uyuduğunu gösteriyor olabilir.” dedi.
“Rüyayı oynama davranışı çok önemli bir uyku hastalığı”
Akyıldız, çok kabus görmenin de bir tür “uyku bozukluğu” olarak tanımlandığını, bunun özellikle anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerde sık yaşandığını söyledi.
REM uykusu davranış bozukluklarının en önemli belirtisinin “rüyayı oynama davranışları” olduğuna dikkati çeken Akyıldız, şunları kaydetti:
“Rüyayı oynama davranışı, çok önemli ve dikkate alınması gereken bir uyku hastalığı. REM uykusunda ortaya çıkıyor. Fizyolojik olarak vücudumuzun rüya esnasında ‘felç’ durumunda olması gerekiyor. Fakat bu durum ortadan kalkarsa, kişi rüya gördüğü esnada fiziksel olarak da hareket etmeye, yani rüyayı oynamaya başlıyor ve bu patolojik bir durum.
Örneğin, görülen rüyayla ilişkili, o esnada gerçekte de bağırma, vurma, küfretme, tekme atma, el-kol hareketleri yapma gibi davranışlar ortaya çıkıyor. İlaçlar ya da başka uyku hastalıkları da buna neden olabiliyor ama bu, 10-15 sene sonra ortaya çıkabilecek Parkinson, Lewy cisimcikli demans ve multisistem atrofi gibi bazı ‘nörodejeneratif’ hastalıkların erken dönem bulgusu olabilir. Bu durumu erkeklerde daha sık görüyoruz. Uyku ile ilgili bu tip rahatsızlıkları olan, şiddet içeren rüyaları oynayan kişiler mutlaka bir nöroloğa başvurmalı.”
Bu durumu James Parkinson’un ilk kez Parkinson hastalığını tanımladığında da gözlemlediğini ve sonrasındaki uluslararası çalışmalarda da bu sonuçların gösterildiğini anlatan Akyıldız, “Örneğin; 2019’da Brain dergisinde yayınlanan, 24 farklı merkezin katıldığı bir çalışmada, 1280 REM uykusu davranış bozukluğu hastası takip edildi ve bu kişilerde, 12 yıl içinde ‘nörodejeneratif’ hastalık gelişim riskinin yüzde 70-80’lere çıktığı gösterildi. Başka uluslararası çalışmalarda da 14 yıl sonra hastalık gelişim riskinin yüzde 95’lere çıktığı belirtiliyor. REM uykusu davranış bozukluğunun gelecekteki bazı hastalıkların sinyallerini veren bir uyku bozukluğu olduğu artık biliniyor.” bilgisini paylaştı.
“Çocuklar 7 yaşına kadar rüyalarında izleyici konumunda”
Akyıldız, rüyaların anne karnında başladığına dair çalışmaların bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
”Çocukluk ve erişkinlik dönemindeki rüyalarda bazı farklılıklar bulunuyor. Çocuklar, 7 yaşına kadar olan dönemde rüyalarında genellikle izleyici konumunda bulunuyor. Farkındalık artıp, kendini bir birey olarak görmeye başladığında ise rüyanın esas oyuncusu oluyorlar. Örneğin; küçükken arabayla yolculuk yaparken, arabada arkada oturan ve çevreyi gözleyen bir rüya görüyor. Ama yaşı büyüyünce, artık arabayı kendisi kullanıyor.”