Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Milli Uzay Programı’ndaki hedeflere ulaşmada insan kaynağının önemine dikkati çekerek, “Uzay alanında 10 yıl içinde en az 10 bin uzmana çıkmamız lazım.” dedi.
Yıldırım, AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Milli Uzay Programı’nda birinci hedef olan Ay görevi kapsamında ateşlenecek milli ve özgün hibrit roketin yapımı için Delta V firmasının 3 yıldır çalıştığını söyledi.
Türkiye’nin, uydu kabiliyetleri dolayısıyla uzay aracı yapımında sıkıntı yaşamayacağını ifade eden Yıldırım, motora monte edilecek uzay aracının içinde bazı faydalı yükler olacağını dile getirdi.
Yıldırım, Ay’a yolculuk ve sert iniş esnasında birtakım ölçümlerin yapılacağını, fotoğrafların çekileceğini belirterek, uzay aracına neler konulması gerektiği konusunda bilim insanlarıyla konuşulduğunu anlattı.
Uzay aracının yaklaşık 2 ton ağırlığı olmasını öngördüklerini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu uzay aracımızla 2023 sonunda Ay’a ulaşacağız. Uzay aracımızın Ay’dan dönüşü olmayacak. Kendi imkanlarımız, kendi aracımız, kendi motorumuz ve kendi teknolojimizle ilk 10 senelik uzay programımızda insanlı bir uçuş yok. Zaten dünyada insanlı uçuş yapan 3 ülke ABD, Rusya ve Çin. Diğer ülkeler de kendi uzay insanlarını, bu üç ülkenin imkanlarıyla gönderiyor. Uzaya insan göndermek çok zor, çok riskli, yüksek teknoloji ve tecrübe isteyen bir konu. Biz daha birçok şeyi ilk defa yapacağız. Dolayısıyla Ay’a veya herhangi bir gök cismine insan göndermemiz söz konusu değil.”
Uzay aracının 2023’te “yumuşakça çarpma sertçe inme” şeklinde yatay bir şekilde Ay’a çarparak ineceğini söyleyen Yıldırım, hedeflerinin, uzay aracının Ay’a ulaşması ve ulaşana kadarki süreci yöneterek veri toplamak olduğunun altını çizdi.
Yıldırım, 2028’deki hedefin Ay’a yumuşak iniş olduğuna işaret ederek, “Bunu yapabilmek için ilk defa yapacağımız şeyi, tek seferde yapmak riskli olduğundan 2023 hedefinde bunun birçok etabını denemiş olacağız. Mesela roket ateşlemeyi deneyeceğiz, yol boyunca araçla haberleşmeyi, onu kontrol etmeyi, Ay’a ulaştırmayı deneyeceğiz. Bunları ölçmüş ve tecrübe etmiş olacağız. Toplayacağımız verilerin ülkemize aktarılması, işlenmesi hepsi önemli. Yer istasyonlarının buna göre yazılımlarının uyumlu bir şekilde hazırlanması gibi konular bize tecrübe kazandıracak. Dolayısıyla Ay’dan herhangi bir şey alıp dönmek söz konusu değil.” değerlendirmesinde bulundu.
“Anteni sıfırdan kuracağız”
Türkiye’deki yer istasyonlarının yakın yörüngedeki uyduları kontrol etmek için dizayn edildiğini anlatan Yıldırım, “Bize daha büyük çaplı anten gerekiyor. 13 metre çapında anteni sıfırdan kuracağız ve haberleşme için onu kullanacağız.” diye konuştu.
Yıldırım, uzaya Türk vatandaşı gönderme hedefine değinerek, “Hedefimiz dünyanın 400 kilometre yakın yörüngesinde dolaşan ve bilim merkezi olarak görev yapan Uluslararası Uzay İstasyonu’na Türk bilim insanını göndermek. Uluslararası Uzay İstasyonu, bilim merkezi olarak da görev yapıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 560’ın üzerinde insan uzaya çıktı. Bunların yaklaşık yarısı, uzay istasyonuna gitti. Orada bilimsel deneyler yapıyorlar, tecrübe kazanıyorlar, birtakım sistemleri deniyorlar ve gelişme sağlanıyor.” ifadelerini kullandı.
Yer çekimsiz ortamda ihtiyaç duyulan deneylerin yapılacağını aktaran Yıldırım, “Bizim de bu tip deneylere ihtiyacımız var. Çok sayıda bilim insanımız, orada yapılması gereken deneyler konusunda bize müracaat edecek. Biz bunlar arasından seçeceğiz. Gidecek astronotumuz, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 10 gün kalacak.” dedi.
Yıldırım, bunun bir bilim misyonu olduğuna dikkati çekerek, Türk bilim insanının da uzaya çıkması konusunda yetişmesi gerektiğini bildirdi.
“Seçim sürecinin 3-6 ayda tamamlanmasını öngörüyoruz”
Uluslararası iş birlikleri çerçevesinde Türk bilim insanının gönderileceğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Biz, Türk bayrağının orada bulunmasını istiyoruz. Bilim insanımızın uzay istasyonuna giderek, belli deneyleri yaparak, ülkemize dönmesini arzu ediyoruz. Hangi ülkeyle anlaşırsak, o ülke eğitim verecek. Öncesinde ön seçim yapacağız, belli kriterleri sağlayan adaylar arasından yedekli olarak 2 ya da 3 kişiye eğitim aldıracağız. En başarılı olan adayımızı, Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndereceğiz. Bu konuda Rusya ve ABD ile görüşülüyor. Seçim sürecinin 3-6 ayda tamamlanmasını öngörüyoruz. Uzay istasyonuna gidecek kişi, bu sene içinde belirlenecek, 2023 sonunda da Türk bilim insanını Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndermiş olacağız.”
“Uzay limanı işletmesi hem teknolojik hem ticari hedef”
Milli Uzay Programı’ndaki “uzaya erişim ve uzay limanı işletmesi” hedefinin doğru anlaşılması gerektiğinin ifade eden Yıldırım, bunun hem teknolojik hem de ticari bir hedef olduğunu vurguladı.
Roketin uzaya, Türkiye’den fırlatılabileceğine ancak ülkenin içinde bulunduğu coğrafi konum nedeniyle bunun belli kısıtlamalarla gerçekleştirilebileceğine işaret eden Yıldırım, “Coğrafi konumumuz, ticari rekabet için elverişli değil. Ticari fırlatma sistemi geliştirerek, ticari zihniyetle işletilen uzay limanı Türkiye’de olursa, dünyayla rekabet edemez.” diye konuştu.
“Fırlatma yeri Ekvator’a yakın olmalı”
Yıldırım, rekabet için fırlatma yerinin Ekvator üzerinde ya da ona çok yakın olması gerektiğinin altını çizerek, bu şekilde hem dünyanın dönüş hızı ve yönünden çok iyi istifade edilebildiğini, en az maliyetle uzaya çıkılabildiğini hem de her açıdan fırlatma imkanı sağlandığını söyledi.
Gerekli şartlara uyan yerlere ilişkin görüşmelerin devam ettiğini anlatan Yıldırım, “Birden fazla ülkenin ilgisi var. Müşterek uluslararası iş birliğiyle gerekirse birden fazla ülkeyle bir araya gelerek uzay limanını ticari maksatla işletmeyi programımıza aldık.” ifadelerini kullandı.
“İnsan kaynağı gerekli”
TUA’nın bütçesine ilişkin eleştirilere de değinen Yıldırım, devletin verdiği bütçenin 38 milyon lira olduğunu, Türkiye içinden birçok kurumdan aldıkları katkı paylarıyla bütçelerinin yıllık 50 milyon dolara yaklaştığını söyledi. Yıldırım, “Bizim bütçemizin dışında projelerin ayrı bütçeleri olacak. 10 senelik programdan bahsediyoruz, bir seferde verilecek paralar değil. Peyderpey belli takvimlerde ödenecek. Türkiye bunu yapmaya muktedirdir.” dedi.
Milli Uzay Programı’nın açıklanmasının ardından birçok ülkenin ortak çalışmak için kendileriyle irtibata geçtiğini aktaran Yıldırım, esas eksikliğin insan kaynağı olduğunu belirtti.
Yıldırım, yurt dışındaki Türk asıllı bilim insanlarından istifade edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Uzay alanında 10 yıl içinde en az 10 bin uzmana çıkmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
“Özel sektörün projelerde yer almalarını sağlayacağız”
Özel sektörün, hedeflerine ulaşmada çok önemli olduğunun altını çizen Yıldırım, bu konuda hem kümelenmeleri hem de şirketleri ziyaret ettiğini, sıkı bir ilişki içinde olduklarını söyledi.
Yıldırım, özel sektörden birçok şirketin, uzay çalışmalarına ilgi duyacağına ve ellerini taşın altına koyacaklarına inandığını belirterek, “Biz de maddi, teknoloji ve bilgi desteği vereceğiz. Bu projelerde yer almalarını sağlayacağız.” diye konuştu.