Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine, günde 5 gramdan fazla tuz tüketilmemesi gerektiğini ifade etti.
Tuzun fazla tüketilmesinin kan basıncını artırdığını anlatan Üstündağ, bunun büyük sağlık problemlerine zemin hazırladığına dikkati çekti.
Üstündağ, “Maalesef tuzla kendimizi zehirliyoruz. Arkeolojik veriler bize gösteriyor ki atalarımız toplayıcılık ve avcılıkla, bugünle değerlendirirsek, günde en fazla 1,5 gram sofra tuzu tüketiyor olabilirlerdi. Böbreklerimiz öyle dizayn edilmiş ki bir günde 5 grama kadar tuzu uzaklaştırma kapasitesinde. Ama maalesef bugün ortalama tuz tüketimi 15 gram. Yani böbreğin atabileceği tuzun 3 katı seviyede ve bunlar vücutta birikiyor.” dedi.
Tuzun azaltılması gerektiğini vurgulayan Üstündağ, şunları kaydetti:
“Her bir çay kaşığı tuz üç buçuk su bardağı suyu vücutta topluyor. 700 mililitre kadar su vücutta kalmış oluyor. Vasküler, yatakta yani damarın içinde zaten 5 litre kan var. Vücutta tutulan su kanın içerisine girince damarın içindeki basınç artıyor. Bir süre sonra tuz damarın duvar tabakasının içerisine gidip onu kasıyor ve kan basıncı maalesef aktif hale geliyor. Dolayısıyla tuzu azaltmak gerekli. Tuzu azaltırsak büyük bir yol almış oluruz.”
“Fazla tuz alarak vücudumuzu zehirliyoruz”
Prof. Dr. Üstündağ, işlenmiş gıdalarda tuz oranının yüksek olduğunu anımsattı.
Tuz alımının doğal yollardan yapılması gerektiğine işaret eden Üstündağ, “Bir günde 10 parça tuz alıyorsak bunun bir parçası sofrada kullandığımız tuz, yaklaşık iki parçası yemeklerin içindeki tuz ama 7 parça yiyeceklerin kendi öz tuzu olmalı. Ne kadar işlenmiş gıda kullanırsak, bu gıdaların içeriğindeki tuz içeriğine dikkat etmezsek o kadar fazla tuz alıyoruz ve vücudumuzu zehirliyoruz. Böyle olunca hipertansiyondan kurtulamıyoruz.” diye konuştu.