Uzmanlar, Finlandiya ve İsveç’in NATO ittifakına olası katılımının muhtemel sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
- Finlandiya, NATO üyeliğine başvurmaya karar verdi
Uzun süredir NATO’nun genişlemesinden şikayetçi olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya açtığı savaşa da bu şikayetini gerekçe gösterdi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve Başbakanı Sanna Marin’in “gecikmeden NATO üyeliğine başvurulması gerektiğini” bildiren ortak açıklamasının ardından Rusya’nın genişlemesini durdurma girişiminin boşa çıktığı hatta tam tersine batı sınırında bir “Demirperde” ile sonuçlandığı düşünülüyor.
Ancak soru değişmiyor: Finlandiya, NATO’ya katılırsa NATO, Rusya ile Finlandiya arasındaki sınırı nasıl koruyacak? İki ülkenin 1300 kilometrelik sınırı, Doğu ile Batı arasındaki sınır olabilir mi?
Rusya ile uzun kara sınırı bulunan Finlandiya, halihazırda gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 2’sini savunmaya harcıyor. Ordusunda 23 bin 800 etkin ve 216 bin yedek personeli bulunan Finlandiya’nın 600 topçu silahı ve 100 ana muharebe tankı var. İskandinav ülkesi, yılda 20 bin asker yetiştiriyor.
Bu arada GSYH’sinin yüzde 1,4’ünü savunmaya harcayan, yaklaşık 14 bin 600 etkin askeri personeli olan İsveç’in de NATO üyeliği konusunda Finlandiya ile aynı şekilde davranması bekleniyor. Finlandiya ve İsveç, haziranda İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılacak NATO zirvesinde İttifak’a katılmak için başvurabilir.
Öte yandan Rusya, Baltık ülkelerini NATO’ya katılmalarının “askeri ve siyasi sonuçları”nın olacağı konusunda uyardı.
İki ülkenin NATO’ya katılımları, Demirperde’ye daha da katkı sağlayabilir
Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin “Demirperde”yi destekleyeceği ihtimaline dair endişeler de var.
Cenevre Güvenlik Politikaları Merkezi (GCSP) Başkanı Thomas Greminger, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılma olasılığının “iki ucu keskin bıçak” olduğunu söyledi.
Eski Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri Greminger, iki ülkenin katılması durumunda NATO’nun kuzey kanadının açıkça güçleneceğini ifade etti.
Greminger, Finlandiya ve İsveç’in birliğe deniz ve hava desteği getirebileceğini kaydetti.
Ancak konuya iş birlikçi bir güvenlik bakış açısıyla da bakılması durumunda olabilecekleri ele alan Greminger, şu değerlendirmede bulundu:
“İki ülkenin NATO’ya katılımları, Avrupa kıtasının tamamı boyunca Demirperde’ye daha da katkı sağlayabilir. Bu bakımdan bir diğer önemli unsur da söz konusu ülkelerin isteklerinin bizi bir çeşit Soğuk Savaş’a götürebilecek olması. Bunu Soğuk Savaş 2.0 olarak adlandırabilirsiniz.”
Finlandiya’nın NATO’ya katılması “yanlış yönde atılan bir adım”
Diğer taraftan bazı uzmanlar, Finlandiya’nın NATO’ya katılımını “yanlış yönde atılan bir adım” olarak değerlendirdi.
Uluslararası Barış Bürosu İcra Direktörü Reiner Braun, “bağımsız haber programı” “Democracy Now”a (Şimdi Demokrasi) verdiği röportajda, Finlandiya’nın NATO’ya üye olmasının, Baltık ülkelerinin sınırına daha çok nükleer silah getireceği uyarısında bulundu.
Alman aktivist Braun, “Her iki tarafta da insanlar acı çekecek.” dedi.
Bu arada Yeşil ve sol partiler de İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor.
İsveç meclisindeki 349 koltuktan 16’sına sahip bulunan Yeşiller Partisinin Sözcüsü Marta Stenevi, Finlandiya NATO üyesi olmaya karar verse bile İsveç’in bundan kaçınması gerektiğini vurguladı.
Bu arada Finlandiya’da ülkenin NATO üyeliğine dair yapılan anketlere göre, Finlerin yarısından fazlası bunu destekliyor.
İsveç’te yapılan benzer bir anket de ülkede NATO üyeliğini destekleyenlerin daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Söz konusu anketlerin sonuçlarını değerlendiren Greminger, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerinin ülke içinde kabul edildiğini belirtti.
Greminger, bu bakış açısıyla bakıldığında bu ülkelerin NATO üyeliklerinin olacağına dikkati çekti.
Muhtemel NATO – Rusya karşılaşması
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde güvenlik ve savunma alanında çalışmalar yürüten Öğretim Üyesi Murat Aslan, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik sürecine ilişkin, “Eğer bu iki ülke NATO’ya üye olursa askeri operasyonlar bölgesine bu ülke alanlarının da dahil edileceği yeni bir acil eylem planı olacak.” dedi.
Bu arada iki ülkenin askeri güçlerinin bir kısmını acil müdahale gücü için NATO’ya tahsis etmesi gerektiğine dikkati çeken Aslan, NATO’nun savunma bölgesinin Kuzey Kutup sınırlarına ulaşarak Ruslarla olası gerilimleri artıracağını söyledi.
Aslan, Rusya’nın da bunun sonucu olarak Baltıklar ve Kutuplar boyunca “karşı önlemler” alacağına işaret etti.
Bu yaklaşımın NATO’yu sadece doğu kanadında değil, kuzey kanadında da varlığını güçlendirmeye iteceğini kaydeden Aslan, hazirandaki zirvede yeni stratejik konseptler kabul edileceği için stratejik öncelikler ve NATO’nun varlık dağılımının gelecek yıllarda değişeceğini belirtti.
Öncelik verilen stratejik hedefler nedeniyle ABD’nin Yunanistan’daki varlığının anlamsız hale geldiğini vurgulayan Aslan, “Yunanistan Başbakanı, bu nedenle Türkiye’yi ima ederek ‘tehditlere’ karşı Yunanistan’ı savunması için ABD’nin önemini her yerde anlatıyor.” dedi.