Dumlupınar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Dr. Hüsamettin İnaç ve Uluslararası Kriz Grubu Kıdemli Analisti Praveen Donthi, konuya ilişkin Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin sorularını yanıtladı.
İnaç, zirvenin 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan “ABD öncülüğündeki tek kutuplu dünya düzeninin” artık hakim olmadığı bir döneme denk geldiğini vurgulayarak, “Günümüzde Brezilya, Hindistan, Meksika ve diğerleri gibi neoliberal dünya düzenine karşı duran birçok ülke var.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin “tüm cephelerde” nüfuzunu kaybettiğini ve bunun da G20’nin doğasını değiştirdiğini belirten İnaç, bu duruma örnek olarak ülkelerin doları reddetme çabalarını gösterdi.
İnaç, neoliberalizmin ve “Batı’nın ekonomi politikası ve kurumlarının güvenilirliğini kaybettiğini” söylerken, aynı zamanda doların da küresel rezerv para birimi statüsünü kaybettiğinin altını çizdi.
Rusya- Ukrayna savaşının sonucunun gelecekte dünya düzeninin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir faktör olacağını kaydeden İnaç, “Putin her şeye rağmen iktidara tutunabilirse, küresel sistem çökecek ve Çin’in çok fazla güce sahip olacağı yeni bir sistem küllerinden doğacak.” dedi.
“Türkiye hak ettiği yeri bulacaktır”
İnaç, Türkiye’nin “değişen dünya düzenindeki rolüne” ilişkin Türkiye’nin “BRICS ittifakı üyelerinin öncülüğünü yaptığı bağlantısız ülkeler tarafından önerilen ekonomik modelde büyük rol oynadığını” vurguladı.
Türkiye’nin Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nde de “büyük bir rol” oynadığını sözlerine ekleyen İnaç, “Bu G20 zirvesi aynı zamanda ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile ilişkilerine nasıl yaklaştığını da gösterecek” sözlerini kaydetti.
İnaç, “Yeni küresel entegrasyon modelleri ortaya çıkacak ve Türkiye yeni dünya düzeninde hak ettiği yeri bulacaktır.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Kriz Grubu Kıdemli Analisti Donthi ise Rusya-Ukrayna savaşının zirveyi “gölgede bırakacağına” inandığını vurguladı.
Savaşın, “küresel düzende çok taraflılık krizine yol açtığını” belirten Donthi, “Çünkü bu (Rusya- Ukrayna savaşı) doğrudan ABD önderliğindeki Batı ile Rusya-Çin bloku arasındaki çatışmanın sonucudur.” diye konuştu.
Donthi, Hindistan’ın amacının “çok taraflılığa biraz oksijen aşılamak” olduğunu vurgularken, Hindistan’ın yükselen bir orta güç olduğunu ve en hızlı büyüyen ekonomilerden biri pozisyonunda bulunduğunun altını çizdi.
Hindistan, Çin’in “hakim olduğu tek kutuplu bir Asya” istemediği tespitinde bulunan Donthi, Yeni Delhi’nin zirveyi siyasi gücünü geliştirmek için kullanacağını sözlerine ekledi.
Donthi, Hindistan’ın “çok kutuplu bir dünyaya yol açacağını söylediği çok kutuplu bir Asya” istediğini belirtirken, Hindistan-Çin ilişkisinin “sınır krizi nedeniyle şu anda ciddi stres altında” olduğunu ve bunun da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in G20 zirvesine katılmaması ile açıklanabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Yeni Delhi’ye gelişinin Hindistan ile ABD’nin “büyük ölçüde bir araya geldiğinin sinyali” olduğunu söyleyen Donthi, buna karşın, Hindistan’ın Rusya ile çok eskilere dayanan derin bir stratejik ilişkisi olduğunu da sözlerine ekledi.
Donthi, Hindistan’ın ABD ve Batı ile ilişkilerini güçlendirdiğinin de altını çizdi.
Hindistan’ın ev sahipliğinde 9-10 Eylül’de “Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek” ana temasıyla düzenlenecek zirvede, liderlerin kapsamlı küresel ekonomik reformları ele alması bekleniyor.