Taliban’ın Afganistan’da kontrolü sağlaması ve geçiş hükümetini ilan etmesinin ardından tüm dünyanın gözü bu ülkedeki gelişmelere çevrildi.
Pakistan ise gerek Afganistan ile 2 bin 600 kilometrenin üzerinde kara sınırına sahip olması gerekse Taliban üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda Afganistan’ın geleceğinde önemli paydaşlardan biri olarak öne çıkıyor.
Pakistan’ın, Afganistan’a yönelik en büyük endişeleri arasında terör örgütü TTP’nin bu ülkenin topraklarını kullanarak Pakistan’da saldırılar gerçekleştirmesi ve yeni bir mülteci akının başlaması yer alıyor.
Pakistan, halihazırda 3 milyonun üzerinde Afgan mülteciye ev sahipliği yapıyor ve yeni mülteci akınıyla karşılaşmak istemiyor.
TTP’nin ülkenin Afganistan sınırı yakınlarında güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirmesi de Pakistan’ın karşı karşıya olduğu bir diğer tehdit unsuru olarak öne çıkıyor.
Pakistanlı uzmanlar, Afganistan’da ortaya çıkan yeni durumu, Afganistan-Pakistan ilişkilerinin geleceğini ve bölgedeki güç dengelerini AA muhabirine değerlendirdi.
“Bölgesel güç dengesi Pakistan lehine değişti”
Kuaid-i Azam Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Seyid Kandil Abbas, Afganistan-Pakistan ilişkilerinin geleceğinin zorlu olacağına, ülkedeki istikrarsızlık sorununun devam etmesinin Pakistan’ı etkileyebileceğine dikkati çekti.
Abbas, Pakistan’ın geçmişteki politikasının aksine bu sefer Kabil’de herhangi bir hükümeti uluslararası toplulukla birlikte tanıyacağına yönelik açıklamasını anımsatarak, “Bu, Pakistan ile Taliban’ın geçmişteki deneyimlerden çok şey öğrendiğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Afganistan’da Taliban tarafından kontrolün sağlanmasını “bölgesel güç dengesi Pakistan lehine değişti” şeklinde yorumlayan Abbas, “Pakistan’ın Rusya, Çin, İran ve Türkiye ile gruplaşması bölgede Pakistan’ın statüsünü büyük ölçüde geliştiriyor.” diye konuştu.
Abbas, Hindistan’ın bu ülkedeki 3 milyar doların üzerindeki yatırımına atıfta bulunarak, Yeni Delhi’nin Afganistan’ın Orta ve Güney Asya ilişkilerindeki öneminden fazlasıyla endişeli olduğunu kaydetti.
Öte yandan Abbas, Taliban’ın Kabil’deki hapishaneleri boşalttığında çok sayıda terör örgütü TTP mensubunun buralardan kaçtığını hatırlatarak, bu durumun Pakistan’a tehdit oluşturabileceğini söyledi.
“Mülteci dalgası İslamabad Kabil ilişkilerini etkileyebilir”
İslamabad Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (ISSI) uzmanlarından Muhammed Faysal da Pakistan ve Afganistan’ın gelecekteki ilişkisinin değişime uğrayacağına dikkati çekti.
Faysal, Taliban’ın Afganistan’ı yönetme biçiminin, özellikle ekonomi ve güvenlik yönetiminin Pakistan-Afganistan ilişkilerini doğrudan etkileyeceğine işaret ederek, “Ekonomik iyileşme olmazsa mülteciler Pakistan’a doğru hareket edecektir. Bu durum İslamabad ile yeni Kabil yönetimi arasındaki tansiyonu yükseltecektir.” şeklinde konuştu.
“Tüm bölge ülkeleri Taliban’ı yakından izliyor”
Faysal, İslamabad yönetiminin Taliban hükümetinin tanınmasının bölgesel ve uluslararası mutabakata göre olması gerektiğine inandığını belirterek, bu durumun Taliban hükümetinin geniş tabanlı uluslararası ve bölgesel desteği elde etmesini sağlayacağını ve ayrıca Afganistan’ın barış ve istikrarına da destek vereceğini kaydetti.
Pakistan’ın Afganistan’daki etkinliği arttıkça Hindistan’ın Taliban’a karşı olanları destekleyebileceği değerlendirmesinde bulunan Faysal, “Böyle bir şey olursa, bu durum Hindistan-Pakistan arasında yeni bir gerilim noktası oluşturur.” şeklinde konuştu.
Faysal, iki ülkenin halihazırda Keşmir’de çıkmaza girdiklerini ifade ederek, Afganistan’daki dramatik değişimin Yeni Delhi ile İslamabad arasındaki rekabeti artıracağını söyledi.