Suriye’de Beşşar Esed yönetimine karşı Mart 2011’de başlayan barışçıl halk ayaklanmaları, Esed güçlerinin sivillere yönelik orantısız güç kullanması üzerine silahlı çatışmalara ve daha sonra da bölgesel ve uluslararası güçlerin Suriye’ye müdahalelerine dönüştü.
- Suriye’deki iç savaş 11. yılını geride bıraktı
Ülkedeki iç savaşı bitirmek üzere yürütülen siyasi çözüm çabaları çerçevesinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 18 Aralık 2015’de çıkardığı 2254 sayılı kararla bir geçiş yönetiminin oluşturulması, yeni bir anayasa yazılması ve başkanlık-parlamento seçimlerinin düzenlenmesi öngörülüyordu.
Ancak 11 yıldır süren kriz BM kararları ve diplomatik çabalara rağmen hala çözüme kavuşamadı.
Suriye krizinin çözümüne dönük uluslararası gerçek bir destekçi yok
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Siyasi Kurulu Sekreteri Abdulmecid Bereket, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye krizini çözmeye odaklı uluslararası bir irade olmadığını söyledi.
Bu nedenle Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin birtakım inatlarla süreci uzattığını dile getiren Bereket, bu koşullarda siyasi bir çözümü konuşmanın mümkün olmadığını ifade etti.
Bereket, “11 yıl aradan sonra hala çözüm yerine krizi yönetme olanaklarını konuşuyoruz. Bölgesel olarak sağlanan çok sayıda anlaşma oldu ve bunlar Suriye krizinin bir parçası haline geldi. Yine de Suriye meselesini bir kriz olarak gören uluslararası bir çevre var, bu nedenle de umudumuzu korumaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Suriye krizine dair ne yerel ne uluslararası düzeyde ufukta gerçek çözüm imkanı göremediklerini söyleyen Bereket, “Tabii uluslararası ve bölgesel değişimler, doğrudan veya dolaylı olarak Suriye meselesini etkilediği gibi Suriye’nin bölgesel ve uluslararası hesaplaşmalar alanına dönüşmesine de yol açabiliyor.” dedi.
Suriye meselesinin uluslararası ve bölgesel krizlerden uzak tutulması çağrısında bulunan Bereket, ülkede halkına yönelik katliamlar yapmanın yanı sıra her türlü barışçıl yolu engelleyen rejime karşı krizi yeniden derinleştirme çabalarına da girilmemesi uyarısında bulundu.
Müdahalelerle Suriye konusu karmaşık hale geldi
Artan müdahalelerle Suriye krizinin daha da karmaşık hale geldiğini aktaran Bereket, şöyle devam etti:
“Muhalifler olarak Suriye krizini, yeniden uluslararası ve bölgesel konuların öncelikli meseleleri arasına çıkarmaya gayret ediyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle oluşan kriz ve bloklaşmalardan yararlanmaya çalışıyoruz.”
Bereket, SMDK olarak Suriye krizinin çözümünü BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararıyla belirlenen yol haritasında gördüklerini belirterek, “Çözüm de parçalanamayan bir bütün olacak. Uluslararası yol haritasının dışındaki birtakım mutabakatlarla bunun dışına çıkılamaz.” ifadelerini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi kararıyla belirlenen yol haritasının, Esed rejiminin değişmesini öngördüğünü hatırlatan Bereket, bu nedenle söz konusu yol haritasının tüm detaylarını önemsediklerini ifade etti.
Bereket, “Suriye ile ilgili siyasi sürecin çıkmaza girdiği söylenemez. Ancak uluslararası arenada Suriye meselesine dönük bir gevşeme olduğu söylenebilir. Hatta uluslararası toplumdaki etkin güçlerin artık Suriye siyasi sürecinde görünmediklerini söyleyebiliriz.” dedi.
“Çözüm Suriyelilerin elinden alındı”
Bayırbucak Türkmen Cephesi Başkanı Muhammet Ceren de, “Bir yandan İran ve Rusya öbür yandan Batılı ülkeler tarafından siyasi çözüm maalesef Suriyelilerin elinden alındı.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşına odaklanılması nedeniyle Suriye meselesine uluslararası ilginin azaldığını belirten Ceren, muhalefete daha fazla destek vererek Rusya’ya Suriye arenasında baskı yapılması çağrısında bulundu.
Ceren, “Suriye’de çözüm yolları tıkandı. Halihazırdaki netice, ülkedeki savaşı haklı çıkarıyor. Rusya’nın mülteci ve sığınmacıların geri dönüşüne izin vermeyeceği açık. Çözüme giden yolların, Ukrayna’daki savaşın sonuçlarından etkileneceği de açık. Çözümler, Suriyelilerin elinde değil, çıkarlarına göre bölgesel ve uluslararası aktörlerin elinde.” diye konuştu.
Ceren, Suriye’de Esed rejimi kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan Suriyelilerin harekete geçmesinin ve uluslararası gelişmeler ışığında mevcut duruma karşı muhalif güçlerle çalışmasının önemli olduğunu ifade etti.
Suriyeli Cisur Araştırmalar Merkezi Müdürü Muhammed Sermini ise siyasi süreç, rejim ve müttefikleri tarafından barış yerine savaş için bir stratejik faktör olarak kullanıldıkça, çözüm yönünde güçlü uluslararası baskılar olmadıkça ve muhalefetin elinde geleceğe dair net vizyonlar bulunmadıkça kısa vadede çözüm emareleri gözükmediğini belirtti.
Sermini, “Suriye’de devrimin başlamasının üzerinden 11 yıl geçmesinin ardından siyasi çözümden bahsetmek, yerli ve uluslararası aktörlerin faaliyetlerine bağlı. Esed rejimi, müttefiklerinin desteğiyle 2012’de Cenevre’de siyasi çözüm sürecinin başlamasından bu yana çözüm için ikna edici bir vesile olmadı.” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin rejim müttefikleri tarafından garantiler verilmemesine rağmen daima siyasi sürece bağlılığını gösterdiğini vurgulayan Sermini, İran’ın Ukrayna’daki savaş nedeniyle ABD ile nükleer projede ilerleme kaydetmesi halinde Suriye’deki ABD güçleri ve İran milisleri arasında geçen aylarda artan tırmanışın azalması gerektiğine dikkati çekti.
Sermini, Rusya’nın da paralı askerler aracılığıyla Suriye’yi askeri nüfuz bölgesi olarak kullanma, Ukrayna’daki savaşa doğrudan müdahale etmemesi için NATO’ya karşı tehdit oluşturmak amacıyla operasyon üssü olarak kullanma fırsatını kaçırmayacağı değerlendirmesinde bulundu.