Uzmanlar, başta buğday olmak üzere gıda fiyatlarının artmasıyla birlikte döviz sıkıntısı çeken ve ithalata bağımlı Arap ülkelerinin yaşadıkları zorlukları AA muhabirine değerlendirdi.
Mısırlı yazar Yasir Abdulaziz, devam eden Ukrayna-Rusya savaşı döneminde Arap ülkelerinin gıda güvenliği ve tedariki ile ilgili şu ana kadar ciddi bir önlem almadığını belirterek, Avrupa’nın ise savaş başlamadan önce üretim ve tedarikini artırma hazırlığı yaptığını vurguladı.
Abdulaziz, “bazı Arap ülkelerinin de Ukrayna-Rusya krizi kendilerini ilgilendirmiyormuş gibi davrandığını ve başlangıçta yaşananları hafife aldığını” savundu.
Mısırlı yazar, buğdayın yüzde 50’sini Rusya’dan yüzde 30’unu da Ukrayna’dan ithal eden Mısır gibi ülkelerin ithalat kapasitesini artırma konusunda net bir vizyonunun olmadığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Bazı Arap ülkeleri gıda güvenliğini sağlamak için açık ve anlaşılır hiçbir önlem almadı. Savaştan önce Mısır’da ay çiçek yağına verilen sübvansiyonların kaldırıldığını, Rusya’nın ihracatına yönelik Avrupa ve Amerika yaptırımlarının ithalatı zorlaştırdığını hatırlıyoruz. Mesela Lübnan’ın da Beyrut patlaması öncesi depolama kapasitesi vardı. Ancak, patlamanın ardından kapasitesi azaldı. Birtakım krizlerle çalkalanan Arap ülkeleri, gerçek bir vizyon ve alternatif planlar arayışında bulunmadı.”
Abdulaziz, başta buğday olmak üzere yıllık yaklaşık 111 milyon ton üretim yaptığı için bazı tahıl türlerine alternatif olarak dikkatlerin Hindistan’a çevrildiğini ancak mart ayından bu yana artan sıcaklıklar nedeniyle buradaki üretimin de azalacağını aktardı.
Arap ülkeleri plan yapmak yerine tepkileri dikkate alıyor
Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bekir, Arap ülkelerinin gıda güvenliği krizini aştığını söylemek için henüz çok erken olduğunu ifade ederek, “Çünkü çeşitli alanlardaki savaşın devam etmeyeceğini garantileyen bir şey yok.” dedi.
Tedarik zincirlerinde aksamaların devam etmesinin yanı sıra buğday ve mısırın da aralarında bulunduğu temel tüketim ürünlerindeki yüksek fiyatlarda herhangi bir düşüşün söz konusu olmadığına işaret eden Bekir, ekmeğin ham maddesi buğdayın ise çok daha önem arz ettiğini kaydetti.
Arap ülkelerinin planlama yerine tepkileri dikkate aldığını savunan Bekir, şunları kaydetti:
“Arap ülkelerinin buğday ithalatında Rusya ve Ukrayna’ya alternatif olarak başka ülkelerden ithalat için plan hazırladıklarına inanmıyorum. Ukrayna-Rusya savaşının devam etmesiyle birlikte dünya ülkelerinin alternatif arayışları fiyatların daha da artmasına neden oluyor.”
Akademisyen Bekir, mesafe uzaklığının yanı sıra taşımacılık ve teminatın göz önünde bulundurulmasıyla sorunların ciddileştiğine değinerek, Rusya-Ukrayna savaşının uzamasıyla birlikte ekonomik, sosyal ve güvenlik alanlarındaki olumsuz etkilerin büyümeye devam edeceğini dile getirdi.
Sudan’ın “Arapların gıda deposu” olarak bilinmesine rağmen ülkede tarımcılığı geliştirecek bir planı geliştirme yönünde adım atılmadığına dikkati çeken Bekir, bazı Arap ülkelerinin de Avrupa’nın uzak bölgelerinde veya Afrika kıtasının bazı yerlerinde yatırım yapma kararı aldığını söyledi.
“Arap ülkeleri gıda tedarik zincirinde birçok sorun yaşıyor”
Yemenli yazar ve araştırmacı Yasin et-Temimi ise “Arap ülkeleri, uluslararası piyasalardaki satıştan tüketim aşamasına kadar gıda tedarik zinciriyle ilgili birçok sorun yaşıyor.” diye konuştu.
Arap coğrafyasındaki ülkelerin neredeyse tamamının buğday ve diğer tahıl ürünleri ile yemeklik yağları ithal ettiğini söyleyen Temimi, Arap ülkelerinin aynı zamanda temel gıda ürünlerini stoklama gücüne sahip olamadığı gibi bazılarının döviz rezervlerinin yetersizliği sebebiyle de tedarik sorunu yaşadığını aktardı.
“Ukrayna-Rusya savaşı da Orta Doğu’daki bu ülkelerde gıda güvenliği zorluklarının katlanmasına sebep oldu. Çünkü buğday fiyatları çok ciddi yükseldi.” diyen Temimi, Arap ülkelerinin yaşadığı ekonomik krizi ise şöyle değerlendirdi:
“Bölgede savaşın yaşandığı ülkelerde sorunlar daha büyüktür. Söz konusu ülkeler döviz likidite sorununun yanı sıra hem yük gemileri teminatlarındaki yüksek ücretler hem de gelir kaynağı olan ekonomik faaliyetlerin sekteye uğraması gibi sorunlar yaşıyor.”
Arap ülkelerinin sahip olduğu buğday stoklarının 1 ila 6 ay yetebilecek kapasiteye sahip olduğuna dikkati çeken Temimi, bazılarının buğday stoklarının tükenmek üzere olduğunu ve açlık tehdidiyle karşı karşıya kalabileceklerini sözlerine ekledi.