Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan ve kabul etmesi durumunda Ermenistan’dan oluşacak “6’lı platform” çağrısına bölge ülkelerinden destek geldi.
Erdoğan’ın, “Üzerinde çalıştığımız 6’lı platform herkes için kazan-kazan imkanı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır.” sözleri bölgesel diplomasi trafiğini de artırdı.
Uzmanlar, AA muhabirine yaptıkları değerlendirmede, “6’lı platformun” bölgenin istikrar ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacağını aktardı.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, coğrafya itibariyle merkezi bir konumda olan Türkiye ve Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ zaferinden sonra Kafkasya bölgesindeki rollerini daha da artırdıklarını söyledi.
Ataman, Türkiye ile Azerbaycan’ın Gürcistan ve İran’ın da dahil olduğu bazı mekanizmalar kurduğunu belirterek, “Türkiye ve Azerbaycan arasında hem siyasal güvenlik hem de ekonomik anlamda iş birliği konusunda sıkıntı yok. Bu bölgede denize kıyısı olmayan Ermenistan’ın 6’lı platforma dahil olmaması durumunda kaybeden kendisi olacaktır.” dedi.
Dünyaya dağılan zengin Ermeni diasporasının 30 yıldır Ermenistan’a zarar verdiğini vurgulayan Ataman, “Diaspora, Ermenistan devletini kendi hedefleri doğrultusunda ve içinde yaşadıkları ülkelerin siyasetini etkilemek için araçsallaştırıyor. Batı ülkelerindeki Diaspora, Ermenistan’ın mağduriyeti üzerinden yaşıyor.” diye konuştu.
Ataman, 6’lı platformun aslında Ermenistan’a normalleşme imkanı sunduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Ermenistan İsrail’e çok benziyor. Zaten Karabağ’ın işgali bir anlamda Filistin işgali gibiydi. Daha da önemlisi İsrail gibi sınırları belli olmayan bir devlettir Ermenistan. Hala bu konuda ısrar ediyor. Hem Azerbaycan’dan hem de Türkiye’den toprak talep eden görüntü veriyor. Böyle olunca fiili olarak bir savaş hali durumuna koyuyor kendisini ve bu bölgedeki normalleşmesine de kesinlikle engel olacaktır.”
“Ermenistan’ın Batı’ya olan bağımlılığı azalır”
Ataman, Ermenistan’ın 6’lı platformun bir parçası olmasının iki temel koşulundan birincisinin işgal ettiği topraklardan çekilmesi, diğerinin ise sınırların resmi olarak kabulü olduğunu aktardı.
Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgede üstün konumda olduğunu ve Ermenistan’ın bu iki ön şartı kabul etmesi durumunda hem batısındaki hem de doğusundaki iki önemli komşusuyla ilişkilerini normalleşeceğine dikkati çeken Ataman, şöyle devam etti:
“Eğer Ermenistan 6’lı platforma katılırsa zaten zengin olan Azerbaycan Türkiye ilişkileri üzerinden pay alacak bir devlete dönüşecektir. Kesinlikle ekonomik istikrarı da sağlanır, ekonomik refahı da söz konusu olur. Dolayısıyla bütün bölgesel imkanlardan istifade edecek noktaya gelecektir. Türkiye ve diğer bölge ülkeleriyle normalleşmenin Ermenistan’ın Batı’ya olan bağımlılığını azaltacağını, bunun Rusya’nın da tercih edeceği bir sonuç olacağını düşünüyorum.”
Ataman, kısa veya uzun vadede Ermenistan’ın 6’lı platforma girmekten başka yolu olmadığını aksi takdirde Erivan’ı istismar eden Batılı devletlerin bir çıban başı olarak hem Azerbaycan’a hem Rusya’ya hem Türkiye’ye karşı kullanmak isteyeceklerini savundu.
“Ermeni diasporası Türkiye ile yapılan tüm anlaşmalara karşı çıkıyor”
Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın İbrahimov ise Karabağ zaferi sonrasında Kafkasya’da yeni bir sayfa açıldığını ve bölge tarihinin yeni bir istikamete doğru şekillendiğini söyledi.
İbrahimov, Ermenistan’ın 6’lı platforma katılmaktan başka seçeneğinin kalmadığını vurgulayarak, “Bu platform bölge ülkeleri için ‘kazan-kazan’ imkanı sağlayacaktır ve önemli bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılmak için önemli bir adım atmak zorunda. Eğer bu adımı atarsa hem Azerbaycan hem de Türkiye ile ilişkilerinde yeni sayfalar açma şansını yakalayabilir.” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığının “yakında Ermenistan ve Azerbaycan’ın da dahil olduğu bir 3’lü görüşme yapılacağına” dair açıklamasını hatırlatan İbrahimov, şöyle devam etti:
“Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan’ın yapacağı bu görüşme Nahçıvan-Bakü arasında ve Ermenistan-Rusya arasında demir yolları açılmasıyla ilgili olacak. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bu görüşmeye sıcak bakıyor. Ancak Ermeni muhalifleri bu görüşmeye karşı çıkıyor. Muhalifler ve Ermeni diasporası Türkiye ile yapılan tüm anlaşmalara karşı çıkıyor. Batılı devletler Ermenistan’ı hem Azerbaycan’a hem Rusya’ya hem de Türkiye’ye karşı kullanmak isteyeceklerdir.”
İbrahimov, Ermenistan’ın sınırlar konusunda geri atmaması, saldırgan politikalarında vazgeçmemesi ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanımaması durumunda bu platforma katılmasının zor göründüğünü ifade ederek, “Türkiye ve Azerbaycan’ın, saldırgan siyasetinden vazgeçmediği sürece Ermenistan’ı kabul etmeyeceği kesin.” değerlendirmesinde bulundu.
“İpekyolu, Kafkasya’daki koridorun önemini arttırdı”
Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Telman Nusretoğlu da Türkiye- Azerbaycan birliğinin Güney Kafkasya’da yeni bir jeopolitik güç dengesi oluşturduğunu belirtti.
Nusretoğlu, çatışmacı yaklaşımları, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı düşmanca tavırlarıyla bölgede tesis edilecek iş birliği ikliminin önündeki en büyük engelin Ermenistan olduğunu söyledi.
Ermenistan’ın Karabağ’da tarihi bir yenilgi alınca, komşularıyla ilişkilerini normalleştirmekten başka yolunun kalmadığını anladığını aktaran Nusretoğlu, “Yeni cazibe merkezi olarak Asya’nın ön plana çıkması, tarihi İpekyolu’nun yeniden canlanmasıyla birlikte Güney Kafkasya’daki nakliyat yolları ve koridorlarının da önemini arttırdı.” dedi.
Nusretoğlu, hem enerji hatları açısından hem de demir ve kara yolu olarak Doğu- Batı hattında Bakü-Tiflis- Ankara iş birliğinin devam ettiğine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Azerbaycan – Türkmenistan – Afganistan- Pakistan hattında da iş birliği derinleşerek devam ediyor. Karabağ zaferi sonrası yeni jeopolitik durum oluşunca Cumhurbaşkanı Erdoğan bütün ülkelerin çıkarına olacak, bütün bölgenin refah ve kalkınmasına vesile olacak 6’lı formatı önerdi. Eğer Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik husumetinden, toprak iddialarından vazgeçerse bu formatın içinde yer alarak ekonomik sorunlarını halledebilir.”
Nusretoğlu, Ermenistan’ın bağımsız politikalar üretme kabiliyetinin zayıf olduğunu, emperyal merkezlerin maşası olduğunu unutmamak gerektiğini vurgulayarak, ülkede halen yaşanan yenilgiden ders almayan, rövanşist duygular içinde olan odaklar olduğunu aktardı.