Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Hüseyin Mercan ve İzmir Demokrasi Üniversitesinden Doç. Dr. Tuğçe Ersoy Ceylan, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde bulunan sivillerin çıkışı için saldırılara günde 4 saat ara vermeyi kabul etmesini, AA muhabirine değerlendirdi.
- İsrail, Gazze’deki Şifa Hastanesi Yerleşkesi’nde bir poliklinik binasını bombaladı
- DSÖ: Gazze’de hastalıkların yayılma riski artıyor
- Uluslararası Af Örgütü: İsrail, Batı Şeria’da idari gözaltıları önemli ölçüde artırdı
- ABD Özel Temsilcisi Satterfield: Gazzelilerin geleceği Gazze’de, başka bir yerde değil
- Biden, Gazze’de ateşkesin “mümkün olmadığını” söyledi
Mercan, ABD’nin kamuoyu bağlamında sıkışmaya başladığına işaret ederek “Aslında bir yanıyla İsrail’in tamamen arkasında durduğunu söylüyor ama öte taraftan da özellikle seçim yılına girdiği için kamuoyunda ortaya çıkan rahatsızlıklar dolayısıyla da soykırımın ana destekçisi gibi görünmemek için ara verilmesi noktasında çağrılarda bulunuyor.” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın ilk dillendirdiği konunun ateşkes olmadığına dikkati çeken Mercan, ABD’nin söz konusu dörder saatlik aralarla sivillere güneyden kuzeye geçme hakkı tanıyarak ve aranın sona ermesiyle kuzeyde kalanları “terörist” olarak nitelendirerek “İsrail kendi amacına ulaşmak için meşru haklarını kullanacak” şeklinde tehlikeli bir söylem üretmeye çalıştığını kaydetti.
Mercan, bölgede kuzey-güney ayrımının yapılmasına dair soru işaretleri olduğuna dikkati çekerek “Sadece kuzey bölgesini bombalayan bir işgal devleti yok. Aynı zamanda güney de tarumar edilmiş.” diye konuştu.
“ABD, İsrail’in Gazze’yi tamamen tarumar etme, bir soykırımla ortadan kaldırma meselesini de örtülü olarak meşrulaştırmış oluyor”
Bölgede sadece evlerin değil; okulların, hastanelerin, ibadethanelerin, bakım merkezlerinin ve hatta kan bankasının da vurulduğuna dikkati çeken Mercan, “ABD kendi kamuoyuna ‘Biz İsrail’i baskılamaya çalışıyoruz.’ havası oluşturmaya çalışıyor ama öte taraftan da ateşkes veya barış eksenli bir çözümden ziyade İsrail’in Gazze’yi tamamen tarumar etme, bir soykırımla ortadan kaldırma meselesini de örtülü olarak meşrulaştırmış oluyor.” ifadelerini kullandı.
Hiçbir uluslararası yapının Gazze’deki yıkımı 6 ay-1 sene içerisinde toparlayamayacağını vurgulayan Mercan, şöyle konuştu:
“Hastanelerin vurulduğunu, altyapının tamamen çöktüğünü, su depolarının vurulduğunu dikkate aldığımızda ortada çok büyük bir tahribat var. Sadece 1-1,5 sene şehir planlamacıları Gazze’yi nasıl yeniden planlayabiliriz noktasında belki de projeler planlar üretmek zorundalar.”
Gazze’nin kuzeyinin önemli bir kısmının tarım alanlarından oluştuğunu söyleyen Mercan, bölgeyle irtibatın kesildiğine işaret ederek bölgenin tahrip edilmesinin orada yaşayan sivilleri göç etmeye zorlayacağına, böylece İsrail’in olayı “Biz tehcir yapmıyoruz, insanlar kendileri göç ediyorlar.” noktasına taşımak istediğine dikkati çekti.
“(İnsani ara kararı) İsrail’in saldırıları normalleştirmesine yarayan bir süreç”
Doç. Dr. Ceylan, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Gazze’ye düzenlendiği saldırılarda 10 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü hatırlatarak uluslararası tepkiler gelmeye başlayınca “insani ara verilmesi” kararının açıklandığını söyledi.
“İnsani ara” kavramının, Birleşmiş Milletlerde (BM) ve uluslararası hukukta yeri olduğunu söyleyen Ceylan, “İnsani amaçlarla, çatışmaların belli bir süre durdurularak, çatışma sırasında, acil tıbbi yardım gerekliyse insanların güvenli yerlere geçmesi gerektiğinde, normal şartlar altında uygulanan bir durum.” dedi.
Ceylan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları bağlamında “insani ara” kararının anlamsız olduğunu vurgulayarak “Acilen ateşkes ilan edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu aralar, insani ara açıklamasının amacının, Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlilerin Gazze’nin güneyine güvenli bir şekilde geçebilmesi olarak açıklandı.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin, insani ara kararını doğru bulduğunu hatırlatan Ceylan, “(Karar) İsrail’in, Gazze’nin kuzeyine yönelik gerçekleştirdiği bu operasyonun ve saldırıların normalleştirmesine yarayan bir süreç.” değerlendirmesinde bulundu.
Ceylan, bugüne kadar İsrail’in hastanelere yönelik düzenlediği saldırıların, uluslararası hukuka uygun olmayan süreçleri meşrulaştırdığını kaydetti.
Gazze’de etnik temizliğin söz konusu olduğunu vurgulayan Ceylan, “Bu (insani) aralar, sanki tabiri caizse ‘yorulduk, nefes aldık ve tekrar insanları öldürmeye devam edeceğiz’ arası anlamına geliyor. Dolayısıyla meseleye bir faydasının olacağını, meselenin kökünden çözülmesine bir faydası olacağını düşünmüyorum. İsrail’in çıkarlarını koruyacak bir hale bürünmüş durumda insani ara, İsrail’in Gazze saldırıları bağlamında.” diye konuştu.