Hamas, 6 Şubat’ta İsrail’le esir değişimi ve ateşkes teklifinin “çerçeve anlaşmasına” dair “olumlu” cevabını Mısır ve Katar’a ilettiğini duyurdu.
Filistinli kaynaklar, yanıtın detaylarını paylaşarak, Hamas’ın Gazze Şeridi’nde her biri 45 gün sürecek, 3 aşamalı esir takası ve ateşkes öngören planı kabul ettiğini bildirdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’ın taleplerinin “gerçek dışı” olduğunu savunarak, askeri baskıyı sürdürmenin esirleri getirmek için tek seçenek olduğunu ileri sürdü.
Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el Hamdan da Netanyahu’yu 7 Ekim’deki başarısızlıkla ilgili soruşturma komiteleriyle yüzleşmeyi ertelemek ve Gazze’ye yönelik saldırıları sürdürmek için iç kamuoyunu yanıltmakla suçladı.
Hamdan, Hamas’ın taleplerini ise şöyle sıraladı:
“Hamas, yardım ve yardım malzemelerinin gönderilmesi, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere savunmasız sivillere yönelik barbarca saldırılara son verilmesi, yerinden edilenlere güvenli barınma sağlanması, yeniden imarın sağlanması ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması ve tam esir takası için önerilerini mutabakatta sundu.”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise dün İsrail ve Filistin ziyaretinden sonra düzenlediği basın toplantısında, Hamas’ın esir takası için yaptığı öneride “bazı başarı şansı olmayan talepler” olsa da İsrail ile anlaşmaya varılması için bir alan yarattığını düşündüklerini söyledi.
AA muhabirine konuşan Filistinli uzmanlar, Gazze’de ateşkes ve esir değişimi için Hamas ile İsrail arasında devam eden müzakerelerin zorlu bir sürece girdiği, ABD ve diğer arabulucu ülkelerin baskısıyla müzakerelerin birkaç hafta zaman alabileceğine dikkati çekti.
İsrail’in, olabilecek mutabakat öncesinde daha çok kazanım elde etmek için askeri saldırılarını artırarak Hamas’a baskı yapacağını dile getiren uzmanlar, Hamas’ın ise daha gerçekçi ve ciddi bir müzakere sürecinin temelini oluşturduğu değerlendirmesinde bulundu.
“Hamas’ın yanıtı, ciddi bir süreci başlatmanın temelini oluşturuyor”
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde yer alan Yabous Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Süleyman Bişarat, “Hamas’ın çerçeve anlaşmasına yanıtı, bir anlaşmayla sonuçlanacak gerçekçi ve ciddi bir süreci başlatmanın temelini oluşturuyor.” dedi.
Hamas’ın talep ettiği ve İsrail’in buna yanıtını yakınlaştıracak anlaşmaya varılması için zamana ihtiyaç olduğunu dile getiren Bişarat, bu sürede arabulucu ülkeler Katar ve Mısır’ın da yeni önerler sunma konusunda fırsat bulabileceğinin altını çizdi.
Hamas’ın verdiği yanıtla, arabuluculuk çabalarına tümüyle karşı çıktığına dair gerekçeleri ortadan kaldırarak “topu İsrail kalesine attığını” ifade eden Bişarat, bu nedenle de İsrail’in daha gerçekçi bir yaklaşımla yanıt vermek zorunda kalacağını savundu.
Bu bağlamda ilerleyen günlerde dolaylı müzakerelere ilişkin çabaların yoğunlaşmasını beklediklerine işaret eden Bişarat, Orta Doğu’da yeni cephelerin açabileceği endişesine yol açan “Gazze’deki savaşı” durduracak çabalara ABD’nin de destek verdiğini belirtti.
Filistinli Uzman, İsrail’in bu süre zarfında hem savaş için belirlediği hedeflere ulaşma hem de askeri baskı kurmak için saldırılarını sürdüreceğini öngördü.
“Ateşkese dair müzakereler zorlu bir süreçten geçiyor”
En-Necah Üniversitesinden Prof. Dr. Ferid Ebu Duhayr da Hamas ile İsrail arasında devam eden dolaylı müzakerelere işaret ederek, “Ateşkese dair müzakereler zorlu bir süreçten geçiyor.” dedi.
Askeri çekişmenin yeni bir statüyle sonuçlanacağı ve bunun için zorlu çalışmalara ihtiyaç duyulacağını söyleyen Ebu Duhayr, “Netanyahu, bir süre önceki açıklamalarında, savaşın durması, İsrail’in oldukça zor ve belki de aşağılayıcı birtakım yükümlülükleri kabul etmiş anlamına gelir demişti. Bu da Filistin direnişi için zafer ve İsrail için yenilgi anlamına geliyor. Bu nedenle de Netanyahu, Hamas’a askeri olarak daha fazla baskı yapmaya çalışıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Netanyahu’nun her türlü askeri ve ekonomik kayıplara rağmen Hamas’ın askeri gücünü yok edene kadar savaşı sürdürmek zorunda olduğunun farkında olduğuna dikkati çeken Ebu Duhayr, “Netanyahu’nun savaşı sürdürme arzusu tehlikeli bir macera, başarısız olma ihtimali var hatta işgal devletini olumsuz etkileyebilir, bu ise daha tehlikeli.” ifadelerini kullandı.
İsrail devletinin etkilendiği bir durum olması halinde ise Tel Aviv’in hem içerde hem de bölgede ve uluslararası konumu itibariyle “büyük bedeller” ödeyeceğine vurgu yapan Ebu Duhayr, Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik saldırılarından “savaş kahramanı” olarak çıkarak, aleyhindeki davaları hafifletmeye çalıştığını kaydetti.
Filistinli uzman Ebu Duhayr, “Netanyahu’nun sivri zekası bu kez işine yaramadı. Çünkü dürtüleriyle kendisini, boyutları Filistin düzeyinden uluslararası düzeye çıkan zorlu, sisli ve karmaşık bir duruma sürüklüyor. ABD de anlaşmaya varılması için İsrail’e baskı kuruyor ve İsrail’in sunacağı önerilere Hamas’ın vereceği yanıtları beklemesi yönünde tavsiyeler veriyor. Hamas ise kendisine sunulacak önerilerin bazılarını kabul edebileceği gibi diğer bazılarını reddeder. Böylece dolaylı müzakere süreci 2 haftadan bir aya kadar uzayabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Gazze’yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim 2023’te kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 12 bini çocuk, 8 bin 190’ı kadın olmak üzere 27 bin 708 Filistinli öldürüldü, 67 bin 147 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.