Türkiye’ye Gürcistan’dan giriş yapan ve özellikle son yıllarda Karadeniz Bölgesi’nde sıkça bulunan ‘vampir kelebekler’ İstanbul’da artmaya başladı.
Görünüşüyle kelebeği andıran ancak istilacı bir böcek türü olan kelebekler, Beykoz’un Çukurca Mahallesi’ni de sardı. Gündüz saatlerinde her ağacın üstünde rastlanan kelebekler, akşamları da mahalleliyi balkonlarında rahat bırakmıyor. Durumdan rahatsız olduklarını söyleyen mahalle sakinleri bir önlem alınmadığını ve kendi imkanlarıyla ilaçlama yaptıklarını belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından da, “Hayvanların mevsimsel artışı ve gelen şikayetler üzerine İstanbul’un yeşil alanlarında vampir kelebeklerin fazla olduğu, Beykoz, Sarıyer ve Beşiktaş gibi ilçelerde ilaçlama çalışmalarımız devam etmektedir” açıklaması yapıldı.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Dikmen ise, vampir kelebeklerin insana zararı olmadığını söyledi:
Karadeniz Bölgesi’nden İstanbul’a doğru yavaş yavaş yayıldığını biliyoruz. 10 yıl önce kadar ilk görülmeye başlandı vampir kelebekler. Türkiye’ye özgü bir canlı değil. Yurt dışından gelen ve bölgeyi yıllar içerisinde işgal eden istilacı dediğimiz türlerden. 5 İstanbul’un çok her tarafına yayılmıyor ama Karadeniz iklimini andıran bölgelerde özellikle Şile, Beykoz, Sarıyer taraflarında daha fazla görüldüğünü biliyoruz. Yurt dışından bu tür böceklerin transferi genelde yabancı ülkelerden aldığımız ürünlerin üzerinde yumurtaların taşınmasıyla gelebiliyor. Bu vampir kelebeğin de muhtemelen Gürcistan’dan yavaş yavaş Karadeniz’e doğru taşınan mallar ile geldiği tahmin ediliyor.
Bu vampir kelebeklerinin en önemli özelliği yaz döneminde özellikle haziran, temmuzdan sonra olgunlaşıyorlar ve bu kelebek gibi, kelebeği andıran vücutlarıyla etrafta çok dolaşma ya da gezmeye başlıyorlar ama aslında insana zararı yok. İnsanların kendileri açısından korkmasına gerek yok ama bitki zararlısı bunlar.
O yüzden bahçelerindeki bitkilerin ya da ektikleri ürünlerin bu böcekler tarafından zayıflatılması ya da hasara uğratılması söz konusu olabilir. Ne kaşındırıyor, ne alerji yapıyor, ne çocuklara başka bir hastalık bulaştırıyor. O yüzden insanların bu konuda içleri rahat olabilir. Fakat bunları önleyebilecek önlemleri de uygun şekilde ilaçlama yaparak ya da uygun şekilde önlemler alarak kendi bahçelerinde ve evlerde yapabilirler.
Önemli nokta İstanbul’da onların daha fazla yayılmasını engelleyebilecek önlemlerin alınması. Bölgelerde alınacak küçük önlemlerle çözülebilir ama özellikle Karadeniz’de çay, fındık gibi çeşitli tarım ürünlerine de bunun zarar verdiği yönünde bilgiler var. Özellikle bu tarz tarım ürünlerine büyük çapta bir zararın söz konusu olması durumunda ilaçlama yapılabiliyor.
Bununla ilgili bakanlığın önerdiği ilaçlama yöntemleri ve ilaç tipleri var ama kültürel önlemler diyebileceğimiz insanların alabileceği önlemler de var. Yani bunların yumurtalarını koydukları ince dallar, bunların budanması, kış dönemine girdiğimizde yere dökülen döküntü otların ya da bir önceki yıldan kalan çalı çırpının belki toplanması, onların yakılması ya da yok edilmesi gibi alınacak ufak tefek önlemler bunları tamamen sıfırlamayacaktır ama önümüzdeki yıl daha fazla sayıda ortamda oluşmalarını engelleyecektir.