Dünyada nüfusa oranla en fazla aşı yapılan ülke İsrail olurken, işgal ve ablukanın boyunduruğu altında Batı Şeria ile Gazze’de yaşayan Filistinlilerin neredeyse tamamı henüz aşıya ulaşamadı.
İsrail Sağlık Bakanlığının verilerine göre yaklaşık 9,3 milyon nüfusa sahip ülkede 4 milyon 598 bin 197 kişiye aşının ilk dozu, 3 milyon 209 bin 993 kişiye de ikinci dozu yapıldı.
Öte yandan yaklaşık 5 milyon 200 bin nüfusa sahip Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ne İsrail’in gönderdikleri dahil sadece 32 bin aşı ulaştı.
İsrail, Batı Şeria’daki sağlık çalışanlarının aşılanması için 5 bin doz aşı sözü verdi ve şu ana kadar 2 binini Filistin yönetimine teslim etti.
Filistin’de tehlike çanları çalıyor
İsrail’de halkın üçte birinden fazlasına Kovid-19 aşısının ikinci dozu yapılması nedeniyle ocak ayında 10 bine kadar çıkan günlük vakalar yarı yarıya düşerken, Filistin’de artmaya devam ediyor.
Filistin Sağlık Bakanı Mey Keyle, dün yerel bir ajansa yaptığı açıklamada, günlük vakalardaki yükseliş ve hastane doluluk oranının artması nedeniyle Filistin’de Kovid-19 salgınının son derece endişe verici olduğunu belirtti.
Keyle, Batı Şeria’daki hastanelerde tedavi gören kişilerin yüzde 58’inin Kovid-19 hastası olduğunu, solunum cihazlarının doluluk oranının salgının başladığı Nisan 2020’den bu yana en yüksek oran olan yüzde 62’ye ulaştığını ifade etti.
Vatandaşlarını hızla aşılayan, aşı olmayanları teşvik için sağlık merkezlerinde pizza, künefe dağıtan İsrail, yaklaşık 5,2 milyon Filistinliyi ise görmezden geliyor.
Uluslararası toplum, “Dördüncü Cenevre Sözleşmesi” esasınca İsrail’in işgal altındaki tüm Filistinlilere aşı temin etmekle yükümlü olduğunu belirtirken, Tel Aviv yönetimi, aşı temininin Filistin yönetiminin sorumluluğunda olduğunu iddia ediyor.
İsrail’deki sivil toplum kuruluşu “İnsan Hakları İçin Doktorlar” Müdürü Ran Goldstein, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tel Aviv yönetiminin işgalci olması nedeniyle Doğu Kudüs’ün yanı sıra Batı Şeria ile Gazze’deki Filistinlilere aşı sağlamakla sorumlu olduğunu belirtti.
Tel Aviv yönetiminin Filistinlilere aşı temini konusunu sağlık yerine siyasi bir konu olarak gördüğünü dile getiren Goldstein, dünyayı etkisi altına alan salgında siyasi konuların bir kenara bırakılıp sadece sağlık konularının dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
“Filistin’de salgın bitmeden İsrail Kovid-19’un üstesinden gelemez”
Goldstein, iki toplumun bir arada yaşadığına dikkati çekerek, “Filistinliler üstesinden gelmezse, İsrail asla salgını aşamaz çünkü bir arada yaşıyoruz. (Batı Şeria’daki) Filistinli işçiler İsrail’e geliyor, İsrailli yerleşimciler Batı Şeria’da yaşıyor. İsrailliler aşılanıp Filistinlilere aşı yapılmazsa bu sorun olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yetkisi olmadığı yönündeki tartışmaların ardından askıya alınan İsrail’in bazı ülkelere Kovid-19 aşısı gönderme planını siyasi oyun olarak niteleyen Goldstein, “İsrail ilk önce Filistinliler için sorumluluklarını yerine getirmeli. Bunu yaptıktan sonra tabii ki diğer ülkelere katkı sağlaması önemli olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Goldstein, İsrail ve Filistinlilerin Kovid-19 salgınını beraberce aşmaması halinde bu durumun herkesi etkileyeceğine işaret ederek, Tel Aviv yönetiminin Filistinlilere aşı verilmemesine yönelik tutumunun yanlış olduğunu ve herkesin buna karşı çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.