İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen dünya ekonomisinin simgeleri olan Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yönetişim modelleri veri usulsüzlüğü skandalıyla sorgulanırken, “Bretton Woods ikizleri” olarak da adlandırılan her iki kurumun itibarının uzun vadeli olarak zarar görmesi bekleniyor.
- IMF’den adı usulsüzlük iddialarına karışan Başkan Georgieva’ya destek
“Dünya Beşten Büyüktür” söylemlerinin güç kazanmasıyla Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kurumların yapısına ilişkin reform ihtiyacı gündeme gelirken, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra “ekonomik iş birliğinin” sağlanması için kurulan Dünya Bankası ve IMF’nin de yönetişim modeline ilişkin soru işaretleri artıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen dünya ekonomisinde ABD’nin önderliğinde kurulan ve “Bretton Woods ikizleri” olarak adlandırılan Dünya Bankası ve IMF, veri usulsüzlüğü skandalıyla çalkalanıyor.
Dünya Bankası’nın 2018 ve 2020 yılı İş Yapma Kolaylığı Raporlarında Çin’in sıralamasının yükseltilmesi için verilerin değiştirildiğinin ortaya çıkması, küresel ekonomide tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Verilerle ilgili rapor edilen düzensizliklerin araştırılması için 17 yıldır yayımlanan İş Yapma Kolaylığı Raporu’nu geçen yılın ağustos ayında askıya alınması ve soruşturmanın tamamlanmasının ardından raporun yayımlanmasına devam edilmeyeceğinin duyurulması, kurumların etkili araştırmalarına olan güveni sarstığı belirtiliyor.
Veri skandalı, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarını gölgeliyor
IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın da adının karıştığı veri usulsüzlüğü skandalı, ABD ve Avrupa arasında Georgieva’nın IMF başkanı olarak görevinde kalıp kalmaması konusunda görüş farklılıklarına neden oluyor.
Söz konusu veri usulsüzlüğü skandalı, IMF ve Dünya Bankası’nın bu hafta düzenlenen yıllık toplantılarına da gölge düşürüyor.
Geleneksel olarak IMF başkanlığına Avrupalı, Dünya Bankası başkanlığına da ABD vatandaşı seçiliyor.
Verileri manipüle etmekle suçlanan Georgieva’ya yönelik baskı artarken, IMF’in önemli üyelerinden ABD ve Japonya’nın Georgieva’ın istifasını tartışmaya açması dikkati çekiyor.
Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere’nin ise IMF Başkanı Georgieva’nın görevde kalmasını desteklediği belirtiliyor.
Veri skandalıyla birlikte yapısal eleştiriler gündemde
Son yıllarda dünya ekonomisinde “krizler” ivme kazanırken, veri skandalıyla birlikte Dünya Bankası ve IMF’nin yapıları ve sistemlerine ilişkin eleştiriler de yeniden gündeme geliyor.
IMF ve Dünya Bankası’nın gelişmekte olan ülkelerde yıllarca uyguladığı istikrar ve yapısal uyum programlarının performansına yönelik sorular, uluslararası politika ve ekonomi çevrelerince yeniden seslendiriliyor. IMF’ye üye ülkelerin ekonomik yapısını göz önünde bulundurmadığına ilişkin eleştiriler yöneltilirken, bundan dolayı bazı gelişmekte olan ülkelerde başarısız olduğu belirtiliyor.
Bütün bu ekonomik gelişmeler olup biterken IMF’nin küresel misyon ve imajının da özellikle ABD’nin dış politika öncelikleriyle fazlasıyla ilişkili olduğu yönünde eleştiriler dillendiriliyor.
“IMF ve Dünya Bankası başkanları milliyetten bağımsız seçilmeli”
Eski Hindistan Hükümeti’nin Baş Ekonomi Danışmanı Arvind Subramanian, Indian Express’teki makalesinde “Dünya Bankası ve IMF’nin acilen temizlenmesi” gerektiğini savunuyor.
Brown Üniversitesi Watson Halk ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kıdemli araştırmacısı olan Subramanian, “Washington DC’deki 19. Cadde’de bir şeyler çürümüş ve her iki tarafı da sırasıyla Bretton Woods kurumları, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu tarafından işgal ediliyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Subramanian, iki kurumun yönetimdeki sıkıntılara değinerek, Dünya Bankası’nın bir ABD vatandaşı ve IMF’nin bir Avrupa vatandaşı tarafından yönetilebileceğini belirterek, bunun “ganimeti paylaşmak için batılı güçler arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmanın sonucu” olduğunu aktarıyor.
Ülkelerin kendi vatandaşlarını prestij için IMF, Dünya Bankası gibi kurumların başına geçirmeye çalıştığını anlatan Subramanian, “Çin de bu stratejiyi izliyor. Kendi vatandaşları şu anda 15 BM uzman kuruluşundan dördüne başkanlık ediyor. Çin’in çabaları, başarısı ve daha geniş anlamda uluslararası örgütlerdeki etkisi kesinlikle derin endişeler uyandırmalıdır.” ifadelerini kullanıyor.
Subramanian, ABD ve Avrupa’nın dünyanın geri kalanına tavsiye ettikleri standartlara uymamaları halinde yumuşak güçlerini jeopolitik rakiplere bırakacaklarını belirterek, küresel siyasi liderlerin, milliyetten bağımsız olarak IMF ve Dünya başkanlarının seçimini en iyi adaylara açmasını öneriyor.
Başkanlık görevi için “nitelik” vurgusu
Bluebay Varlık Yönetimi Kıdemli Stratejisti Timothy Ash de Financial Times’a yazdığı bir mektupta, Dünya Bankası ve IMF’nin güvenilirliğine ve etik kültürüne zarar verildiğine dikkati çekiyor.
Ash, “Benim için mesele Çin, ABD ile ilgili değil, veri bütünlüğü ve Dünya Bankası personeline kendi tarafsızlıklarını havlu atmaları için yapılan gereksiz baskı. Etik, dürüstlük, yönetişim, güvenilirlik ile ilgilidir.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Dünya bankası raporlarının bankalar ve şirketlerin yatırım kararlarında risk değerlendirmesi için önemli hale geldiğine dikkati çeken Ash, “IMF ve Dünya Bankası başkanlarının tam rekabetçi bir süreçte seçilmesi ve başkanlıkların ABD ve Fransa tarafından dağıtılmaması güzel olurdu. Bu iki kurum kritik öneme sahiptir ve bu özel başkanlıkların kesinlikle en nitelikli insanlar tarafından yönetildiğini düşünmek güzel olurdu.” ifadelerini kullanıyor.
Ash, IMF İcra Kurulu’nun adı usulsüzlük iddialarına karışan Başkan Georgieva’ya destek vermesinin ardından “IMF ve Dünya Bankası için üzücü bir gün – IMF şimdi nasıl herkese iyi yönetişim, şeffaflık ve hesap verebilirlik hakkında vaaz verebilir. En iyisi, bu referanslardan herhangi birini gelecekteki programlardan çıkarsın. ” ifadesini kullandı.
Ash, “IMF, kredibilitesi paramparça olarak ilerliyor. Bizim için bir, küresel seçkinlerimiz için başka bir kural varmış gibi geliyor.” yorumunu yaptı.
Dünya Bankası’nın eski başekonomisti ve IMF’nin eski birinci genel müdür yardımcısı Anne Krueger ise IMF Başkanı Georgieva’nın güvenilirliğini geri kazanmak için istifa etmesi gerektiğini belirtiyor.
Krueger, “Georgieva pozisyonunda kalırsa, kendisi ve personeli kesinlikle diğer ülkelerin verilerini ve sıralamalarını değiştirmesi için baskı görecek, direnseler bile ürettikleri raporlar şüpheli olacak. Tüm kurumun çalışmalarını değersiz kılacak.” görüşünü dile getiriyor.
Dünya Bankası raporundaki veri usulsüzlüğü skandalı
Dünya Bankası, 16 Eylül’de, veri düzensizliklerine ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda üst düzey banka yetkililerinin, Çin’in sıralamasını etkileyen verileri değiştirmek için personele baskı yaptığının belirlenmesi üzerine, İş Yapma Kolaylığı Raporu’nun yayımlanmasına devam edilmeyeceğini açıklamıştı.
Raporun 2018 ve 2020 yıllarına ilişkin sayılarındaki veri düzensizliklerine yönelik soruşturma sonucunda, aralarında IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın da bulunduğu dönemin üst düzey banka yetkililerinin, Çin’in sıralamasını etkileyen verileri değiştirmek için personele baskı yaptığı tespit edilmişti.
IMF Başkanı Georgieva ise soruşturma bulgularına itiraz ederek, veri düzensizliklerine dair yürütülen soruşturma sonucunda yayımlanan raporda, kendisinin 2018 yılı İş Yapma Kolaylığı Raporu’ndaki rolüne ilişkin yer alan bulgulara katılmadığını ifade etmişti.
Dünya Bankası’nın ardından IMF de Başkan Georgieva’nın adının karıştığı usulsüzlük iddialarına ilişkin inceleme başlatmıştı.
IMF, Georgieva’ya olan güvenini teyit etti
IMF İcra Kurulu, geçen haftalarda, IMF Başkanı Kristalina Georgieva hakkındaki iddiaların sahibi hukuk bürosu Wilmer Hale’in temsilcileri ve Başkan Georgieva ile görüşmüştü.
IMF İcra Kurulu’nun incelemesinin sonucunda sunulan bilgilerin, IMF Başkanı Georgieva’nın Dünya Bankası Üst Yöneticisi olduğu dönemde 2018 yılı İş Yapma Kolaylığı Raporu’nda uygunsuz bir rol oynadığını kesin olarak göstermediğini belirtilerek, Georgieva’nın liderliğine olan güvenin bir kez daha teyit edildiği bildirilmişti.
ABD Hazine Bakanı Hazine Bakanı Janet Yellen da Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı raporuna yönelik soruşturmasında gündeme gelen iddialara ilişkin IMF Başkanı Kristalina Georgieva ile görüşmüştü.
ABD Hazine Bakanlığı tarafından Yellen ve Georgieva görüşmesine ilişkin yapılan açıklamada, IMF Başkanının rolüne ilişkin daha fazla doğrudan kanıt olmadığı için IMF’nin liderliğinde bir değişiklik için temel olmadığı kaydedilmişti.
Açıklamada, ABD’nin IMF’de veri bütünlüğünün ve güvenilirliğinin güçlendirilmesi için proaktif adımlar atılması gerektiğine inandığı belirtilmişti.