Vestel Mobilite, Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen IAA Transportation 2024’te yerini alarak, sürdürülebilirliği ön planda tuttuğu yenilikçi elektrikli araç şarj istasyonları, otomotiv elektroniği ve enerji depolama sistemlerini sergiledi.
Vestel CEO’su Güler, fuarda, Vestel Mobilite’nin hedeflerine ve yatırım planlarına ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Vestel’in ileri teknoloji yazılım, ekran ve şarj çözümleri sayesinde küresel bir oyuncu olma hedefine yürüdüğünü belirten Güler, uzun yıllardır yatırım yaptıkları mobilitenin, yeni nesil iş alanı olarak tanımlayıp strateji kurdukları bir alan olduğunu dile getirdi.
Güler, “mobiliteyi” içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara yaşanan paradigma değişikliği olarak tanımladıklarını ifade etti.
5 yıl önce dünyanın en değerli otomobil şirketleri arasında Toyota’nın 180 milyar dolar piyasa değeri ile 1. sırada, Volkswagen’in 80 milyar dolar piyasa değeri ile 2. sırada ve Porsche’nin 70 milyar dolarla 3. sırada yer aldığını aktaran Güler, şunları kaydetti:
“Bugün dünyanın en değerli 3 otomobil şirketi arasında 1 numara 670 milyar dolarla Tesla. 2 numara yine 240 milyar dolarla Toyota. O da 180’den 240’a çıkmış. Çünkü onların da elektrikli araçlarla ilgili bir perspektifi var. 3 numara, 5 yıl önce ilk onda olmayan Manisa’da komşumuz olacak olan BYD, 90 milyar dolar. 90 milyar dolar piyasa değeri, ilk 10’da yoktu bunlar 5 sene evvel. Şimdi 90 milyar dolarla ilk 3’te ise özneler de değişiyor paradigma değişikliğinde.”
“Otomotiv artık otomotivden ziyade tüketici elektroniği oldu”
“Otomotiv artık otomotivden ziyade tüketici elektroniği. Vestel bu kapsamdaki 40 yıllık tecrübesini, çevikliğini ve kalitesini bu alana aktarıyor.” diyen Güler, şöyle devam etti:
“40 yıldır tüketici elektroniği yapıyoruz. Biz tüketici elektronik sektöründen geliyoruz, ne anlama geliyor bu? Biz tüketici elektroniğindeki çevikliğe, hıza ama aynı zamanda hassasiyete sahibiz. Bununla beraber bizim ihracatta ana pazarımız Avrupa ve 30 yılı aşkın süredir Japon müşterilerle de çalışıyoruz. Dolayısıyla aynı Uzak Doğulu rakiplerimiz gibi hızlıyız, çeviğiz ama Avrupa ve Japonya kalite standartlarında seri üretim yapabiliyoruz. Bizim avantajımız bu.”
Güler, otomotiv sektöründeki paradigma değişikliğinde sahnenin neresinde yer alacaklarına ilişkin ise şunları söyledi:
“Örneğin elektrikli aracın pilini üretecek miyiz? Hayır ama ekranını üreteceğiz. Çünkü o ekrana, evinizde olduğunda televizyon diyorsunuz. Aynı ekran arabanın içine girdiğinde kokpit, dashboard, ekran diyorsunuz. Bizim için o yine bir ekran. Donanımı, yazılımı, tasarımı televizyondan farklı değil. Baktığınız işte onun kontrast oranı, onun tepkime süresi, geçiş süreleri, televizyondan farkı yok.
TOGG’da da o geniş ekranı Manisa’daki tesislerimizde biz üretiyoruz. Mühendislerimiz donanımını, yazılımını ve deneyimini, beraber geliştirdiler o ürünü. Deneyim de çok önemli çünkü. Yani donanım, yazılım yaptın ama deneyimini doğru tasarlamadığın takdirde bütün çabaların da heba oluyor. IAA fuarında görüşmeler devam ediyor. Yakın sürede duyuracağız. Başka global markalarla da genişletiyor olacağız. Yani TOGG iyi bir referans oldu. Adını çok yakında duyuracağımız global markalarda bu ekran deneyimini paylaşıyor olacağız”
Uçak ekranları da Vestel olacak
Uçak içindeki ekranların da artık Vestel tarafından üretileceğini aktaran Güler, global bir hava yolu şirketi ile anlaştıklarını ve bu şirketin 300 adetlik filosunun ekranlarını üreteceklerini kaydetti.
Güler, otomotivde paradigma değişikliğinde “anakart” ürünleri de üreteceklerini belirterek, “Biz bu işi de zaten 30 yıldır yapıyoruz. Biz elektrikli arabaların bu kartlarını da yapıyoruz. Başkalarına da yapacağız. O da yine bu fuarda konuştuğumuz uluslararası markalardan biriyle fuar sonrası açıklama yapacağız. İsim vermiyoruz. Çünkü daha anlaşmadık.” ifadelerini kullandı.
Gelişen elektrikli araç ekosisteminde önemli bir oyuncu olmak için yeniden yapılandıklarını anlatan Güler, Bosch, Continental, Park Velio gibi markalarla rekabet için hazırlandıklarını belirtti.
Hala elektrikli araç alan tüketicilerin “şarj noktası” ve “şarj süresi” konusunda endişelerinin olduğunu dile getire Güler, “Eğer elektrikli aracınızın şarj cihazı Vestel’se bir saat beklemek zorunda değilsiniz. Bu iyi haber. Bu fuarda sergilediğimiz 720 kilovat ki şu anda kurulumları da başladı, ilk Türkiye’de başladık ama İtalya için de ihracat anlaşmalarımızı yaptık.” dedi.
Ergün Güler, aracın kapasitesi de müsaitse 8 dakika içerisinde yüzde 20’den yüzde 80’e şarj imkanı sunduklarını, bunun üretimini de seri üretim seviyesinde yapabilen dünyadaki nadir şirketlerden birisi olduklarını dile getirerek, “Dünyada bunu yapabilen 3 tane şirket var. 720 kilovat için bahsediyorum. 400 kilovat yapan çok. Ocakta da bin kilovatlık ürün gelecek. Onu dünyada yapabilen 2 şirketten biri olacağız. Yine seri üretim mantığında. Yanlış anlaşılmasın. O tarafta. Bu da bir dikey olmuş olacak. Bir büyüme alanı yaratmış olacak.” diye konuştu.
Enerji depolama sistemleri
Güler, Vestel’in dikey büyümesinde üçüncü alanın enerji depolama alanları olacağını anlattı.
Türkiye’de ve Avrupa’da çıkarılan yeni yasayla yenilenebilir enerji sistemi kurulduğunda ona eşdeğer kapasitede bir enerji depolama sistemi kurmak zorunda olunacağını belirten Güler, “Bu kıtada, bu coğrafyada bunu yapabilen şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Orada inşallah çözüm ortaklarından birisi de yine Vestel oluyor ve olacak.” dedi.
“Vestel’in gözünü diktiği ve aslan payını almak istediği pazar büyüklüğü 580 milyar dolar”
Boston Counsulting’in rakamlarına göre, elektrikli araç ekosisteminin büyüklüğünün 2030’da 3 trilyon dolar olacağını aktaran Güler, şöyle devam etti:
“Bizim ilgilendiğimiz tarafın büyüklüğü bu 3 trilyon doların içerisinde 440 milyar dolar. Elektrikli araç şarj istasyonu pazar büyüklüğünde 2030 için öngörülen büyüklük ise 100 milyar dolar. Enerji depolama sistemleri için öngörülen pazar büyüklüğü ise 40 milyar dolar. Hepsi beraber 580 milyar dolar yapıyor. Yani Vestel’in gözünü diktiği ve aslan payını almak istediği pazar büyüklüğü 580 milyar dolar. Hedefimiz 3 yıl içerisinde milyar dolarlık bir değer yaratmak. Ne demek o? Sadece 1 milyar dolar ciro yapmak anlamına gelmiyor. Milyar dolarlık bir halka arzı inşallah planlıyoruz. Bu halka arzı da illa Türkiye’de yapmak zorunda değiliz. Belki Amerika’da yaparız. Belki Londra’da yaparız. Öyle planlarımız da var. Buna ulaşmak için de net rakamı söylüyorum. Ulaşmamız gereken ciro 600-700 milyon dolar. Yüzde 15-20 FAVÖK ulaştığımızda biz 1 milyar dolar değerlemeyi inşallah görüyor olacağız. Bu da bizim mobilite de en önemli hedef noktamız.”
Güler, Mobilite alanında yapılan yatırımların ülke için stratejik olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Nasıl Türkiye’de elektrikli araç için TOGG yatırımı çok stratejik ise burada da yapılan yatırım, ülke açısından çok kritik önemde. Çünkü şu anda dünyada gerçekten büyük bir geçiş yaşanıyor. Eski otomotiv sahnesinde çok majör olmasa da ülke olarak bir yerimiz vardı. Şimdi biz burada majörü oynayabiliriz. Sadece elektrikli araçla değil, elektrikli araç onun tedarik ekosistemi, onun şarj ekosistemiyle enerji depolama sistemleriyle. Aynen nasıl savunma sanayinde bir paradigma değişikliği yaptıysa ülke birçok alanda, aynı fırsatı ben burada görüyorum ülke için. Ondan Vestel ve Vestel benzeri şirketlerin bu alanda yaptığı yatırımların ülkenin geleceği içinde çok önem arz ettiğini düşünüyorum.”
Çip sektörü
Çip sektörünün dünyanın en stratejik sektörlerinden biri olduğunu anlatan Güler, “Çipin yazılım geliştirmesinde biz zaten varız. Ürünlerimiz için o çiplerde yer alan yazılımlar tarafında varız. Şimdi aynısını mobilite için de planlıyoruz. Çip üreticileriyle beraber yazılım kısmında kaynaktan başlamak suretiyle bir işbirliğini de planlıyoruz.” diye konuştu.
Ergün Güler, çip yatırımının milyarlarca dolarlık maliyeti olduğunu belirterek, “Benim gördüğüm, Sanayi Bakanlığı öncülüğünde ülke olarak da burada bir inisiyatif var. Belki yine devlet yapacak, orada bir şey yapılacak. Çünkü ciddi rakam. Özel sektör şirketinin tek başına altına girebileceği bir rakam değil yani. Çok benzeri bir oluşum mu? TOGG benzeri öyle bir şey olabilir. Uluslararası çözüm ortağıyla beraber. Çünkü orada çok ciddi know-how da var. TOGG da dediğiniz gibi bir öncülüğü devlet yaptı. Sonra baktığınızda devletin payı çok cüzi miktarda, hatta yok.” görüşlerini aktardı.