Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, hepatit B ve C virüslerinin tüm dünya gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirterek, “Ülkemizde HBV sıklığı yüzde 4, HCV sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 2 milyon hepatit B ve 300-400 bin hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir.” dedi.
Dünya Hepatit Günü dolayısıyla Viral Hepatitle Savaşım Derneği ev sahipliğinde çevrim içi basın toplantısı düzenlendi.
“Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması”nın detaylarının da paylaşıldığı toplantıya, Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Ankara Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner ile İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu katıldı.
Prof. Dr. Tabak, tüm dünyada yaklaşık 257 milyon hepatit B, 71 milyon da hepatit C taşıyıcısı veya hastası bulunduğunu belirtti.
Tabak, “Hepatit B ve hepatit C virüsleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde HBV sıklığı yüzde 4, HCV sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 2 milyon hepatit B ve 300-400 bin hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir. Hepatit C hastalarımızın tanı koyulduğunda yüzde 20’sinin ileri evrede, yani sirotik olması çok acı bir gerçektir. Tüm dünyada bir yılda 1,3 milyona yakın kişi hepatit B ve hepatit C virüsünün yol açtığı kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir.” diye konuştu.
Hastalığın bulaşma yollarına ilişkin bilgi veren Tabak, şöyle devam etti:
“Bugün kronik hepatit B tedavi ile kontrol altına alınabilir, kronik hepatit C de tedavi edilebilir bir hastalık konumuna gelmiştir. Yaklaşık 5 yıldır hepatit C hastalarımızın yeni antiviraller ile tedavisi SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu tedavilerin başarı oranı da neredeyse yüzde 100’e yakındır ve hastalık bir daha tekrarlamamaktadır. Hepatit B enfeksiyonu aşıyla korunulabilir bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı 1998’den beri hepatit B aşısını çocukluk aşı programına almış olup, yüzde 90’ların üzerinde başarı ile bu programına devam etmektedir.”
Yaklaşık 30 yıldır hepatit B veya hepatit C’ye bağlı kronik hepatitlerin tedavi edilebildiğini dile getiren Tabak, Türkiye’deki hastaların dünya standartlarında tedavi imkanına kavuştuğunu aktardı.
“Çalışma sayesinde kronik hepatit B tanı ve tedavisinde önemli istatiksel veriler elde edilecek”
Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner de “Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması”nın detaylarını paylaşarak, çalışmanın Türkiye’de kronik hepatit B hasta yolculuğunu ortaya koymak, ulusal bir veri tabanı eksikliğini tamamlamak, karar vericilere kaynak sağlamak açısından oldukça önem taşıdığını aktardı.
Hastane kayıtlarından elde edilen verilerle birincil amacın bu hastalığında tedavi etkililiğinin değerlendirilmesi olduğunu belirten Güner, şu bilgileri verdi:
“Çalışma sayesinde ülkemiz bu hastalığın tanı ve tedavisinde önemli istatiksel veriler elde edecektir. Geriye dönük bilgilerin toplandığı bu çalışmaya 2010 ve 2020 yılları arasında kronik hepatit B tanısı almış ve tıbbi kayıtlarla belgelenmiş tüm hastalar dahil edilecektir. Türkiye’de 17 enfeksiyon merkezinden 5 bin hastanın kayıt altına alınması planlanmaktadır. Hastane kayıtlarından elde edilen veriler elektronik olgu rapor formu ile toplanacaktır. Geriye dönük hasta kayıt verilerinin tamamlanmasının ardından çalışmanın ileriye dönük de devamı planlanmaktadır. Bu sayede artan merkez ve hasta sayıları ile beraber ulusal kronik hepatit B hasta kayıt sistemi oluşturulmuş olacak. Bu veriler de birçok kongre ve dernekler aracılığı ile hekimlerimiz ile buluşacak ve karar vericilere önemli bir kaynak olacaktır.”
“Her 30 saniyede bir kişi hepatitle ilişkili hastalıktan yaşamını kaybediyor”
Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu da öncelikli müdahale gerektiren önemli bir halk sağlığı sorunu olan viral hepatitin, Kovid-19 salgının ortasında da binlerce can almaya devam ettiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her 30 saniyede bir kişi hepatitle ilişkili hastalıktan yaşamını kaybediyor. Karaciğer kanseri de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa neden olan viral hepatite karşı farkındalığı artırmak için 28 Temmuz, Dünya Hepatit Günü olarak değerlendiriliyor. Her yıl farklı temalarla çeşitli farkındalık çalışmaları yürütülüyor.” ifadelerini kullandı.
DSÖ’nün 194 üye devletinin viral hepatitleri 2030’a kadar bir halk sağlığı tehdidi olarak ortadan kaldırmayı taahhüt ettiğini belirten Kaymakoğlu, “Tanı oranlarında yüzde 90’a, tedavi oranlarında yüzde 80’e ulaşarak ölüm oranlarında yüzde 65 azalma sağlanması küresel hedefler arasında yer alıyor.” dedi.
Kaymakoğlu, viral hepatitlerle ilgili toplumsal farkındalığın artırılmasının, Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı’ndaki aksiyonların gecikmeksizin devreye sokulmasının ülkedeki viral hepatitlerin eliminasyonu hedeflerine ulaşılmasında temel taşları oluşturacağını sözlerine ekledi.