Uzmanlar, ABD’nin Afrika kıtasında önemli aktör haline gelen Türkiye, Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin varlığından rahatsız olduğunu belirterek ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin hem kıtadaki aktörleri dengelemek hem de kıtanın kaynaklarından yararlanmak için ABD-Afrika Liderler Zirvesi’ni düzenlediğini düşünüyor.
- Biden: Afrika Birliğinin G20’ye daimi üye olarak katılması çağrısı yapıyorum
ABD yönetimi, Rusya ve Çin’in Afrika kıtasıyla askeri, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin ilerlediği bir dönemde, yaklaşık 50 Afrikalı lideri Washington’da ağırlamaya başladı.
Üç gün sürecek ABD-Afrika Liderler Zirvesi’nde sağlık, iklim değişikliği, ekonomi, Ukrayna-Rusya Savaşı ve uzay projeleri gibi pek çok konu başlığı ele alınacak. ABD ile Afrika ülkeleri arasında en son 2014’te zirve düzenlenmişti.
Beyaz Saray yetkilileri, ABD Başkanı Joe Biden’ın hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde hem de G-20 gibi oluşumlarda kalıcı koltuğa sahip olmak isteyen Afrika Birliği’ne destek vereceğini de duyurdu.
ABD-Afrika Liderler Zirvesi kapsamında ilk kez ABD-Afrika Uzay Forumu düzenlendi ve Afrika ülkeleri uzay çalışmaları kapsamına alındı.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Apollo görevinden 50 yıl sonra, Artemis Ay’a Dönüş Projesi ile yeniden Ay’a gidiyor. Artemis programı, kısa vadede Ay’ı keşfetmek, uzun vadede ise insanoğlunun Ay’a yerleşmesinin ve orada bir koloni oluşturmasının mümkün olup olmadığını araştırma amacını taşıyor.
NASA, Artemis 3 ile 1970’lerden bu yana ilk kez 2025 yılında Ay’a insan götürmeyi hedefliyor.
Projenin yürütücüleri arasında ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, Avrupa Uzay Ajansı, Japonya Uzay Araştırma Ajansı ve Kanada Uzay Ajansı yer alıyor.
Forumda ABD ile uzay anlaşmaları imzalayan Nijerya ve Ruanda, projeye dahil olan ilk Afrika ülkeleri oldu.
Projenin, Afrika ülkelerine uzay ve havacılık alanında özellikle teknoloji paylaşımı ve gelişmiş uzay endüstrisi gibi alanlarda somut katkılar sunması bekleniyor.
Zirvede, uzay teknolojisi alanında işbirliğinin gündeme gelmesi ve bu konuda somut adımlar atılması, ABD’nin yeni dönemde Afrika ülkeleriyle ilişkilerinde sadece dış yardımlara veya temel kalkınma meseleleriyle yetinmeyeceğini, aynı zamanda çok boyutlu yeni başlıkları da gündeme getireceği belirtiliyor.
ABD, Fransa’nın Afrika’da gücünden rahatsız”
Orta Doğu Araştırma Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkelerin Afrika kıtasında etkinliğinin artmasının ABD’nin bu zirveyi gerçekleştirmesini zorunlu hale getirdiğini söyledi.
Uluslararası güç mücadelesinde Afrika’nın öneminin giderek arttığını ifade eden Uysal, “Afrika, uluslararası güç mücadelesinde her gün daha da kritik hale geliyor. ABD, Fransa’nın Afrika’daki gücünden son derece rahatsız ve bu gücü mümkün oldukça sınırlamaya çalışıyor. Aynı zamanda Çin, Rusya, Türkiye hatta Brezilya gibi ülkelerin Afrika’ya giderek daha fazla önem vermesi, yatırım yapması da ABD’yi rahatsız ediyor.” diye konuştu.
Son yıllarda özellikle Çin, Türkiye ve Rusya’nın Afrika’ya yönelik düzenlediği zirvelerden sonra ABD’nin bu kararı aldığını dile getiren Uysal, şu ifadeleri kullandı:
“ABD, bu zirveyi düzenleyerek aslında Afrika’da etkin olan ülkelere ‘Ben de buradayım’ mesajı vermek istiyor. Bu durum, aslında Afrika kıtası üzerinden büyük güç mücadelesinin yaşanacağı anlamına da geliyor. Zaten bunun ipuçlarını Afrika Boynuzu ve Sahil bölgesindeki gerginliklerden anlayabiliyoruz.”
“Biden, bu zirve ile ABD-Afrika ilişkileri üzerindeki ölü toprağını atmak istiyor”
Çin’in Şanghay Üniversitesinde araştırmalarını sürdüren Dr. Hasan Aydın ise Çin, Japonya, Hindistan, Türkiye, Rusya gibi birçok aktörün kıtadaki nüfuzlarını artırabilmek ya da kıta ülkeleriyle ilişkilerini geliştirebilmek için bu zirveleri birer dış politika enstrümanı olarak kullandığını kaydetti.
ABD’nin de Afrika ülkeleriyle zirve diplomasisini başlattığını aktaran Aydın, “Washington yönetimiyle kıta ülkeleri arasında gerçekleştirilen ilk zirve, 2014 yılında Obama yönetimi tarafından hayata geçirildi. Trump döneminde her ne kadar ABD-Afrika ilişkilerinde ticari ilişkiler ön planda tutulduysa da istenilen ivme yakalanamadı ve kıta ülkeleriyle herhangi bir zirve düzenlenmedi.” dedi.
Aydın, aradan geçen 8 yıllık süreçte Çin ve Japonya’nın üçer, Türkiye’nin iki, Rusya ve Hindistan’ın ise Afrika ile birer zirve düzenlediğini hatırlattı.
Biden’ın bu zirve ile ABD’nin Afrika politikaları üzerindeki ölü toprağını atmak isteyebileceğine vurgu yapan Aydın, şöyle devam etti:
“Birçok zenginliğe sahip kıta ülkelerinin kayda değer bir ekonomik potansiyeli var. ABD’nin uluslararası siyasetteki en büyük rakibi olan Çin, yaklaşık son on yıldır ABD’yi geride bırakarak Afrika ülkelerinin en büyük ticaret ortağı olmuş durumda. Dolayısıyla bu zirveler hem ABD için hem de diğer aktörler için ekonomik ilişkileri daha ileri seviyeye çekebilecek anlaşmalar yapabilmek adına önemli. Diğer yandan kıta ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek uluslararası siyaset ve prestij açısından da etkili bir rol oynayabiliyor.”
– ABD kıtada etkisi artan alternatif aktörleri dengelemek istiyor”
Aydın, Japonya ve Hindistan gibi aktörlerin kıta ülkeleriyle zirve ya da forum düzenlemelerinin nedenlerinden birinin, Afrika ülkelerinin BM’deki oy potansiyelini arkalarına alarak Güvenlik Konseyinde kalıcı bir sandalye elde etmek olduğunu aktardı.
ABD’nin bu zirveyi düzenlemedeki ikinci en önemli nedenin ise son dönemlerde BM’deki oylamalarda Afrika ülkelerinin dikkate değer bir kısmının Çin ve Rusya ile birlikte hareket etmesi veya bu ülkeler aleyhinde karar almaması olduğuna değinen Aydın, “Bu, ABD çıkarlarına tezat bir durumdu.” değerlendirmesini yaptı.
Aydın şunları kaydetti:
“ABD ile Afrika arasındaki uluslararası kopukluğu giderme arayışı, Biden yönetiminin Afrika ülkeleriyle yeniden bir liderler zirvesi düzenlemesinde etkili oldu. ABD, kısacası hem ekonomik ve siyasi olarak kıta ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek hem de kıtada etkisi artan alternatif aktörleri dengelemek amacıyla ABD-Afrika liderler zirvesini düzenlemeye karar verdi.”
Aydın, ABD-Afrika liderler zirvesinin sadece siyasi ve ekonomik işbirliği çabalarıyla sınırlı kalmadığını, diğer ülkelerin düzenlediği forumlar gibi iklim değişikliğinden teknolojiye, demokrasi ve insan haklarından kalkınmaya hatta uzay projeleri işbirliğine kadar birçok konunun ele alınacağını aktardı.
“Zirve ABD’nin Afrika’daki varlığını güçlendirme anlamına geliyor”
ORSAM Kuzey Afrika Uzmanı Kaan Devecioğlu ise ABD-Afrika Liderler Zirvesi’nin uluslararası siyaset bağlamında önemli bir gelişme olduğuna vurgu yaparak Afrika ile ilişkilerin ABD’de eski Başkan Barack Obama döneminde yoğunlaştığını, Donald Trump döneminde ise yavaşlama dönemine girdiğini anlattı.
Afrika kıtasının Biden döneminde yeniden ABD radarına girdiğini ifade eden Devecioğlu, “Bu zirvede özellikle ekonomi ve güvenlik konularına daha çok odaklanıldığını görüyoruz. Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) Devlet Başkanı ile Biden’ın tokalaşma fotoğrafının zirve fotoğrafı olarak kullanılması da ilgi çekiciydi. Bu fotoğraf, ABD’nin Ruanda ile KDC arasındaki anlaşmazlığa ilgi gösterdiğine de işaret ediyor. Zirve sonrası neler olacağını göreceğiz.” dedi.
ABD’nin son dönemlerde Somali’ye güvenlik konularında destek verdiğini aktaran Devecioğlu, şunları kaydetti:
“Bilhassa hava operasyonları yani istihbarat desteği bağlamında Somali’ye katkısı söz konusu. Diğer taraftan Ukrayna-Rusya arasındaki savaştan dolayı Avrupa’nın enerji güvenliği meselesi var ve Avrupa, ciddi bir enerji krizine sürüklendi. Bu bağlamda Cezayir de bu süreçte önemli bir yer teşkil ediyor özellikle hidrokarbon rezervleri bakımından. Geçtiğimiz haftalarda ABD’den üst düzey bir heyet Cezayir’de önemli görüşmeler yaptı. Cezayir’in son dönemlerde Çin ile Rusya’ya yakınlaşması bağlamında bu ziyaret son derece önemli.”
ABD ile Afrika arasındaki kopukluğu ortadan kaldırmak amacıyla bu zirvenin düzenlendiğini dile getiren Devecioğlu, “Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin Afrika kıtasında etkinliğini ve kapasitesini artırması ABD’yi rahatsız ediyor. ABD, bu zirve ile Afrika’da varlığını güçlendiremeye çalışıyor.” diye konuştu.