Poyraz, AA muhabirine, iklimlendirme sektöründeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Dünyada iklimlendirme sektörünün her geçen yıl büyüdüğünü belirten Poyraz, geçen yıl sonu itibarıyla 580 milyar dolarlık ticaret rakamına ulaşıldığını söyledi. Poyraz, Türkiye’nin bu pasta içindeki payının yaklaşık yüzde 1,3 olduğunu, bunu yüzde 1,5’e çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Poyraz, Türkiye’nin eylül sonu itibarıyla ihracatının, geçen yıla kıyasla değer bazında artış gösterdiğini ve 5,4 milyar dolara ulaştığını aktararak, “Kilogram başına ihracatımız 6,1 dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıla göre yaklaşık yüzde 17’lik artış var. Bu gelişmeler doğru yolda olduğumuzun sinyallerini veriyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin küresel pazardan daha fazla pay almak için AR-GE faaliyetlerine yoğunlaştığını vurgulayan Poyraz, sektörün yeni teknolojiye sahip ürün ve hizmetler geliştirip bunları ticarileştirmek için dünyayla yarış halinde bulunduğunu dile getirdi.
“Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin şansı büyük”
Poyraz, sektörde rekabet avantajı sağlayan mekanizmalara ihtiyaç olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin şansı büyük, bunu iyi değerlendirmeliyiz. Diğer yandan Avrupa Birliği (AB), oyunun kurallarını her geçen gün zorlaştırıyor. AB ticari kurallarına uyum ve bir adım ötesini tasarlamaya ihtiyaç var. Ülkemizde yurt dışı ile akredite test laboratuvarlarının geliştirilmesi hem iklimlendirme sektörü hem de diğer sanayi kolları için büyük öneme sahip. Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile yakın çalışma içindeyiz. İşbirliğimiz neticesinde ürünlerimizin testleri için laboratuvar kuruldu.”
Yabancı yatırımcının Türkiye’ye ilgisinin de yüksek olduğuna işaret eden Poyraz, ülkenin AB başta olmak üzere tüketim noktalarına yakınlığı ve işçilik kalitesiyle önemli bir üretim ve lojistik üssü olarak görüldüğünü anlattı.
Poyraz, Çin’in bu alanda Türkiye’de önemli ortaklıklar kurduğunu belirterek, “Sadece Çinli değil, tüm yabancı yatırımcılar Türkiye’de sıfırdan tesis kurmak veya şirket satın almak istiyor.” ifadesini kullandı.
“Yeni binalarda 15-20 santimetre yalıtım zorunlu olmalı”
Poyraz, binalarda yalıtımın sağlanmasının önemine de değinerek, şöyle konuştu:
“Bina sektörü enerji tüketiminde yüzde 32,7’lik paya sahip. Ülkemizde, başta kamu binaları olmak üzere mevcut bina stokumuzun önemli kısmı maalesef yalıtımsız ancak kamu, durumun farkında ve ciddi çalışmaları var. Türkiye’de enerji verimliliğine yönelik çalışmalar, Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında yürütülüyor. Bunlardan bazıları, binalarda enerji performansına yönelik değişikliklerle ‘Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB)’ kavramının oluşturulması, ısı yalıtımı olmayan binalara yönelik ‘Konutlarda Isı Yalıtımı Kampanyası’nın başlatılması ve kamu binalarında enerji tasarrufu hedefinin yüzde 30 olarak güncellenmesi ve bu hedefe ulaşmak için bir rehber hazırlığının bulunması, enerji verimli ısı pompalarına yönelik düzenlemeler. Görüldüğü üzere bu konuda geri değiliz.”
Sektörün hızla değişen AB ticaret kurallarına hazır hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Poyraz, bunun için bir yol haritası hazırlanmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Poyraz, yalıtım ve ısı pompası gibi enerji verimliliğini yükseltecek alanların desteklenmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“TSE Yalıtım Standardı güncellenmeli, yeni binalarda 15-20 santimetre yalıtım zorunlu hale getirilmeli. Okullarda iç hava kalitesine yönelik hazırlanan standartlar uygulamaya konulmalı. Meslek liselerinin niteliği artırılarak teknik elaman sıkıntısına çözüm bulunmalı. Profesyonel mühendislik kavramı ve standartları belirlenmeli, bu alana yönelik bir meslek sigortası oluşturulmalı.”
Bu alanda sektör meclisi olarak birçok çalışma yürüttüklerine işaret eden Poyraz, son dönemde özellikle okullarda iç hava kalitesini sağlamaya yönelik ölçüm yaptıklarını sözlerine ekledi.