İşgali altındaki Batı Şeria’da bulunan 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde yaşayan kişi sayısı bugün yarım milyona ulaşmış durumda. İsrail devleti 1967’den beri askeri yönetim altında tuttuğu bu topraklardaki Yahudi yerleşimci sayısını artırmak için bu bölgelerde yaşamayı seçenlere vergi muafiyeti dahil birçok ekonomik ayrıcalık sunuyor.
Özel yollarla İsrail’e ve birbirine bağlanan bu yerleşim birimlerinde yaşayan Yahudiler arasındaki radikal gruplar, sık sık Filistinlilere saldırılar düzenliyor.
Kudüs yakınlarında olan Maali Adumim, yaklaşık 70 bin kişilik nüfusuyla Batı Şeria’daki bu yerleşim birimlerinin en büyüklerinden biri.
Bu yerleşim birimine giderek orada yaşayanlara, “Neden işgal altındaki Filistin topraklarında yaşamayı seçtiniz? Buranın işgal altındaki Filistin toprağı olduğunu kabul ediyor musunuz?” sorularını yönelttik.
Sorduğumuz sorulara karşılık şu şekilde cevaplar aldık:
“Bu ülkeyi bize Tanrı verdi”
Ukrayna asıllı Yahudi yerleşimci Ester (Soyadını ve mesleğini söylemek istemedi): “Tevrat’ın da söylediği gibi bu ülkeyi bize Tanrı verdi. Ve Tanrı bize burada olmamız gerektiğini söyledi. Tanrı burada olmamızı söylediği için biz buradayız.”
SORU: “Sizlerden önce burada yaşayan insanlar vardı onlar hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Ester: “Anlamadım?”
Soru: “Burada yaşayan Filistinliler vardı ve savaşta…”
Ester: (Tepki göstererek uzaklaşmaya başladı) “Hayır kusura bakmayın, bunun bir parçası olmak istemiyorum! Burası bizim ülkemiz!”
“İsraillilerin nüfusunu artırarak Batı Şeria’yı İsrail’e katabilmek için buradayım”
Tur rehberi ABD asıllı Yahudi yerleşimci David Ha’ivri: “Sizin Batı Şeria olarak adlandırdığınız Yahudiye ve Samara Bölgesi (Batı Şeria’ya İsrail tarafından verilen isim) benim dünya görüşüme göre İsrail topraklarının bir parçasıdır ve İsrail’in egemenliği altında olmalıdır.
Burada (Batı Şeria) yaşayarak sahadaki İsrailli nüfusunu artırmak ve böylece İsrail’e bu toprakları gelecekte İsrail devletine katabilmesi için bir gerçeklik sunmak benim için önemliydi. “
“Biz olmasaydık Filistinliler hala eşeklerle yaşıyor olurdu”
Soru: “Sizce burası Filistin toprağı değil mi?”
İdan Zendi (Bahçıvan): “Hayır.”
Soru: “İsrail toprağı mı?”
İdan Zendi: “Evet”
Soru: “İşgal altında değil mi?”
İdan Zendi: “Hayır. Dinle. Filistinlilerin yaşayabileceği birçok yer var. Ürdün var, Irak, Lübnan, Suriye, Mısır var. Bir sürü yer var. Bizim tek bir ülkemiz var. Bu koca dünyada bir tek toprağımız var. Sadece İsrail. Biz olmasaydık (Filistinliler) hala at ve eşeklerle yaşıyor olurlardı. Burası bizim yerimiz. Tarihe bakarsanız, Tevrat’ı açın, açabildiğiniz her kitabı açın ve okuyun. İsraillilerin burada Filistinlilerden yıllar önce yaşadığını göreceksiniz.”
“Burası işgal altında değil, kurtarılmış bir toprak”
Marin Takisni (Muhasebeci): “Bence burası işgal altında değil. Bence burası (Filistinlilerden) kurtarılmış bir toprak. Bence burası İsrail devletinin bir parçası, evet.”
“Filistin diye bir yer yok”
Elyezier Endi (Diş Hekimi): “Bence Burası işgal altında değil.”
Soru: “İsrail’in parçası mı peki?”
Elyezier Endi: “Bence burası İsrail’in bir parçası.”
Soru: “Tüm Batı Şeria mı?”
Elyezier Endi: “Evet evet, İsrail’in parçası evet.”
Soru: “Filistin diye bir toprak yok mu?”
Elyezier Endi: “Olmadığına inanıyorum.”
“Başka yerlerden daha ucuz olduğu için burada yaşıyorum”
Yosi (Soyadını söylemek istemedi, öğretmen): “Ekonomik sebeplerle burada yaşamayı seçtim. Burası başka yerlerden çok daha ucuz. Yüzde 30 daha ucuz. Yıllar önce burada yaşayanlara hükümet bazı ayrıcalıklar tanıyordu. Ancak 20 yıl önce bu ayrıcalıklara son verdiler.”