İsrail hapishanelerindeki “idari tutukluluk” uygulamasını protesto etmek için yaklaşık 4 ay önce açlık grevine başlayan Filistinli Kayid el-Fesfus’un annesi Fevziye el-Fesfus, sağlığından endişe ettiği oğlunu kaybetmek istemediğini belirtti.
İşgal altındaki Batı Şeria’ya bağlı El-Halil kentinin güneyindeki Dura beldesinde ikamet eden, 6 çocuğundan 4’ü halihazırda tutuklu olan Fesfus, AA muhabirine verdiği röportajda, 112 gündür açlık grevine devam eden 31 yaşındaki oğlu Kayid’in sağlığına ilişkin endişelerini aktardı.
Kayid’in herhangi bir yargı süreci olmaksızın uygulanan “idari tutukluluğu” reddettiğini ve özgürlüğünü kazanmak için açlık grevi yaptığını belirten Fesfus, “Oğlum şu anda çok kötü durumda Barzilai Hastanesinde (İsrail’e ait) tutuluyor.” dedi.
Yarım kalan mutluluk
Oğlunun önceki idari tutukluluk kararının 14 Ekim’de askıya alındığını kaydeden Fesfus, bu gelişmeye çok sevindiğini, bu kararın ardından oğlunun serbest bırakılabileceğini umduğunu söyledi.
Ancak birkaç gün önce Kayid hakkında yeniden 6 aylık “idari tutukluluk” kararı verildiğini ifade eden Fesfus, bu durum karşısında çok şaşırdığını aktardı.
Filistinli yaşlı kadın, önceki idari tutukluluk kararının askıya alındığı dönemde oğlunu ziyaret edebildiğini dile getirdi.
“Bir deri bir kemik kalmış; bitap düşmüş durumda”
Ziyaret sırasında açlık grevinin Kayid’in bedenindeki etkilerine tanık olduğunu kaydeden Fesfus, şunları anlattı:
“Oğlum Kayid, hareket edemeyecek kadar kötü durumda. Örtüsü düşse onu kaldıramaz halde; su dahi yutamıyor. Sağlık durumu günden güne kötüleşiyor. Bedeni buz gibiydi, üşüdü; kimse ilgilenmedi. Tıbbi muayeneleri reddediyor. Bir deri bir kemik kalmış; bitap düşmüş durumda. Tüm bunlara rağmen açlık grevini evde olmadığı müddetçe sonlandırmak istemiyor.”
Fesfus, yatağında kımıldayamayan, yorgun ve bitkin haldeki bir tutuklunun neden bağlandığını anlayamadığını ifade etti.
“Ölüsünün değil oğlumun dirisinin gelmesini istiyorum”
İdari tutukluluğun yenilenmesinin ardından ziyaretlerin de engellendiğini söyleyen Filistinli anne, insan hakları örgütlerine, özgür ve onurlu tüm insanlara, oğlu Kayid’in yanında yer almaları, onun eve dönüşünü desteklemeleri ve bu konuda baskı yapmaları çağrısında bulundu.
Fesfus, sağlık durumundan endişe ettiği oğluna canlı kavuşma isteğini şöyle dile getirdi:
“Kayid’in hayati öneme sahip organlarından birini kaybetmesinden, kalp krizi geçirmesinden ya da böbreklerinin zarar görmesinden çok korkuyorum. Ölüsünün değil oğlumun dirisinin gelmesini istiyorum.”
“Ailemiz aynı sofra etrafında bir araya gelemedi”
Kayid, Filistinli ailenin ilk yürek yarası değil. Altı erkek evladı olan Fevziye el-Fesfus’un çocuklarının hepsi İsrail hapishanelerinde uzun yıllar geçirmek zorunda kaldı.
Fesfus, “Çocuklarımı 2000 yılından bu yana hapishanede ziyaret ediyorum. Bu vakitten bugüne kadar henüz hep beraber aynı sofranın etrafında toplanamadık.” ifadelerini kullandı.
Halihazırda Kayid’in, Mahmud, Ekrem ve Hafız isimli 3 kardeşinin daha İsrail tarafından tutuklu buludnuğunu söyleyen Fesfus, “Çocuklarım toplamda 52 seneyi hapishanede geçirdi. Babaları hapishanede vefat etti. Toplamda Hasan 11 yıl, Halid 9 yıl, Mahmud 13 yıl, Ekrem 7 yıl, Hafız 5 yıl, Kayid ise 7 yıl hapishanede kaldı.” diye konuştu.
Filistin Esir Cemiyeti 24 Ekim’deki açıklamasında İsrail’in idari tutukluluk uygulamasını protesto etmek için açlık grevi yapan Filistinli tutukluların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu.
İsrail’in “idari tutukluluk” uygulaması
İsrail, “idari tutukluluk” adını verdiği uygulamayla Filistinlileri istihbarata dayalı olarak 1 ila 6 ay alıkoyabiliyor.
Tutuklunun, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine” karar verilmesi halinde askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.
Filistin Esir Cemiyetinin verilerine göre, 6 Eylül 2021 tarihi itibarıyla İsrail hapishanelerinde 520’si “idari tutuklu” olmak üzere yaklaşık 4 bin 650 Filistinli bulunuyor. Bunların yaklaşık 200’ü çocuklardan oluşuyor.