Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Nükleer Radyasyon Dedektörleri Uygulama ve Araştırma Merkezinde (NÜRDAM), yangını erken tespit ederek hızla harekete geçilmesini sağlayacak yerli kimyasal gazlı alev dedektörünün ilk prototipi üretildi.
Türkiye’de özellikle yaz aylarında meydana gelen orman yangınlarına çözüm bulunması amacıyla NÜRDAM Müdürü Dr. Yalçın Kalkan öncülüğünde İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Nanoteknoloji ve Biyoteknoloji Enstitüsü öğretim üyeleri Doç. Dr. Arif Kösemen ve Doç. Dr. Sadullah Öztürk tarafından “Erken Uyarı Sistemine Sahip Yangın Algılayıcı Tasarımı ve İmalatı” projesi hazırlandı.
TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazanan proje kapsamında, sensörler aracılığıyla alevden yayılan ultraviyole ışınlarını algılayarak yangını tespit eden yerli kimyasal gazlı alev dedektörünün ilk prototipi yapıldı.
Yaklaşık 100 metreden, henüz kıvılcım aşamasındayken yangını tespit edebilen 360 derece görüş alanına sahip dedektörün, daha da geliştirilerek gelecek yıl Dicle Teknokent’teki bir firma tarafından seri üretime geçirilmesi planlanıyor.
“Yaz aylarında rahatlıkla kullanılabilecek”
NÜRDAM Müdürü Kalkan, AA muhabirine, ülke genelinde özellikle yaz aylarında yaşanan orman yangınlarının önemli problemlerden biri olduğunu söyledi.
Bu probleme çözüm bulmak adına ülkeye ithal olarak getirilen alev dedektörlerinin tamamen yerli modelini üretmek için çalışma başlattıklarını belirten Kalkan, “Ürettiğimiz ilk prototip gazlı bir alev dedektörü. Bu alev dedektörü yaklaşık 100 metreden sinyal alabiliyor. En yakın ticari muadilleri, 30 metreye kadar algılama yapabiliyorlar. Rakiplerimiz 120 dereceye kadar algılama açısına sahipken, biz 360 derecede algılama yapabiliyoruz.” diye konuştu.
Kalkan, piyasadaki yarı iletken modelli alev dedektörlerinin, güneş ışığı altında çoğu zaman hatalı sinyal verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı:
“Ortada alev kaynağı olmamasına rağmen güneşten aldıkları sinyallerden dolayı alev varmış gibi davrandıkları için yaz aylarında kapatılıyorlar. Geliştirdiğimiz filtreleme metoduyla bu hatalı sinyal mekanizması problemi de ortadan kalkmış oldu. Dolayısıyla yaz aylarında da rahatlıkla kullanılabilecek bir sistemden bahsediyoruz.”
Yaklaşık 3 yıllık çalışma sonucunda birçok farklı çeşit ve geometride modeller geliştirdiklerini anlatan Kalkan, bununla ilgili çeşitli gazlar denediklerini, birçok özelliği optimize ettiklerini kaydetti.
“Yarı iletken modele göre 4 kat daha uzun kullanım ömrüne sahip”
Çalışabilir durumdaki bu prototipi daha da geliştireceklerini aktaran Kalkan, şöyle devam etti:
“Yaklaşık 3 ile 5 metre hata payıyla çok geniş arazide alevi tespit edecek, hatta bir insan çakmağın taşıyla oynadığında, o çakmak taşından çıkan kıvılcımı tespit ederek sinyal üretebilecek, aynı zamanda bu sinyali algıladığında bölgeden 15 saniyelik kısa görüntüler alıp bunu ilgili merkezlere iletebilecek dedektör sistemi üzerinde çalışıyoruz. Bu sayede özellikle orman yangınlarının hem geniş arazilerde anında tespiti hem de failinin tespiti üzerinde çalışmalar yapıyoruz.”
Kalkan, Türkiye’de yarı iletken modelli alev dedektörlerinin olduğuna işaret ederek, “Bizim ürettiğimiz gazlı alev dedektörlerinin zaten dünyada ticari bir muadili yok. Gazlı alev dedektörlerinin artısı daha hızlı ve doğru çalışmaları, daha geniş açıdan algılama yapabilmeleri. Yaklaşık 10 senede, olduğu gibi çöpe atılacak yarı iletken alev dedektörünün ülkemize girişi, 5-6 bin avro bandında. Bizim, gazını değiştirerek, yani bakım sürecinden geçirerek, yarı iletken modele göre 4 kat daha uzun kullanım ömrüne sahip bu gazlı alev dedektörünü, şu an 3-4 bin lira bandında mal edebiliyoruz.” dedi.
Ürettikleri alev dedektörünün doğrudan ihraç edilebilecek bir ürün olduğunu anlatan Kalkan, ürünün şu anda yatırımcısının bulunduğunu, prototipe ait ulusal ve uluslararası patent tescilinin ise kendisine ait olduğunu sözlerine ekledi.