Pavotek ve InterProbe Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ne ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapay zeka aracılığıyla veriden değer üretme sürecinin; ekonomik, teknik ve güvenlik temelli hedeflerin gerçekleştirilebilmesinin ana dayanağı haline geldiğini söyledi.
“Veri; petrol ve altın gibi geleneksel ham maddelerden ekonomik ve stratejik bazda daha kıymetlidir. Verinin üretilmesi, toplanması, şekillendirilmesi ve analiz edilmesi süreçlerine hakim olunması 21. yüzyılda güçlü olmanın temel koşuludur.” ifadelerini kullanan Özbilen, şunları kaydetti:
“Yapay zeka, insanlık tarafından geliştirilen diğer tüm araç ve cihazlarda olduğu gibi insan zekasının bir sonucudur. Yapay zeka, veriler üzerinden elde edilen toplanmış, toplam zekadır. Yapay zeka teknolojisinin gücünün öngörülemez biçimde artış göstermesi, devletleri bu hususta stratejik kararlar almaya itiyor. Zira ekonomik öneminin ötesinde 5 ila 10 yıl gibi kısa bir süre içerisinde yapay zeka teknolojisinin 21. yüzyılın sosyoekonomik yapısında derin etkiler doğurması öngörülüyor.”
“Yetenek açığının kapatılabilmesi giderek daha mühim hale gelmektedir”
Alper Özbilen, Türkiye’nin, yapay zekaya ilişkin ulusal stratejisini açıklayan ülkelerden biri olduğunu aktararak, “Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ile Türkiye; yapay zeka teknolojisinin dönüştürücü gücünü ve bu teknolojideki fiili konumunu kabul etmiştir. Bu doğrultuda ulusal stratejide; yapay zeka popülist ve spekülatif tartışmalara konu edilmemiş, amaç, tedbir ve hedefler tutarlı ve gerçekçi biçimde sıralanmıştır.” diye konuştu.
Yapay zekanın ticari değerinin ve stratejik öneminin yapay zeka uzmanlarına yönelik küresel talebi günbegün artırdığına işaret eden Özbilen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu alanda beceri sahibi bireyleri istihdam etmek, insan kaynakları departmanları tarafından yürütülen bir faaliyet olmanın ötesine geçiyor. Bu hususta nitelik sahibi bireylere erişmek, devletlerin sürdürdüğü küresel yarışlardan biri. Pandemi neticesinde uzaktan çalışmanın zaruri bir hal almasıyla belirginleşen bu yarışta, yetenek açığının kapatılabilmesi giderek daha mühim hale gelmektedir.
Sivil ve askeri alanda süreçlerin daha verimli, üretken ve güvenli biçimde sürdürülebilmesi bakımından yapay zeka teknolojisinin taşıdığı önem, yapay zekanın akademik alandan ticari alana geçmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte nitelikli veriye erişimdeki zorluklar ve talep belirsizlikleri yüksek maliyetli yatırımların yürütülebilmesini güçleştirmektedir. Bu hususta kamu kesiminin destekleri ve satın almaları kritik bir önem arz etmektedir. Ticarileştirmeye ilişkin zorluklar ve yüksek kaynak ihtiyacı çerçevesinde nitelikli yerli kabiliyetlerin ve beşeri sermayenin göç ettirilmesine ve yok edilmesine izin verilmemelidir. Yabancı yatırım ve dijital egemenlik arasındaki dengenin tahsisi yapay zeka çağından etkin biçimde faydalanabilmemizi sağlayacaktır.”
“Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin uluslararası iş birliklerini öncelik olarak tanımlaması oldukça kıymetli”
Pavotek ve InterProbe Yönetim Kurulu Başkanı Özbilen, sosyal medya platformları ve tüketici uygulamalarıyla belirginlik kazanan süreçte ABD ve kısmen Çin’in, kişisel veriler üzerinde tartışmasız bir güç odağı haline geldiğine işaret ederek, “Bugün dev endüstriyel tesislerden sokaklara kadar her yerin veri üreten sensörlerle donatılması doğrultusunda dünya bir ‘veri üretim merkezi’ niteliği kazandı. Teknolojinin merkez ülkelerini dahi tedirgin eden veri kaynaklı gücün; insan onuru, bireysel haklar ve demokratik özgürlükler gibi temel değerler üzerinde risk teşkil etmesi kabul edilebilir değildir.” dedi.
Demokratik devletlerin ve bireylerin, yapay zeka teknolojisinin etik değerlere uygun olmasını talep ettiğine işaret eden Özbilen, şunları kaydetti:
“Bölgesel ve küresel standartların belirlenmesinde; yapay zeka teknolojisinin sunduğu olanaklar, pazar hacmi ve devletlerin diplomatik, teknik ve ekonomik güç kapasiteleri etkili olacaktır. Bu kapsamda, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin uluslararası düzeydeki iş birliklerini güçlendirmeyi bir öncelik olarak tanımlaması oldukça kıymetlidir. Yapay zeka, 21. yüzyılda, toplumlar ve bu toplumları temsil eden devletler için mutlak üstünlük veya mutlak yenilgi meselesidir. Dolayısıyla hedef, topyekun ve çok daha da derinlikli bir çaba ile dünyada ilk sıralarda yer almak olmalıdır.”