Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, halihazırda nakitsiz topluma geçme çabaları olduğunu, fiziksel paraya ihtiyacın artık daha da azalacağını belirterek, “Merkeze bağlı kripto para olan dijital para fikri güçlenmeye başlamıştı ancak daha zamanı olduğu söyleniyordu. Ülkemiz, dünyadaki bu akımda dijital sistemin bir parçası olabilir. İstanbul, dijital finans merkezi olabilir.” dedi.
Doğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bankacılık sektörü teknolojilerine etkisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Salgının etkisiyle dijitalleşmenin, hayatın her alanında vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini ve fiziksel dünyadaki işlemlerin her alanda hızla dijital dünyaya taşındığını aktaran Doğan, bununla birlikte her anlamda en dikkat çekici değişimlerin yaşandığı sektörlerin başında bankacılığın geldiğini vurguladı.
Doğan, Yapı Kredi olarak uzun yıllar önce dijital bankacılık alanında sınırları kaldırmak için yola çıktıklarını, bu yolda, sınırları kaldıran teknolojileri üretme hedefi ile dijital stratejilerini oluşturduklarını anlattı.
Sektördeki güçlü konumları ve kurum kimliğinin önemli bir parçası olan yenilikçi ruhla sayısız inovasyonu sektörle tanıştırdıklarını ve standartları belirleyen çalışmalara imza attıklarını bildiren Doğan, şunları kaydetti:
“Tüm bunlar neticesinde müşterilerimiz, şubelerimizden sunulan hemen hemen tüm işlemleri Yapı Kredi dijital kanallarından tamamlayabiliyor. Bireysel ve kurumsal müşterilerimiz, 800’ün üzerinde bankacılık işlemini kolaylıkla gerçekleştirilebiliyor. 2020 yılında mobil aktif müşteri adedimiz bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 artış gösterdi. Aynı şekilde, salgın öncesinde dijitalle tanışmamış müşterilerimizin yüzde 12’si bu dönemde dijital bankacılık kanallarımızı kullanmaya başladı. Salgın öncesinde yaş ortalaması 30 ila 33 arasında değişen mobil bankacılık müşterilerimize artık yeni bir kullanıcı kitlesi daha eklendi. Artık 65 yaş ve üzeri müşterilerimizi de Yapı Kredi Mobil’i sıkça kullananlar arasında görüyoruz. Temassız işlemlerin hayati önem kazandığı salgın döneminde şubeye gitmeden Yapı Kredi müşterisi olmak isteyen kullanıcılara sunduğumuz ‘Görüntülü İşlem Asistanları’ yoğun ilgi gördü. ‘Görüntülü İşlem Asistanları’ aracılığıyla 2020 yılında yeni müşteri kazanımımız yüzde 212 artış gösterdi.”
Doğan, bu dönemde müşterilerin kolayca benimsediği hizmetlerden birisinin de ödeme deneyimini kolaylaştıran teknolojiler olduğunu söyledi.
Yapı Kredi Mobil ve World Mobil uygulamalarında yer alan World Pay menüsüyle müşterilerin alışverişlerini “QR Kod ile Ödeme” özelliği sayesinde hızlı bir şekilde tamamlayabildiğini aktaran Doğan, “Ayrıca, Mobil Ödeme ile NFC destekli Android cihazlar ile telefonu POS’a yaklaştırarak doğrudan ödeme yapılabiliyor. World Pay çözümlerinden bir diğeri olan ‘Araçta Ödeme’ fonksiyonuyla ise müşterilerimiz, Opet istasyonlarında yapacakları akaryakıt alışverişlerini araçlarından inmeden kolayca tamamlayabiliyor. Fiziksel temastan uzak durmanın büyük önem kazandığı salgın döneminde temassız ödemelerde de ciddi bir artış oldu. 2020 yılında Yapı Kredi kredi kartı ile yapılan temassız ödeme hacmi 4 kat yükseldi. Kredi kartı müşterilerimiz her 3 fiziki satın alma işleminden 2’sini temassız olarak gerçekleştirdi.” şeklinde konuştu.
“Yeni dönemin, fiziksel dünyadaki işlemlerin dijitale taşınacağı bir dönem olacağını öngörüyoruz”
Yakup Doğan, salgın süreci ve yeni normale geçişle beraber alışkanlıklar ile rutinlerin de bu doğrultuda değiştiğini, yenilendiğini söyledi. Mobilden, internetten veya çağrı merkezinden halledebilecek işlemleri, şubeye gelerek yapmak isteyen herkesin artık bu işlemleri şube dışı kanallardan daha hızlı ve daha kolay bir şekilde yapabildiklerine ikna olduğunu aktaran Doğan, dolayısıyla bazıları için yeni olan dijital dünyanın, hayatın parçası haline geldiğini belirtti.
Salgının, bu anlamda toplumun uzun vadede yapacağı şeyleri hızlandıracak bir çarpan faktörü kattığını vurgulayan Doğan, şunları kaydetti:
“Yeni dönemin, fiziksel dünyadaki işlemlerin dijitale taşınacağı bir dönem olacağını öngörüyoruz. Salgın sürecinin yaşattığı tecrübe ile yeni dönemde artık daha fazla ıslak imza gerektiren işlemlerin de dijitale taşındığına şahit olacağız. Bu kapsamda senetler, çekler, poliçeler, taşıt rehinleri, konut kredisi tapu işlemleri, ipotek işlemleri gibi ticari senetlere dayalı bankacılık hizmetlerinin mevzuat ve teknolojiyle dijitale dönüşeceğini söyleyebiliriz. Ülkemiz, ödeme sistemleri açısından iyi bir noktada ama ödeme yöntemleri açısından tam anlamıyla dijitalleşmiş değil. Yani ödemenin yöntemleri dijitalleşmiş durumda, bir teknoloji ya da yazılımla çalışıyor. Ancak ödemenin deneyimi hem müşteri hem de iş yeri tarafında dijital değil. Arkada takas sistemi olan bir teknolojik altyapı var fakat deneyim halen çok fiziksel. Kart fiziksel, POS fiziksel, dokunduğumuz şey fiziksel… Ancak bireyden bireye para gönderilebilmesi için NFC kullanımı, QR Kod ile işlem yapılabilmesi gitgide yaygınlaşıyor. Bu da nakit kullanımını azaltacak bir faktör olacaktır.”
Doğan, temassız bankacılığın, adeta “yeni normalin” finansal sistemlerin standardı olduğunu söyledi. Eski normalde finansal sisteme dahil olmanın, bankada hesap açtırmak, EFT, havale yapabilmek veya ödemelerini gerçekleştirebilmek olduğunu ifade eden Doğan, yeni normalde ise bunun daha ileriye taşındığını, artık hesap açmanın, hesap sahibi olmanın yetmediğini dile getirdi.
Finansal aktivitelerinin temassız ve dijital yapılabilmesinin büyük önem kazandığını vurgulayan Doğan, “Dijital yatırımlarımızın ve ürettiğimiz yenilikçi fikirlerin ötesinde, banka kimliğimize ek olarak artık bir teknoloji şirketi gibi bu fikirleri inovasyona dönüştürdüğümüzü söyleyebiliriz.” dedi.
“Fintech’leri önemli iş ortakları olarak görüyoruz”
Yapı Kredi Genel Müdürü Yardımcısı Doğan, geleceğin bankacılık sisteminde fintech’ler ve techfin’lerin yeri hakkında da görüşlerini paylaştı.
Fintech’lerin, değişen müşteri beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasına katkı sağlayarak finans sektörüne dinamizm ve değer kattığını belirten Doğan, ödeme sistemlerinden yatırım danışmanlığına, bütçe planlamadan biyometriye ve güvenliğe kadar birçok farklı alandaki girişimlerin, finans sektörünü ileri taşıdığını söyledi.
Doğan, Yapı Kredi olarak fintech’leri önemli iş ortakları olarak gördüklerini kaydetti. Fintech’leri ticarileşebilirlik, sürdürülebilirlik, iş süreçlerine entegre edilebilirlik gibi farklı açılardan değerlendirdiklerini aktaran Doğan, “Bu kriterlere göre birlikte başarı yakalayabileceğimizi düşündüğümüz girişimlerle iletişime geçiyoruz.” dedi.
Fintech ekosistemini büyütmek ve yazılım geliştirmeyi teşvik etmek adına “Code.YapıKredi”yi hayata geçirdiklerini hatırlatan Doğan, 2015 yılında İTÜ ARI Teknokent’te kurdukları, yoğun olarak yapay zeka projeleri geliştirip banka ve iştiraklerinde hayata geçiren Yapı Kredi Teknoloji’nin akademik bilgi birikimi ve fintech ekosistemindeki gücünün, kendilerine azami derecede katkı sağladığını vurguladı.
Doğan, şunları kaydetti:
“Fintech üzerine çalışan start-up’ları yakından inceliyoruz. Sadece son 2 senede 1.000’in üzerinde fintech şirketini inceledik. Bankamızın dijitalleşme stratejisine uygun fintech’lerle POC çalışmaları ve akabinde iş birlikleri yürütüyoruz. Çeşitli hackathon ve fikir yarışmaları ile hem girişimleri hem de girişim yönelimi olan öğrencileri destekliyoruz. Diğer taraftan Açık Bankacılık ile finansal hizmet alanında yeni oyuncuların ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu da finans sektöründeki rekabetin artması anlamına geliyor. Dolayısıyla bu durum, ürün ve hizmet kalitesinin yükselmesine olumlu bir katkı sağlayacak. Bu dönemde bankalar ile fintech’lerin kuracağı iş birliklerinin devam edeceğine inanıyoruz ve bu iş birliklerini önemli buluyoruz. Finansal sistemlerde bir kurumun güçlü bilançosu ile riski sahiplenmesine ihtiyaç var. Bankalar bu konuda oldukça kuvvetli. Dolayısıyla banka dijital servis arayüzlerine ihtiyaç önemli olmaya devam edecek.”
“Dijital uygarlık dönemi başlıyor”
Yakup Doğan, Türkiye’nin dijital bankacılıkta dünyadaki konumu hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin; bankacılık sektörü, özellikle de dijital bankacılık uygulamalarıyla dünyada öncü bir konumda bulunduğunu aktaran Doğan, Türkiye’yi bankacılıkta ilklerle tanıştıran Yapı Kredi olarak bu alanda uzun yıllardır durmaksızın çalışmalar sürdürdüklerini, teknolojiyi çok yakından takip ederek müşterilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde süreçlere entegre ettiklerini anlattı.
Yapay zekanın gelişmesinin, birçok sektörde olduğu gibi bankacılık sektöründe de iş yapış şekillerini ve piyasadaki oyuncuları değiştirdiğini ifade eden Doğan, “Her geçen gün daha da hızlanan dijital dönüşüm ile beraber gündelik hayatımıza daha fazla girmeye başlayan öğrenen makineler ve yapay zeka trendleri de Yapı Kredi olarak stratejimizde önemli bir yere sahip. Müşteri deneyimini iyileştiren yapay zeka, akıllı çözümler, hizmet sürelerini iyileştiren uygulamalar, destek servisleri, makine öğrenmesi, doğal dil işleme, derin öğrenme ve robotik yöntemlerin kullanıldığı teknolojiler gündemimizde olacak. Blockchain, giyilebilir teknolojiler ve büyük veri üzerine yetkinliklerimizi de ilerleyen günlerde artırarak sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Doğan, içinde bulundukları dönemde yeniliğe açık olan fintech ve bankaların halihazırda uygulama arayüzlerini geliştirerek pazardaki yerlerini almak için konumlanmaya başladığını söyledi.
Bu gelişmelerle birlikte başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede geleneksel bankacılığı büyük ölçüde bir değişimin beklediğine işaret eden Doğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hem Türkiye’de hem de dünyada yenilikçi kuruluşlara baktığımızda, rekabete ve teknolojik gelişmelere ayak uydurarak pazar payını artırmayı hedeflediklerini görüyoruz. Bu sebeple de pek çok yenilikçi ürünü geliştirmek ve mevcut ürünleri farklılaştırmak konusunda önemli yatırımlar yapılıyor. Odak noktalarında ise geleneksel bankacılığın yanında kişisel finans yönetimi ve hatta yapay zeka ile kişiselleştirilmiş finansal tavsiyeler vermek gibi konular yer alıyor. Fintech’ler başta olmak üzere tüm finans kuruluşları, yapacakları iş birliği doğrultusunda müşterilerine büyük ölçüde kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya başlayacak. Bunun ilk örneklerini şu anda Avrupa, Amerika ve pek çok ülkede gözlemliyoruz.
Başta para olmak üzere bankacılıkta fiziksel enstrümanların dijitale dönüşeceği bambaşka bir döneme giriyoruz. Dijital uygarlık dönemi başlıyor diyebiliriz. A’dan Z’ye her şeyi dijital dünyaya taşıyacağımız bir dönem olacak. Fiziksel parayla vedalaşmaya yakın bulunuyoruz. Zaten halihazırda nakitsiz topluma geçme çabaları vardı. Fiziksel paraya ihtiyaç artık daha da azalacak. Merkeze bağlı kripto para olan dijital para fikri güçlenmeye başlamıştı ancak daha zamanı olduğu söyleniyordu. Ülkemiz, dünyadaki bu akımda dijital sistemin bir parçası olabilir. İstanbul, dijital finans merkezi olabilir.”