Uzun yıllardır iç çatışmaların sürdüğü Yemen’de kuzey ve güney bölgelerinin birleşmesinin 32. yılında ayrılık çağrıları devam ediyor.
Yemen’de geçen ay kurulan ve birçok kesim tarafından olumlu bir adım olarak görülen Başkanlık Konseyi, ülkedeki krizi sona erdirmeyi, ekonomik krizi çözmeyi ve askeri kurumlar arasında birlik sağlamayı hedefliyor.
Yemen Başkanlık Konseyi bünyesinde yer alan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) ise güney bölgesinin kuzeyden ayrılmasını sağlama ve 1990’dan bu yana devam eden birliği sona erdirme isteğini birçok platformda dillendiriyor.
Ülkenin 1990’da birleşen güney ve kuzey bölgelerinin yeniden ayrılması konusundaki taleplerini ısrarla dile getiren GGK Başkanı Aydarus ez-Zubeydi, güney sorununun ancak ayrılıkla çözüleceğini öne sürüyor.
Yemen’de etkin siyasi güçlerin çoğu ise devletin birlik içinde mevcudiyetini sürdürmesi ve ayrılık çağrılarının son bulması gerektiğini ifade ediyor.
Birleşmenin üstünden 32 yıl geçti
Kuzey ve Güney Yemen, 22 Mayıs 1990’da geçiş dönemine ihtiyaç duyulmaksızın, devletin siyasi ve ekonomik kurumları hızlıca entegre edilerek birleşti.
Çok geçmeden taraflar arasında güvensizlikten kaynaklanan siyasi çekişmeler, karşılıklı suçlamalar, hakimiyet mücadelesi bazı kentlerde askeri gerginliğe yol açtı. Bu gerginlik, Mayıs 1994’te Yemen Sosyalist Partisinin birlikten vazgeçme kararı ve tekrar bölünme niyeti neticesinde savaşa dönüştü.
Silahlı kabile milisleri destekli Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlısı güçler, 2 ay süren çatışmalar sonucu Yemen Sosyalist Partisini hezimete uğratarak, Aden ve güney kentlerinde hakimiyet sağladı. Ancak sular durulmadı.
“Ayrılık meselesi çıkarlarını gözeten bölge ve uluslararası büyük güçlerle bağlantılı”
Yemenli yazar Fadl Ali Mübarek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Yemen’in kapsayıcı bir siyasi sistem olarak birliğinin sadece siyasi partiler arasında değil, aynı zamanda sokak düzeyinde de bir yol ayrımına geldiğini ifade etti.
Birleşmenin ardından ülkede yönetimi devralan hükümetlerin güneyde yaşayan insanları dışladığını, yönetimde söz sahibi olmalarını engellediğini, güç, zenginlik ve imkanlarını kendi lehine kullandığını savunan Mübarek, Salih döneminin birlik yolunda reform yapmak ve güneye ortaklık hakkını vermek için birçok fırsata sahip olduğunu ancak güç sarhoşluğuna aldanarak bunları reddettiğini dile getirdi.
Mübarek, “Meşruiyetine ve insanların kendi kaderini tayin hakkına rağmen ayrılık ve güney Yemen devletini yeniden kurma meselesi kolay bir mesele değil. Ancak bu durum güneyin arzu, hayal ve çıkarlarının ötesinde, kendi çıkarlarını gözeten bölge ve uluslararası büyük güçlerle bağlantılıdır.” dedi.
Ayrılık talepleri yeni değil
Ayrılık taleplerinin yeni olmadığını, 1994’ten bu yana dile getirildiğini ifade eden Yemenli gazeteci Şefi el-Abd ise, “Ayrılık projesini destekleyenler her yıl meydanlarda toplanıyor ve güney meselesine çözüm olarak bu seçeneğin gerçekleşmesini istediklerini belirtiyor.” dedi.
Bu insanların birliğin devamı konusundaki inançlarını da kaybettiğini dile getiren Abd, “Şahsi görüşüm, ilk olarak 22 Mayıs 1990’da ilan edilen bu birlik projesinin başarısız olduğu yönünde. Güneyin Yemen siyasi denkleminde aktif bir ortak olmaktan çıkarıldığı 1994’te bu durum netleşti aslında.” ifadelerini kullandı.
O yıl yapılan savaşın galibinin, birlik projesinin reforme edilmesine yönelik tüm çağrıları görmezden geldiğini kaydeden Abd, 2013’teki kapsamlı diyalog konferansında da Yemenli siyasi güçlerin, geç de olsa birlik projesinin başarısız olduğunu anladığını ve alternatif bir yol aradığını, en son federal yapıya geçilmesi konusunda ittifak ettiğini dile getirdi.
Abd, en iyi çözüm yolunun Yemen devletinin geri alınması olduğunu, bu çerçevede halkın iradesine saygı temelinde birlik sorunu başta olmak üzere tüm meselelerin çözülebileceğini söyledi.
Halk birliği savunacak
Siyasi yazılar kaleme alan Hüseyin el-Beham ise Yemen’in birliği meselesinin halkın tercihi olduğunu ve bu uğurda çok fazla insanın hayatını kaybettiğini belirtti.
“Birlik hayali gerçek olduktan sonra bugün ayrılık çağrısı yapan bazı sesler duyuyor olmamız üzücü.” diyen Beham, birliğin siyasi güçlerin tercihi değil halkın bir araya gelmesi olduğunu, halkın bedeli ne olursa olsun bunu savunacağını kaydetti.