Uzmanlar, Kızıldeniz’de gerçekleştirilen askeri operasyonların ve Yemen’e düzenlenen hava saldırılarının tedarik zincirinde oluşturacağı aksamalar nedeniyle emtia fiyatlarında yukarı yönlü etkiye neden olacağını ancak petrol fiyatlarındaki yükselişin ise zaten “beklenen” bir gelişme olduğunu belirtiyor.
AA muhabirine konuşan uzmanlar petrol piyasasında son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Stratejist Özgür Hatipoğlu, ABD ve İngiliz silahlı güçlerinin Husileri vurmasının bölgede işlerin daha da ciddileştiğinin bir göstergesi olarak okunması gerektiğini ifade etti.
Yaşananların emtia piyasasında sadece petrol değil, ticareti yapılan ve gemilerle taşınan her türlü metanın fiyatına etkisinin bulunduğunu vurgulayan Hatipoğlu, tedarik zincirindeki aksamaların zaruri olarak mal fiyatlarında yukarı yönlü etkiler göstereceğini kaydetti.
Hatipoğlu, Avrupa’da enflasyonun bu tedarik zinciri aksamasından dolayı yükselmesinin beklenmediğini anımsatarak, “Ancak Çin ve Kuzey Avrupa arasında mal taşımacılığı yapan gemilerde standart kargolar için ücretler kasımda konteyner başına 1500 dolardan şimdilerde 4 bin dolara yükselmiş vaziyette. Bu durumda ister istemez söz konusu malların son kullanıcıya ulaşmasında fiyatlar yükselecektir.” diye konuştu.
Kızıldeniz’deki kargo taşımacılığının önemli bir kısmının Kuzey Denizi’ne kaydığını ve oranın da kendine özgü zorlukları olduğunun altını çizen Hatipoğlu, “Petrol piyasalarında fiyatlar doğal olarak yükseliyor. Stokların da son haftalarda azalmaya başladığını düşünürsek WTI petrolde 78/80 dolar aralığına kadar yükselişler görülebilir. Risk koruması olarak düşünülen altın ise şimdilerde dolar endeksi ve faiz ile daha çok ilgili. Savaş riski bölgesel kaldıkça altının bu faktörden nemalanması beklenmemeli ve daha çok ABD tahvil faizi takip edilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yeni bir petrol rallisi tetiklenmez”
İş Yatırım Uluslararası Sermaye Piyasaları Müdürü Şant Manukyan, İran’ın doğrudan “işin içine girmesini” beklemediğini belirterek, “Suudi Arabistan açısından baktığımızda evet arz çok fazla talep zayıf kaldı diyerek üretimi kısmak müşterilerin gözünde ayrı bir şey. Bir kriz varken İran, Hürmüz’ü kapatırsa daha ciddi bir kriz olduğunda ‘ben fazla kapasitemi kullanmıyorum ne haliniz varsa görün’ demek ayrı bir şey.” dedi.
Manukyan, bir kriz durumunda Suudi Arabistan’ın petrol üretiminde artışa giderek yukarı yönlü fiyat hareketini sınırlayacağını öne sürerek, “Zaten o bölge gemi ulaşımına bir süredir kapalı. O yüzden ekstra bir şok yaratmayacaktır. Şu ihtimal var; petrol pozisyonlarında çok short vardı onlar rahatsız olup kapatacaktır. Bu, yeni bir petrol rallisi tetiklemez.” ifadelerini kullandı.
Petroldeki yükseliş ‘beklenen’ bir durum
AA Finans Analisti Zafer Ergezen de Yemen’deki saldırılardan sonra petrol fiyatlarındaki yükselişin beklenen bir şey olduğunu vurguladı.
Yemen ve Kızıldeniz’in dünya ticaretinin önemli bir kısmını oluşturduğuna dikkati çeken Ergezen, bu bölgedeki saldırıların gemi geçişlerini engelleyen bir unsur olduğunu ifade etti.
Ergezen, Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilerin sayısının azaldığını ve daha çok Ümit Burnu tarafına yönlendiğini belirterek, “Bu da doğal olarak burada dünya ticaretini yavaşlatan unsurlardan biri çünkü Ümit Burnu’ndan dolaşmak daha zaman alan bir şey. Bir diğer nokta da navlun fiyatları. Ciddi artış görüyoruz son dönemde. Baltık endeksinde artışlar vardı. Doğal olarak buradaki saldırılar dünya ticaretinde maliyet artışlarına yol açan unsur haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
Petrol fiyatlarındaki yükselişe de değinen Ergezen bu fiyatlar üzerinde talep baskısı olduğunu kaydetti.
Ergezen, küresel büyümedeki yavaşlamanın buradaki talebi aşağı çeken unsur olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Suudi Arabistan tarafından Uzak Doğu’ya yapılan yüklemeler, özellikle burada dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan Çin’in ekonomisindeki yavaşlamada aslında buradaki petrol fiyatları üzerinde bir unsur. Yemen’deki saldırılar fiyatlarda yükselişe yol açıyor ama bu şimdilik sınırlı bir yükselişe yol açtı. Çünkü saldırıların arkasındaki amaç aynı zamanda buradaki ticaret yolları güvenliğinin sağlanması. Piyasadaki yatırımcılar bunu bu şekilde okuyor. O yüzden saldırıların ciddi bir yükselişe yol açmasını beklemeyiz, olsa bile hızlı bir şekilde geri dönüş olacaktır.”
Kısa vadede çok fazla çatışma yaşanmazsa kısa süre sonra burada ticaret, emtia ve navlun fiyatlarında risklerin azalacağının söylenebileceğini ifade eden Ergezen, söz konusu saldırıların belli bir süre rahatsızlık yaratacağının altını çizdi.
Bölgedeki durum nedeniyle navlun maliyetleri artabilir
Ergezen, Süveyş Kanalı’ndan geçmek isteyen gemilerin sayısının azalmasının beklenebileceğini belirterek, “Bu da hem navlun fiyatlarının hem de zamanın uzaması nedeniyle maliyetlerin artmasına neden olabilir. Bu belli bir süre daha devam edecektir. Diğer unsur da sadece petrol fiyatları değil. Bu bölge aynı zamanda ticaret yollarının geçtiği bir bölge. Orta Doğu’nun özellikle tarım emtiaları konusunda önemli bir geçiş yolu olduğunu biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Avrupa’ya yapılan tarım yüklemelerinin büyük kısmının Süveyş’ten geçtiğini anımsatan Ergezen, çatışma devam ettikçe maliyet artışının devam edeceğini ancak buğday ve mısır gibi tarım emtiaları açısından bölgede sistemin yerleşmiş durumda olduğunu aktardı.
Ergezen, endüstriyel metaller tarafından bakıldığında sıkıntının bir miktar daha etkili olacağına dikkati çekerek, “En büyük etkiyi hangi emtialarda görürüz dersek demir çelikte görülmesi daha mümkün. Bu taraftan geçen gemilerin büyük kısmının aslında demir çelik emtiasında daha etkili olduğunu söylemek mümkün. Demir cevheri fiyatı bir süredir Çin’deki yerel teşvikler nedeniyle yükseliyordu. Buradaki saldırıların etkisinin Husilerin gemilere saldırısından daha az etkili olacağını söylemek mümkün. İlk tepkiler bir miktar olumsuz olup fiyat yükseltse de sonrasında geri çekilme ve denge göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kızıldeniz’deki durum
İran’ın desteklediği Yemen’deki Husiler, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim’den bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu söyledikleri ticari gemilere el koymaya ve bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen’den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 11 Ocak’ta ABD ve Japonya tarafından sunulan ve Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının acilen sonlandırılmasını talep eden karar tasarısını kabul etti.
Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si yapılıyor.