Yemen’de altı ay süren ateşkesin ekim ayında sona ermesinden bu yana Husiler, sınırlı petrol gelirlerini paylaşmaya zorlamak için hükümete karşı bir “petrol savaşı” yürütüyor.
İran destekli Husiler, ham petrol ihraç etmek veya taşıdığı petrol türevlerini boşaltmak isteyen gemilerin yanaşmasını önlemek amacıyla son zamanlarda Hadramevt vilayetindeki Dabbe Limanı ile Şebve ilindeki Kuna Liman’ına insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılar düzenliyor.
Yemen, 2014’ten bu yana devam eden iç savaştan önce günlük 150-200 bin varil ham petrol üretimi yaparken, şu anda günde 55 bin varili aşmayan, yalnızca az miktarlarda bir üretim gerçekleştiriyor. Resmi verilere göre petrol üretimi, günde 450 bin varile ulaşarak 2007 yılında zirve yapmıştı.
Petrol gelirlerinin ikiye katlanması Husileri cezbediyor
Genel olarak dünyada petrol üretiminin düşmesine rağmen, Yemen 2021’de bir önceki yıla göre petrol üretimini ikiye katladı. Ülkenin petrol gelirleri, 2020’de 710 milyon dolar iken 2021’de bu rakam yüzde 99,4 artışla 1,4 milyar doları aştı.
Söz konusu gelir “mütevazi” sayılabilecek bir rakam olsa da Husilerin, kontrolleri altındaki bölgelerde aylardır maaşlarını alamayan çalışanların maaşlarını ödemek için bu gelire göz diktiği görünüyor.
Husiler, “petrol savaşı” ile hükümetin mali yeteneklerini zayıflatmaya çalışıyor
Husiler ayrıca “petrol savaşı” çerçevesinde Libya tecrübesinden yararlanarak meşru hükümetin mali yeteneklerini zayıflatmaya çalışıyor. Nitekim Libya örneğinde ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, Ulusal Birlik Hükümeti’ni petrolden pay vermeye zorlamıştı.
Yemen’de petrol sahalarının ve limanların çoğu Husilerin kontrolünde değil. Bu da petrol kartını kullanmalarını zorlaştırıyor. Bu nedenle Husiler, güney limanlarında demirlemiş petrol tankerlerini hedef almak için İHA’lara başvuruyor.
Husilerden petrol limanlarına saldırı
Yaklaşık 6 ay süren ateşkesin sona ermesinin ardından Husiler, ilk olarak 21 Ekim’de Dabbe Limanı’nda ham petrol sevkiyatı yapan dev bir petrol gemisini hedef aldı.
Ülkede 9 Kasım’da da Şebve’deki Kuna Limanı’nda demirli bir tankeri hedef almaya çalışan İran destekli Husilere ait İHA düşürüldü.
Yemen Petrol ve Maden Bakanlığı, 21 Kasım’da, İran destekli Husilerin, Hadramevt ilindeki Dabbe Petrol Limanı’na bomba yüklü İHA ile saldırı düzenlediğini açıkladı.
Yemen’in petrol ve sıvılaştırılmış gaz ihracatı için üç ana limanı bulunuyor. Bunlardan ikisi güney bölgesinde bulunan, Aden Körfezi ve Umman Denizi’ne bakan “Belhaf” ve “Dabbe” limanları. Ayrıca söz konusu limanlar meşru hükümete bağlı. Üçüncü liman ise Hudeyde kentinde bulunan, Husilerin kontrolündeki Ras İsa Limanı olarak biliniyor.
Petrol ve gaz sahalarının çoğu Marib, Şebve ve Hadramevt vilayetlerinde bulunuyor.
Ekonomik caydırıcılık tehdidi
Husiler, Arap koalisyonunu kontrollerindeki bölgelere yönelik hava bombardımanını durdurması karşılığında, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) saldırmayı durdurarak bir bakıma Arap koalisyonu ile caydırıcılık dengesi sağlamayı başardı.
Bunun ardından Husilerin, petrol limanlarına saldırarak denizciliği ve ekonomiyi hedef alan bir caydırıcılık sağlamayı amaçladığı değerlendiriliyor.
Petrol limanları ve tankerlerinin hedef alınmasının; ekonomik savaşın, deniz veya petrol savaşının bir parçası olduğu ve bunun da “petrol gelirlerinin paylaşılması” şeklinde özetlenebilecek tek bir amaca hizmet ettiği ifade ediliyor.
Bu durum Husilerin 2 Ekim’de sona eren ateşkesin yeniden uzatılmasını reddetmesini de açıklıyor. Husilerin, yeni bir ateşkes süreci için yeni şartlar belirlediği görülüyor. Bu şartların başında ise hükümetle petrol ve gaz gelirlerinin paylaşılması, Hudeyde Limanı ile Sana Havalimanı’nın açılması ve memur maaşlarının ödenmesi yer alıyor.
Husilerin sözde İstihbarat ve Keşif Kurumu Başkanı Abdullah Yahya el-Hakim, 10 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Ateşkese veya sükunete güvenmek bir hatadır ve gerekli olan ise askeri ve ekonomik caydırıcılık sistemlerini her düzeyde güçlendirmektir.” ifadelerini kullandı.
Yemen hükümeti, Husilerin özellikle petrol ve gaz gelirlerinin paylaşımına ilişkin taleplerini kolay kolay kabul etmeyecektir. Çünkü bu durum Husilerin şikayetlerini güçlendirip, kontrol ettikleri alanlarda kamu çalışanlarının kendilerine sadakatini garanti altına alacaktır.
Enerji arzına yönelik tehdit
Yemen hükümeti, Husilerin petrol limanlarını hedef almasını “açık bir savaş, hatta enerji kaynaklarına ve küresel seyrüsefere yönelik bir tehdit” olarak görüyor. Ancak hükümetin elinde Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun dışında caydırıcı güç niteliğine sahip bir anahtar da bulunmuyor.
Suudi Arabistan ise topraklarının İHA ve füzelerle yeniden saldırıya uğramaması için belirli çerçevede gerilimi tırmandırmaktan kaçınıyor.
Yemen’in mütevazi diyebileceğimiz petrol üretiminin (günlük 55 bin varil) küresel enerji arzına ciddi bir tesiri yok. Ancak bu tür olayların Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını azalttığı bir dönemde, petrol ve gaz fiyatlarının artmasıyla yaşanan kriz sürecinde enerji piyasaları üzerinde psikolojik etkisi olacaktır.
Yemen’in güneyinde hedef alınan petrol limanları Aden Limanı veya Hudeyde Limanı gibi uluslararası nakliye hatlarına çok yakın olmasa da Husilerin uzak deniz hedeflerini vurabilecek insansız hava araçları ve füzelerinin menzillerini genişletmesi uluslararası toplumu endişelendiriyor.
Petrol limanlarını hedef almanın, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Kızıldeniz boyunca uluslararası seyrüseferi ve enerji arzını kesintiye uğratacak daha geniş bir deniz savaşının başlangıcı olması da muhtemel. Husiler daha önce Kızıldeniz’deki uluslararası seyrüseferi tehdit etmişti.
ABD, BM ve birçok Arap ve Batı ülkesi, Husilerin Yemen’deki petrol limanlarını ve tesislerini hedef almasını kınadı. Konu, BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg’in aylık olarak verdiği brifing sırasında BM Güvenlik Konseyinde de tartışıldı.
Grundberg, BM Güvenlik Konseyindeki son konuşmasında petrol altyapısına yönelik saldırı ve petrol şirketlerine yönelik tehdidin Yemen halkının refahını baltaladığını belirterek, askeri ve ekonomik bir tırmanışa yol açabileceği uyarısında bulundu.
BM yetkilisi, bu uyarısına rağmen Husiler ile meşru hükümet arasında ateşkesin yenilenmesi konusunda anlaşmaya varmak için yürütülen müzakerelerde “ilerlemeden” de söz etti.
Bir sonraki aşamada Yemen sahnesi, ya ateşkesi uzatmak için her iki tarafın da tavizlerini içeren bir anlaşmaya tanıklık edecek, ya da diğer cepheleri de; kara, deniz, petrol ve gazı kapsayan tırmanış tüneline girecektir.
Ülke böyle bir tırmanışa tanıklık ederse bunun bedelini gıda krizi, elektrik ve benzin kıtlığının etkisi altında güney ve kuzeyde tüm Yemen halkı ödeyecektir.