Yemen’de, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon tarafından desteklenen meşru yönetime bağlı güçler ile İran destekli Husiler arasında yıllardır süren çatışmalar bu yıl Marib ilinde yoğunlaştı.
Savaşın sona ereceği yönünde herhangi bir umut ışığı görülemeyen Yemen’de siyasi arenada diyalog masasına oturulması için sürdürülen diplomatik çabalar ve uluslararası hamleler de başarısız oldu.
Ülkede Riyad Anlaşması’na göre yeni bir hükümetin kurulmasıyla da çözülemeyen taraflar arasındaki anlaşmazlığın devam etmesiyle işler daha da karmaşık bir hal aldı.
Ülkede özellikle siyasi ve askeri alanlardaki olumsuz gidişat, önemli ölçüde gerilemiş durumdaki ekonomiye de yansıdı. Ekonomide kaynak kıtlığının devam etmesi, üretim mekanizmasının neredeyse işlemez oluşu, ulusal para biriminde ciddi değer kaybına ve ürün fiyatlarında artışa yol açtı.
Savaş hali, siyaset ve ekonominin yanı sıra iş fırsatlarının olmaması ve gıdaya ulaşım zorluğu, Yemenlilerin maruz kaldığı zorlukları katlayarak artırdı.
Ülkede 2014’ten bu yana devam eden iç savaş insani durumu daha da kötüleştirdi; can kayıplarının ve iç göçmenlerin sayısını iki katına çıkardı.
Yemenli uzmanlar, tüm bunlar göz önüne alındığında ve ufukta siyasi çözüm görünmemesi nedeniyle 2022’nin geçen yıldan daha kötü geçeceğini ifade ediyor.
Savaşın seyrinin değişmesi askeri güce bağlı değil
Yemenli araştırmacı ve siyasi analist Yasin et-Temimi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Elimizdeki veriler gösteriyor ki Yemen’deki savaş ve kriz, 2022 yılında insani, askeri ve siyasi boyutta daha da ağırlaşarak kötüye gidecek.” dedi.
Temimi, savaşın karada ve havada şiddetinin devam etmesinin ve Husilerin siyasi çözüm yolundaki isteksizliği ile Marib’i ele geçirme konusundaki isteklerinin bunun en önemli göstergelerinden olduğunu belirtti.
Siyasi çözümün ise halihazırda ufukta görünmediğini ifade eden Temimi, bunun yanı sıra güney kentlerindeki durumun da iç açıcı olmadığına işaret etti.
Temimi, Marib çevresinde ve diğer bazı cephelerde Husilerle çatışmaların şiddetlenmesi ve meşru hükümet ile ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi arasındaki husumetin yeni yıla daha iyi beklentilerle girmeye engel olduğunu vurguladı.
Husilerin savaşın seyrini değiştirecek ya da zafer kazanacak kadar yeterli gücü olmadığını ancak siyasette yer alana dek askeri çatışmaları tercih ettiğini söyleyen Temimi, Husilerin ayrıca Yemenlilerin savaş nedeniyle uğradığı zararı umursamadığını dile getirdi.
Temimi, 2022’de savaşın seyrinde bir değişiklik bekleniyorsa bunun askeri güce bağlı olmayacağını, diğer dengelere bağlı olacağını ifade ederek, ABD’nin savaşın bitmesi yönündeki baskılarının etkili olabileceğine işaret etti.
“2022 siyasi açıdan daha kötü olacak”
Yemenli gazeteci Ali el-Fakih, daha fazla asker ve sivil kaybıyla sonuçlanacak askeri tırmanışla birlikte ülkedeki durumun daha karmaşık hale geleceğini ve bunun da siyasetteki karmaşayı artırıp, siyasi çözüm fırsatını azaltacağını söyledi.
2022’nin siyasi açıdan daha kötü olacağını savunan Fakih, “BM temsilcisinin çabalarının da kısır döngü yaşayan kendinden öncekiler gibi başarısız olması bekleniyor. Temsilcinin BM Güvenlik Konseyine verdiği ilk brifing de bunu kanıtlıyor.” diye konuştu.
Fakih, “Ufukta bir çözüm görünmüyor, savaşan taraflar diyalog masasına oturmaya istekli değil, İran destekli Husilerin askeri gücünün artması oranında barışçıl çözüme ulaşma şansı azalacaktır.” diye konuştu.
Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon güçlerinin yollarından sapmasının da ülkedeki durumun kötüleşmesine katkı sunduğunu vurgulayan Fakih, şunları kaydetti:
“Sahadaki müttefiklerine pek güvenmeyen, devlet kurumlarından uzak yönlendirebileceği silahlı milis güçleri kurmayı tercih eden koalisyon güçlerinin askeri performansı düştü.”
Fakih, ordunun savaşların yürütülmesinde fark yaratacak nitelikte silah ve mühimmattan yoksun olduğunu ve iki senedir elinde bulundurduğu bölgeleri kaybettiğini belirterek, gelecek yıl boyunca daha fazla bölgeyi kaybetmesine yol açabilecek bu durumun devam edebileceğini savundu.
Marib’in ordu için en zor denklemlerden biri olduğuna dikkati çeken Fakih, hükümetin burada kontrolünü kaybetmesinin, Husi milislerin kontrolüne zemin hazırlayacağını, bunun da savaşın başka bir evresine geçildiği anlamına geleceğini kaydetti.