2020’de Jacinda Ardern’in başbakanlığı döneminde bugüne değinki en çeşitlilik arz eden parlamentoyu seçmesiyle kadın, Māori ve LBGTQ+ üyelerin sayısının önemli ölçüde arttığı Yeni Zelanda’da, artık en önemli politika kararlarının alındığı üst düzey bakanlar organı olan kabinenin karar masasında cinsiyet eşitliği sağlandı.
25 Ocak’ta Ardern’in yerine başbakan koltuğuna oturan Chris Hipkins’in dün milletvekili Willow-Jean Prime’ın (Çevre ve Biyoçeşitlilik) Koruma Bakanı olarak kabineye girdiğini açıklamasıyla yarı yarıya kadın erkek eşitliği sağlandı.
Başbakan Hipkins, “Bu, nüfusu daha iyi temsil ettiğimiz anlamına geliyor. İyi bir kilometre taşını başardığımızı düşünüyorum. Bu dönem parlamentoda yüzde 50/50 temsil sağladık. Bence bu çok hoş bir şey ve şimdi kabine masasında da aynı durumdayız” dedi.
Kabine dışındaki bakanlar dahil edildiğinde kadınlar çoğunlukta
Hipkins, kabine dışındaki bakanlar dahil edildiğinde Yeni Zelanda’nın yürütme erkinde artık erkeklerden daha fazla kadın olduğunu sözlerine ekledi.
Yeni Zelanda’nın 2020’de seçilen parlamentosunun üyelerinin yaklaşık yüzde 10’u kendini LGBTQ+ olarak tanımlıyor. İçlerinde Maliye Bakanı Grant Robertson gibi önde gelen liderler var.
Seçimde 120 kişilik meclise 25 Māori milletvekilinin girmesiyle yerli halkın temsiliyeti yüzde 20’yi geçti. Yanısıra meclisteki milletvekillerinin yüzde 9’u Pasifika topluluğunu ve yüzde 9’u Çin, Eritre, Hindistan, İran, Kore, Maldiv, Meksika ve Sri Lanka kökenliler dahil diğer etnik kökenleri temsil ediyor.
Koruma Bakanı yapılan kadın milletvekili Prime, aynı zamanda gençlik bakanı ve sağlık ile sanat ve kültürden sorumlu bakan yardımcılığı görevlerini üstlendi.
Kabinede cinsiyet eşitliğini görmekten memnun olduğunu ama bakan tercihinde bunun belirleyici bir etken olmadığını söyleyen Başbakan Hipkins, Prime için “Kabine masasında çok aktif bir katılımcı olacağına eminim” dedi.